Bölüm 4

45 4 0
                                    


İnşallah beğenirsiniz :)
Sizleri seviyorum ve yazdıkça siz okudukça daha da mutluyum :)

"Hemen çıkarıcam abi sizi buradan hiç merak etmeyin" dediğinde Savaşa baktım ziyaretinde güven verici bir şekilde sadece gözlerime baktı.

Şu an gerçekten ondan başka kimseye güvenemezdim.Çıkmaz yol olsa bile tek şansım oydu.

***

Neyin içine düşmüştüm ben böyle? Hislerim, bir çocuğun bir sürü şeker arasında hangisini seçeceğini bilememesi karışıktı.Öyle Bir huzursuzluk vardı ki içimde tarifi yok hiç bir kelime uygun değil ..

Kaderimi artık kendi ellerimle yazmıyordum ipleri çoktan bırakmıştım.Korkuyor muyum? Bir dalganın gözlerimin önünde en sevdiğim insanı yavaş yavaş kendisine çekerken ki yaşadığım korkuyla o kadar çok benziyordu ki..Tek bir fark bu defa ben kendimi kaybediyordum.Derinlere indikçe kararıyordu nefes alamıyordum, hani bugüne kadar denizin en sonunda nelerin olduğu tam olarak bilinemiyor ya bende bu bana yabancı gelen hayatın sonunda nelerin olacağını bilmiyordum ..

Bu kadar şeyi başıma açan Savaş olsa da garip bir şekilde güveniyordum.Bir olay da on iki kisi olsa ikisi de kötü olsa onu seçecekmişim gibime geliyor bu da huzursuz olmamın sebeplerinden sadece bir tanesi ..

birinin kolumu dürtmesiyle kendime geldim.Hayallerimden düşüncelerimden çıkıp Savaşın gözlerine baktığımda bilmediğim derinliklere daha da yaklaştığımı hissettim ..

"Hadi toparlan" dediğinde konuşmadan kafamı sallayarak indim.Karsıma baktığım da güzel bir ev vardı.Aslında güzel kelimesi az kalırdı.Savaşın arkadaşı bizi buraya getiren çocuk hızla Bizim önümüze geçip zile bastı Kapıyı çok tatlı bir teyze açtı.Güzel bir kadındı ama daha çok tatlı gibiydi iyi biri olduğunu sanki gülümsemesinden hissettirmişti bana.Bende ona karşılık verip gülümsedikten sonra en cana yakın haliyle

"Hoşgeldin kızım ilk sağdan gir" dediğinde bende hoşbulduk diyerek dediği yöne gittim ama içerde 1 erkek duruyordu bana bakıp hafif tebessüm ettikten bir sonra bende aynı şeyi ona yaptım.

"Hoşgeldin Eylül" dediğinde ona göster gerçekten minik kuzenim tabiriyle öcü görmüş gibi baktım.Oh valla daha bir kere bile görmediğim insanlar benim adımı biliyordu ne kadar güzel değil mi?

"Merhaba" dedim ama isim söylememiş olmamı ona en vurgulu Bir tonda söyledim.O da anlamış olacak ki bir kez sağa doğru kıvrılan dudaklarıyla Savaşın ki kadar olmasada bir sırıtma sergiledi.

"Kerem"

"Memnun oldum" dediğim sırada Savaşın sesi odanın içinde yankılanmıştı çok sinirliydi tamamen unuttum ben ondan kaçmıştım demi.Bin kere lanet olsun.Bana doğru çevirdiği gözlerine 1 saniye baktıktan sonra hemen yere bakmıştım çok korkutucu görünüyordu .King Kong filminden fırlamış gibiydi.

"Bunların çoğu senin yüzünden başımıza geldi biliyorsun değil mi?" Diye kızarken eliyle bir yandan beni işaret ediyordu.Korkmuyor değildim ama o da bir adam öldürmüştü ne kadar öldürdüğü kisi kötü olmuş olsa da bu yaptığı normal bir şey değildi.

"Sen bir adam öldürdün! Katilsin!"

" Tabi o zaten karısı hamile olan birini öldürmedi?" dediğinde susmuştum dediklerim onu ​​ikna etmeyecekti biliyordum.

"Ben gidiyorum bu işe en başında bulaşmamalıydım" derken kalkmış gidiyordum Savaşın yanından geçeceğim sırada az çok kolumu tutacağı aklıma gelmişti ama biraz geç oldu çünkü çoktan o uzun parmakları bileklerimi kavramıştı.Kesin moraracaktı çok fazla sıkıyordu gözlerindeki nefret bana mı aitti?

HİSSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin