metro

37 6 0
                                    

Şapkasını çıkarttığında eskisinden çok sessizdi. Arkadaşlarının yanında kahkası Kadıköy Sahili'ni dolduran adam şimdi sadece zar zor oturduğu yerden yeri izliyordu. Gözlerinden keder akıyordu. Belli ki bir derdi vardı. Başkalarından saklıyordu, mutlu görünmeye çalışsa da yalnız kalmayı kolluyordu yalnızlığı. Zira başka türlü onu ele geçiremezdi. Derin bir nefes aldı ve saçlarını karıştırdı. Kafasını sallayıp düşüncelerinden sıyrılmayı planlıyordu belli ki. Kafasını salladı, ama düşüncelerinden ne kadar sıyrıldı? Orası aşikâr.

İneceğim duraktaydık. Onun yanı ise ancak boşaldı. Yanına oturdum. Fark etmedi bile.
"İyi misin?"
"Evet, neden?"
"Emin misin? Hiç tanımadığın birilerine içini anlatmak iyi gelebilir. Mutsuzluğunu saklayamadın bu sefer."
"Çok mu belli ediyorum?"
"Biraz sen belli ediyorsun, biraz da ben anladım. Anlatmak ister misin?"
"Sen kazandın." dedi gülümseyip ellerini kaldırarak. Daha sonra avuçlarını sıkarak ve biraz da kısık sesle "..sen kazandın."
Bir süre onun anlatmasını bekledim. İneceğim durak hâla çok uzakta değildi ve ben konuşup konuşmayacağından emin olamadım.
"Anlatıcak mısın? Yoksa ben susman için mi inmedim geldiğim halde?" dedim şakayla karışık.
"Sahile dönelim mi?"
"Anlatacaksan.." yine gülerek. Tebessümle yanıt verdi bu ısrarcı ve cevabından emin soruma. "..anlatıcaksın.." dedim sessizce.
Ayağa kalkıp kapının önüne yürüdük. Trenin durmasını bekleyip kapı açıldığında indik.
O önde ben gerisinde diğer trene yetiştik. 4 durak sonra Sahildeydik. O önde ve ben arkasında merdivenlerden çıktık. Ve yine o önde ben arkasında sahildeki banklara oturduk. Bir dal sigara uzattı. Kaşlarını kaldırıp ısrar etti. Aldım.
"Romantik olsun" diyip çakmağı elimden aldı, sigaramı sigarasıyla yaktı.
"Çok romantiğiz." diyip güldüm. Güldü. Gülüyordu ama sanki.. Sanki canı yanıyormuş gibiydi. Hali hazırda kanayan yarası var da, sigara dumanını oraya üflüyormuş gibiydi. Gülerken bile hayattan tad alamıyor gibiydi.
"Neye içiyoruz?"
"Hissettiklerime." dedi. Sanki çok önemliymiş gibi. Sanki hissizlik çok iyi bi haltmış gibi az sonra bunu istediğini söyleyecekti. Cevabımı biliyordum.
"Hissiz olmayı dilerdim."
"Saçmalama." Tutamadım kendimi, çünkü artık herkesin ağızında bir hissizlik isteği, bu çok ama çok aptalcaydı.
"Saçma değil, hissetmezsen canın yanmaz. Hissetmezsen üzülmezsin, hissetmezsen acımazsın."
"Bi' anlamı kalıyor mu?"
"Ne? Neyin bir anlamı kalıyor mu?"
"Yaşamanın. Hissetmezsen herhangi bi' anlamı kalıyor mu?"
"Hissedilecek güzel şeyler var."
"Hissiz olmak istediğini söyledin, hissedeceğin şeyleri seçemezsin."
Kaşlarını kaldırıp sigarasından bir duman daha çekti.
O an ona sarılmak istedim. Zor da olsa, daha önce hayatımda hayatımda ki hep yanımda olan 2 erkeğe sarılmak isteyip sarılamadığım gibi ona sarılmak istedim. Uzunca baktığımdan anlamış olsa gerek kolunu kaldırdı. Omzuna kafamı koyup beline sarıldım. Bir duman da ben çektim.

yüzüme çarpan rüzgar, deniz kokusu, ciğerlerime dolan sigara ve sokak müzisyenleri... Tanrının hiç tanımadığım bir adamın omzunda uyumam için özenle seçtiği ortam..
"Adın ne?"
"Şafak."
"Bana masalını anlat Şafak." diyebildim uykuya direnebildiğim son birkaç saniyede.
.....

Gözlerimi açmama yağan yağmur yardım etti. Şafak hâla konuşuyordu. Anlayamıyordum. Yüzüne baktım.
"İyi misin?"
"Neden hep aynı soruyu soruyorsun?"
"Islanıyoruz."
"Korkuyomusun?"
"Islanıyoruz.Şafak.Gidelim."
Ona onu dinlemeyip uyuduğumu ve yağmurda rahat olamadığımdan bahsedemezdim. Bu haksızlık olurdu. Onu dinlemek için konuşmaya başladım. Öyle olmalıydı.
Montunu çıkartıp üzerimize tuttu. Baktım. Derdi her ne ise üzülmeyi hak eden biri değildi. Olmamalıydı da.
"Şafak nereye gidicez bu yağmurda?"
"Ne çok soru soruyosun arkadaş bi çenen dursun ya."
Gözlerimi devirdim.
"Şaka şaka az kaldı hızlı yürü ıslanmak istemiyosan. İstiyosan yine de sen bilirsin tabii" dedi bu sefer gülerek.
"Salak." dedim gülerek. Yağmur gittikçe hızlanıyordu ve ben de artık ağlayacak duruma gelmiştim.
Elimden tutup bi' kapıdan içeriye çekti.
"Tersane?"

GRUP PULERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin