Çok fazla gemi ve deniz kokusuna karışmış ancak denizin güzelliğini bozamamış tiner kokusu ciğerlerimi doldurduğunda tekrar fark ettim tersanedeydik.
"Gel gel, gelsene ıslanma."
Şafak seslenince farkettim boş boş ayakta dikildiğimi. Derhal yanına gidip elini vurduğu yere oturdum. Birbirimize bakıp gülümsedik. Sanki daha mı içtendi gülüşü?"Yağmuru sevmiyorum."
"Onu bi fark ettim zaten." sesini incelterek "Şafak ıslınıyırız gidilim mi,Şafak yığmır yığıyo" gülmeye başladı. Koluna vurup,
"Dalga geçmesene ya." gülmeye devam ettik.
"Ne güzel oldu tanıştığımız ya dimi?" içtenlikle gülümsedim.
"Ne güzel oldu seni tanıdığım demek istedin." yüksek egosuyla.
"Pardon egonu fark edememişim." diyip gülmeye başladım.
"Adın ne?"
"İdil."
Biz boş boş oturup denizi izlerken bir grup genç yanımıza geldi. Şafakla selamlaşıp konuşurken beni fark edip bana da küçük bir selam verip konuşmalarına devam ettiler. İnceliyordum çaktırmadan. Ellerinde enstürman çantaları vardı. Şafak'a da uzatıp "Çalışalım biraz." dedi sarışın uzun olan.
Hayretle izliyordum onları. Şafağı ilk gördüğüm an ve şuan çok farklı iki kişi gibiydi. Ne biliyim işte Şafaktan kemençe çalıp karadeniz ezgileri söylemesini asla beklemezdim.
Mükemmel bi ses değildi kesinlikle ama karadeniz ezgileriyle ve denize karşı gerçekten tek kelimeyleH A R İ K A.
Ay sanırım dayanamayacağım.
*Yar senun sebebune,
yar senun sebebune de kaldum
İstanbullarda kaldum İstanbul...
Al şalum yeşil şalum da
Dünyayı dolaşalum
'Herkes şaşkın bi şekilde bana bakıyordu, olsundu. Ben de aşıktım karadenize idi.'*Sen yağmur ol ben bulut
Sen yağmur ol ben bulut
Maçka da buluşalum Maçkada bulu..*
Son kısmı Şafakla beraber birbirimize bakarak söyledik. Kemençe bitirince şarkıyı herkes bana döndü.
"Ne var? Biraz bozdum sadece ufaktan biraz." derken parmağımla 'biraz' dan kastımı gösteriyordum. Ucundan..
Hepsi gülmeye başladı. Ben de katıldım onlara. Biri elini uzatarak
"Mustafa ben." dedi
Elini sıkarken "İdil." dedim daha sonra diğer kemençe çalan Yasin, Mert ve Emreyle de tanıştık aynı şekilde. Emre tulum, Mert gitar Yasin ve Şafakta kemençe çalıyorlardı. Mustafa sanırım gruplarında değildi veya solist de olabilir."Biraz mı bozdun?"
"Yani epey biraz olabilir tabii." dedim gülerek kendimle barışık bi insanım sonuçta.
"Gayet iyiydi." dedi Mustafa söze katılarak.
"Pis bir insansın Şafak." dedim gülerek.
"Teveccüğünüz." diyip o da güldü.
Daha sonra tahminlerimi yanıltmayıp Mustafa etkileyici sesiyle ard arda şarkılar söylemeye başladı.Çalışmalarını bitirip tekrar görüşmek üzere sözleştikten sonra Şafak, Mustafa ve ben kaldık Tersanede.
"Seni eve bırakayım mı?"
Saat epey geç olmuştu, "Olur" diyip Mustafayla vedalaşıp sahile doğru yürümeye başladık."Beni şaşırttın Şafak."
"Süprizlerle doluyumdur İdilciğim." diyip kamyoncu dayı gülüşü yaptı.
"Ay çok iğrençsin ya." diyip gülmeye başladım. O zaten gülüyodu. Güle güle sahile vardık."Şafak bunlar onlar değil mi?" derken tiyatronun yanında çalan Mert ve az önce tanıştığım bir kaç kişiyi gösteriyordum.
"Sana parmakla gösterilmez denmedi mi hiç?" diyip elimi indirdi.
"Sanane be." dedim ukalaca. Önden önden çocukların yanına gittim. Geldiğinden emindim.Selamlaşıp oturdum arkadaki merdivene. Şafakta yanıma oturdu.
Sonra Şafağı gören bi kaç kız gelip konuşmaya çalıştı. Çok komikler ya nasıl yağ çekilyolar anlatamam. Ben gülerken sarışın olan kız beni gösterip "Bu kız kim Şafakcığım yiaa" dedi.
Bana bakıp "Ne diyim." dedi pis pis sırıtarak. Ne şerefsiz dimi, kızlara karşı nasıl davranıyo diye düşünürken gülüyodum.
Mert kızların arasına girip kollarının arasına alırken ikisini de "Yeni solistimiz kızlar." dedi.
O an yapabildiğim tek şey Şafağa anlamsız bakışlar atmaktı. Anlamlı olsalar da daha bugün tanıştığım biri nasıl anlasın dimi? Merte dönüp şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım."Hadi gelin, ya naz yapma be." dedi gülerek bizi çağırırken.
Mikrofonun başıma geçip son bir kez Şafağa baktım. Gayet rahat ve cool bi şekilde kemençesini çalıyordu. Mert yanıma geldi. Başıyla 'Sakin ol' der gibi bi hareket yaptı. Biraz olsun daha rahattım. Yine de saat akşam 11 civarında bunca insanın önünde hiç bişey yokmuş gibi şarkı söyleyemezdim. O an aklıma Şafağın "Biraz mı bozdun?" demesi geldi ve tüm özgüvenim bozuldu o an. Mert bi yandan başladı şarkıya. Şafak eğilip "Gözlerini kapat." dedi "Odaklan."
Yaptım, oldu."Oy benum sevduceğum oy olur mi boyle keder..
Of-Sürmene yaylasi da onbeş doktora bedel..
Trabzonun feneri da iki defa döniyi..
Geldi Ordi vapuri da İstanbula gidiyi.."
*medya da Şafak ve İdil gittikten sonra ki Mustafa var.*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRUP PULERA
Romanceİneceğim duraktaydık. Onun yanı ise ancak boşaldı. Yanına oturdum. Fark etmedi bile. "İyi misin?" "Evet, neden?" "Emin misin? Hiç tanımadığın birilerine içini anlatmak iyi gelebilir. Mutsuzluğunu saklayamadın bu sefer." "Çok mu belli ediyorum?" "Bir...