Bu kitapta yazılanlar tamamen kurgudur. Gerçeklikle hiç bir alakası yoktur!
İyi okumalar:)...
Unutulanlar unutanları unutamazlar!
Başı boş, tek, asla olmaması gereken bir yerde, yapayalnız yere oturmuş o demir soğuk yatağa yaslanmış yıldızları izliyordum.
Bu benim bu gece ki rutinim. Bu benim her gece ki rutinim. Gündüz yıldızları görebilseydim gündüzde bu olacaktı büyük ihtimalle.
Kapım çalınıp açıldığında, arkama bakmadım, gelen kişi belliydi. Her akşam gelen hemşire.
"Büge, gel hadi canım. İlaç ve iğne saatin geldi."dedi.
İstemsizce kalktım, elinde ki iğneyi hazırlıyordu. Yatağa oturdum ve giysimin sağ kolunu açtım.
İğneyi yaptı, eline ilaç ve suyu aldı bana uzattı. Kapsül ilacı alıp azıma attım ve suyu içtim, hemşire bana baktı tekrardan ve gitti. Hızla lavaboya gidip ağzımda ki ilacı tükürdüm.
Beni deli eden bu ilaçlardı, beynimi uyuşturmaktan başka bir işe yaramıyorlardı.
Evet beni deli eden, onlara göre deliyim. Bu tımarhaneyi benim evim yapmaya çalışıyorlardı. Ama asla! Asla böyle bir şey olmayacak.
Buradan çıkınca hesap soracağım o kadar çok kişi var ki. Başı ailem çekiyor.
Beni buraya tıkıp hayatlarına devam ettiler, hayatları boyunca bu anı beklemişler.
Ve tabii ki benimde beklediğim anlar var.
Lavabodan çıkıp, camın önünde durdum, şehirin ışıkları parıl parıldı, dışardan harika içeriden berbat, arkamı dönüp yatağıma girdim. Yan odadan her zaman ki gibi kadının çığlıkları geliyordu. Ben onlar gibi değildim ki.
Gözlerimi sıkıca kapatıp uyumaya çalıştım, çok geçmeden uykuya dalmıştım.
🍷
Gözlerimi yine o kadının çığlıklarına açtım, artık sus demek istiyordum. İlk defa bu kadar çok bağırış duyuyordum.
Aklıma gelen fikirle, yüzüme bir gülümseme geldi. Bütün dikkatler o kadının üstündeyken bir kez daha yapacaktım, bu sefer içimdeki umut çok fazlaydı, bu sefer çıkacaktım buradan.
Kapıyı yavaşça açtım, kadın bağırırken hemşirelerin onu sakinleştirmeye çalışan sesleri geliyor. Kapıdan çıkacakken bir hemşirenin koşarak geldiğini gördüm, hızla odaya girdim, hemşire bağıran kadının odasına girdi, kafamı kapıdan çıkarttım, etrafta kimseyi görmeyince hızla çıktım, buraları avucumun içi gibi biliyordum. Bana bakan hemşire beni sürekli buralarda gezdiriyordu.