Başladığınız tarih?Keyifli okumalar!
***
Tekerlekli sandalyesinde oturan kadının gözleri metal kapıdaydı. Elindeki peluş ayıcığına sımsıkı sarıldı. O kapının açılmasına saniyeler kalmıştı. O saniyeler doldu ve metal kapı yana otomatik olarak kaydı, açıldı.Kapıdan giren iki beyaz önlüklü ve maskeli adamlardan biri kadına yaklaştı. Tekerlekli sandalyenin arkasına geçti, diğeri ise onlara yolu açmak için önde bekliyordu.
Adam sandalyeyi ilerletti, diğer adam ise bu yıkık dökük binanın rutubet kokulu geçitlerinden onlara yolu açarak ilerlemelerini sağladı.
Gidecekleri odaya vardıklarında duraksadılar. Odanın duvarları kan damlalarıyla kaplıydı. Sıçramış kanlar ürkütücü gözüküyordu. Tam ortada bir sedye bulunuyordu. Yan tarafları elektronik kelepçe sistemiyle dizayn edilmişti. Sedyenin üzerindede kan lekeleri bulunuyordu. Yanında ise bir bağlamalı makina bulunmaktaydı. Odanın sağ köşesinde ise kahverengi ahşap bir masa bulunuyordu. Üzerinde kesici aletler bulunuyordu ve çoğunun üzerinde kan lekeleri vardı.
Yanan kestane rengi gözlerini kırpıştırdı kadın. Kurumuş dudaklarını diliyle ıslattı. Sesli bir şekilde yutkundu. Yıkık dökük ve kan lekeleriyle kaplı odaya göz gezdirdi. Oturduğu yerden onu kaldırdıklarında peluş ayıcığını bırakmamıştı. Hiç çırpınmayan kadın yanındaki adam ondan peluş ayıcığını almaya çalışınca çırpınmaya başlamıştı.
Bu çekiştirme sonucunda peluş kahverengi, mavi gözlü, boynundan sarılmış olan kırmızı kurdeleli ayıcığın başı gövdesinden ayrılmış bir şekilde yırtıldı.
Kadın duraksadı, acıyla elinde tuttuğu peluş ayıcığının gövdesine baktı. Adam yüzündeki zafer kazanmış tebessümle kadının elindeki gövdeyi de aldı.
Kadın o an ona öyle bir baktı ki sanki içindeki kin harlanmıştı. Sinirle adamın üzerine atılıp onu tırnaklamaya başladı. Ama o kadar sert batırıyordu ki adamın derisi süzülüp kadının tırnaklarının içine giriyordu.
Kadının çıkardığı tek ses sinirli hırlamalarken, adamınki ise inlemeydi. Diğer adam kadının saçından çekip onu adamın üzerinden kaldırdı. Kadını kendine döndürüp yüzüne sert bir tokat geçirdi.
Kadın yüzüne aldığı darbeyle yere düşecekti ki son anda dengesini sağladı. Başını kaldırdı. Dik bir şekilde durdu. Dik bakışlarıyla karşısındaki adamı süzdü. Öfkeyle nefesini verdi.
Kadın nadiren kurduğu cümlelerden bir cümleyi tekrar etti, "ben bir hiçliğim ve bir gün hiçliğim sizi acılarınıza hapsedecek."
Cümlesinin ardından intikamın zehrini içmiş, tatmış ve herkese tattıracakmış gibi bir tebessüm yerleşti dudaklarına kadının.
Adam alayla nefes verdi ve alaylı tebessümüyle, " Öyle mi ?" Diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATLİAM ATEŞİ
Misterio / SuspensoGeçmişin çığlıkları peşimi bırakmıyordu. Yaşıyorum, yaşıyoruz, fakat öyle büyük bir çıkmazdayız ki bazen korkularımıza bile sığınabiliyoruz. Benim korkum duygularım ve hislerimdi. Hep kaçtım, hep gizledim. Ama kurtulamadım... "Kaçma, gizlenme sava...