𝐌𝐞𝐝𝐲𝐚//𝐏𝐡𝐨𝐞𝐛𝐞 𝐁𝐥𝐚𝐜𝐤
*
Yüksek merdivenlerin trabzanlarına sıkıca tutunarak aşağı inmeye başladım.Saat gece yarısını geçiyordu. Doktorların verdiği uyku iksirinden şişelerce içmiş fakat yine de uyuyamamıştım.Son zamanlarda tüm gecelerim böyle geçiyordu alışmıştım ama alışmak istememiştim.
Slytherin ortak salonunda tahmin ettiğim gibi kimse yoktu.Bu daha iyiydi değil mi?
İnsanlar yoksa huzur vardı.Şöminenin karşısındaki deri koltuklardan birine oturarak ateşi izlemeye başladım.Gözlerim şöminenin üzerindeki aynaya takıldı.
Berbat görünüyordum.Morarmış göz altları,solgun bir yüz ve bu solgun yüzün aksine kızıl çiller.Kızıl çiller?
Kızıl bir Black cadısı?
Evet kulağa garip gelebilir.Babam Cygnus Black ve annem Druella Black.
İkisi de siyah saç ve kahverengi gözlere sahiptiler.Bu nasıl mümkün olabilirdi?
Evet belki de gerçek ebeveynlerim olsalardı mümkün olmazdı.Fakat evlatlıktım.Biyolojik ailemi de...hiç tanımamıştım.Azalmaya başlayan şömine ateşiyle düşüncelerimden kurtuldum.Uzun bir süredir buradayım sanırım. Uyuyamayacağımı bildiğim halde odama gitmeye karar verdim.Erken uyananlar oluyordu ve kimseyle uğraşmak istemiyordum.
Sonunda odaya girdiğimde Narcissa, Bella ve Andromeda üçlüsünün uyuduğunu gördüm.Ses çıkarmadan yatağıma uzandım ve gözlerimi kapattım.Uyuyamayacağımı biliyordum en azından düşüncelerimle boğuşursam zaman hızlı geçerdi.
*
Geçen saatlerin ardından sonunda gün doğmaya başlamıştı.Kızlar hâlâ uyanmamıştı,onlara aldırış etmeden
lavaboya girip yüzümü yıkadım.
Aynadaki görüntüm...berbattı.Dün geceden bile berbat.En kötüsüyse gözlerim yanıyordu,canım yanıyordu ama kimse fark etmemişti hiç etmezlerdi değil mi?Odaya tekrar girdiğimde giyinme dolabıma yöneldim.Formamı ve cübbemi giyerek Narcissa'nın makyaj masasından kapatıcıyı aldım.Göz altlarıma sürdükten sonra görüntüme baktım.Daha iyi.
Çantamı alarak odadan çıktığımda yatakhaneden gelen sesler uyanan öğrencilerin olduğunu işaret ediyordu.
Ortak salondan çıkarak yemekhaneye geldim.Masalar bomboştu ve kimse yoktu.Etraf dolana kadar biraz kitaplarımı karıştırabilirdim.
Karanlık büyülerin olduğu kitabı açıp okurken beni dürten kişiyle kendime gelebilmiştim.
"Yaşıyor musun?"
Bellatrix'e 'aptal mısın?' bakışları atarken konuşan Andromeda'ya döndüm.
"Sana yine o bakışlardan attığına göre harika olmalı."
Kıkırdamasını zorlukla bastırırken, Bellatrix ona göz devirdi.
"Gelene baksanıza."
Bella'nın söylediğiyle bize doğru gelen Lucius Malfoy'a baktım.Bize değil, Cissy'e.
Bana her zamanki garip bakışlarından atarken aynı sekilde karşılık verdim.Gözlerini kaçırdı.
Cissy ve Malfoy birbirleriyle flörtöz tavırda konuşurken kusma taklidi yapan Bella ve onu susturmaya çalışan Meda'yı izledim.Gözlerimi devirerek önüme döndüm.Önümdeki karanlık büyü kitabını gizlice çantama tıkıştırdım.Diğerleri bunu görmese iyi olurdu.
Önümde duran çilek reçelinden kızarmış ekmeğime sürerken,bana bakmaya devam eden Malfoy'a 'ne var?' dercesine baktım.Bakışlarını
kaçırdığında,Cissy bana ters ters baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐒𝐢𝐥𝐞𝐧𝐜𝐞 [𝐓𝐨𝐦 𝐑𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞]
FanfictionLal. İnsanlar,konuşamayanlara böyle seslenirdi değil mi? Peki ya konuşmak istemeyenler. Onlara ne denirdi? - "Eskiden severdin yağmuru,şimdi ne değişti?" - !𝐛𝐲//𝐚𝐠𝐧𝐞𝐬𝐫𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞¡ [𝐚 𝐭𝐨𝐦 𝐦𝐚𝐫𝐯𝐨𝐥𝐨 𝐫𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞 𝐟𝐢𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧] |𝐛𝐱𝐠|