"Mavisu, bugün biraz gezelim diyoruz gelmek ister misin?" yine bir davet. Davetlerini her zaman reddetmeme rağmen niye her seferinde beni davet ediyorlar!?
"Davet için teşekkür ederim Emre ama her zamanki gibi yine reddedeceğim kusura bakma."
"Hadi be kızım biraz kafa dağıtırız." bunu söyleyen kişi kızları işi bittiğinde atan erkeklerden olan Kayra'ydı. Şimdi sıçtım ağzına çocuk!
"Ben senin tahmin ettiğin kızlardan değilim at suratlı nerden geldiği belli olmayan it! Benimle uğraşmayı bırakın aksi taktirde bedelini ağır ödeyeceksiniz!" sesimi biraz yükselterek söylediğim için herkes bana bakıyordu. Umrumda mıydı? Elbette hayır!
"Bence bir şeyler görsen bana yalvarırsın benimle beraber olmak için. Ne dersin Mavisu, deneyelim mi?"
"Ahh, Kayra nolur birlikte olalım yalvarırım..." derken aynı zamanda yaklaşıyordum yavaş yavaş. İğrenç suratında ki piç sırıtması biraz daha büyümüştü ben ona iyice yaklaşınca o da ayağa kalktı. Tam bir şey diyecekti ki suratına yumruğumu geçirdim.
"Seni küçük o-"
Lafını bitirmesine izin vermeden ikinci yumruğumu geçirdim. Sendeleyerek geriye doğru düştü. O yerde yatarken bende suratına ardarda yumruklarımı geçiriyordum ki Ezgi beni durdurana kadar...
"Mavi! Öldüreceksin çocuğu!"
"Bunu gibiler zaten geberip gitmeli Ezgi. Bırak beni öldüreceğim piç kurusunu!"
"Mavi yalvarırım dur artık ölecek!" Umursamadım. Biz kadınlar hep bunun gibi aptal erkekler yüzünden sokağa çıkmaya korkuyorduk değil mi? Biz kadınlar erkeklerin oyuncağı değiliz bunu bunun gibi gerizekalı erkekler anlamıyorsa bende anlatmayı bilirdim.
"Mavi! Eğer buna devam edersen savcı olamaycaksın!" Bu cümle... Ezgi bunu söylediğinde biraz geç algıladım ama bu beni kendime gelememe yetmişti. Ayağa kalktım. Ben ayağa kalkınca Kayra da ayağa kalkmaya yeltendi ama onun kaburgasına bir ayağımla basınca acı bir şekilde inledi ve kalkamadı.
"Bana bakın! Bundan sonra bu gerizekalı gibi herhangi birinizden bir kıza böyle bir teklif ettiğinizi duyarsam yemin ederim hepinizin organlarını çıkarıp sokak köpeklerine yediririm! Anladınız mı lan!" kimseden ses çıkmadığına göre anlamışlardır diye umarak fakülteden çıktım. Arkamdan yüzünü dağıttığım Kayra bağırıyordu.. "Senin hayatını bitireceğim Mavisu Demirer! Sadece bekle!" diye boş boş tehditler savuran Kayra'yı umursamadım bile.
"Mavi! Bekle beni!" Ezgi.. Tabiki benimle geliyordu..
"Ezgi, bir daha o cümleyi söylememeni sana söylemiştim."
"Söyledin ama seni durduramayınca mecbur kaldım Mavisu. Beni biraz anla..."
"Seni anlayamam çünkü ben sen değilim. Benim bir ruhum yok, evet, ben bir ruhsuzum sende beni anla!" yanından geçip gidecektim ki beni durdurdu.
"Nereye?" Yalnız kalmak istediğim için tersleyecektim tabiki yoksa beni bırakmazdı. bende geleceğim diye tutturacaktı ve şuan hiç uğraşamazdım onunla...
"Senden uzak bir yere. Beni bulamayacağın bir yere Ezgi Kıvılcım."
Ne söyleyeceğini umursamadığım için yanından hızlı adımlarla geçip yürümeye başladım. Eve gidecektim tabiki yaklaşık yirmi dakika sonra evde olmanın mutluluğunu yaşıyordum şimdiden. Yavaş adımlarla eve yürümeye başladım. Acelem yoktu sonuçta. Eve giderken bir çiçekçinin önünden geçiyordum ki beyaz sardunya görünce duraksadım. Annem... Güzeller güzeli melek olan annem beyaz sardunyayı çok severdi. Ev bekleyebilirdi değil mi? Çiçekçiye girdim ve iki saksı beyaz sardunya aldım. İki saksıdan birini annemin mezarına dikecektim birini de odama koyacaktım. Çiçekçiden çıktım ve mezarlığa gitmek üzere rotamı değiştirdim. Adımlarımı hızlandırdım biraz. Annemi özlemiştim. Annemin kokusu bu dünyadan gitmişti. Bu

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEÇHUL
Teen FictionYaşadıklarımız bir bilinmezlik. Bizler bilinmezlik içinde kalanlarız... "Ben bilinmezliğe giden bir bilinmezdim, Ben Meçhulun beden bulmuş haliydim."