Antreman

1.8K 5 0
                                    

"Saldırr !!" (Cırtlak bir ses)
Pasörün sesi ile irkilip havaya yükseldim , bandajlı elimi kaslı kollarım sayesinde gerebildiğim kadar gerdim ve sertçe topa sımacı bastım . Yeni nike ayakkabılarım sayesinde güçlü bir şekilde zıpladığım zaman adeta uçuyormuşçasına huzur buluyordum .. huzur bulduğum her saniye güçleniyor , top elim hizasına gelince yıpranmış elimi topun suratına sertçe vuruyordum .Yere doğru süzülürken topun boşluğa değişini izliyor , hakem " Sayı. " diye bağırınca mutlu hissediyordum .Çünkü başarmış oluyordum. Hanemize bir sayı daha yazdırıyordum , bir tane daha ve bir tane daha ... Zıplarken o kadar hazır ve münazır oluyordum ki .. Belimin açılmasını bile umursamıyordum . Oysa bunu umursamalıydım çünkü basketbol maçı için gelen testesteron salgı seviyesi üst seviyede olan bazı zenci arkadaşlarımız bana göre ince olan ve her zıpladığında gözüken belimi izlemeleri beni rahatsız etmeliydi . Ama huzurum ve başarıdan kaynaklanan mutluluğum, bu sahneyi bana unutturuyordu . Sahne dediysem basketçilerin iğneli ve tahrik edici lafları eşliğinde azdıklarını bire bir söyledikleri andan bahsediyorum . Hatta bir ara o kadar kaptırdılar ki patlamış mısır eşliğinde bana bağırıp , laf atmışlardı . Ama söylediğim gibi umursamıyorum ... Aslında umursayamıyorum çünkü erkeklerin davranışları ve kulladığı kelimeler hoşuma gitmiyor ve onları ciddiye almamı engelleyip onlara görünmez birer cübbe giydiriyordu . Daha doğrusu nefret ediyordum onlardan ve arasıra basit buluyordum onları. Bana göre onların merkezi sinir sistemleri(beyinleri) kafatasının içinde değil de cinsel organlarında küçük bir hacime toplanmış .Anladığınız kadarıyla feministim . Biliyorum ,bu feminist dediğimiz şey bir çok erkeğin hoşuna gitmiyor . Zaten amacım bu, onları sinirlendirmek ve onlara ihtiyacımız olmadığını ifade edebilmek . Onlarsızda aileler kurulabilir ve bu aile dediğimiz toplumun en küçük sosyal birimi huzurla ve sükûnetle devamlılığını sürdürebilir . Bir kadın olarak onlara ihtiyacımız olmadığını düşünüyorum . Peki neden onları yok etmek istemiyorum ? Bunu bir kaç kez düşledim ama bu baya abartı kaçardı . Ben sadece onların ne kadar etkisiz olduğunu kanıtlamaya çalışıyorum. Cinsel anlamda onlara ihtiyacımız yok!! . Bu yüzden ben bir lezbiyenim . Etkisiz elemanlarla işim olmaz . Beni ancak bir kadın etkileyebilir . Zeki ve hassas bir kadın .... Zaten böyle biri var hayatımda. Ancak hala tam olarak birleşemedik . Hollanda da yaşıyıcaz ve .. ve sonunda evlenicez . Küçük ve mütevazi yuvamızda yaşayıp gidicez . Orası bizim küçük cennetimiz olucak .

Hakemin kalın sesiyle irkildim . "Mola !!" Gerçekten yorulmuştum . Antrenörümüze bir beşlik çakarak yerime geçmeyi planlıyordum . Mümkün olsaydı beşlik bile çakmadan yerime geçerdim ama eli havada kalmış bir antrenörün tribini çekmek inanın zordur . Bunu Rusya ile yaptığımız maçta deneyimlerime eklemiştim . Bir hafta boyunca yedekte kalmıştım ve alacağım ücretin yarısını alabilmiştim . Ondan sonraki hafta antreman aralarında yemek yiyememiş ve heyecanla beklediğim filme gidememiştim . Neyseki eline bir beşlik çakmıştım . Artık maaşımın diğer yarısı garantiydi . Yerime oturdukdan sonra hemen enerji içeceğimi yudumladım . Tadı lezizdi , damağımda bıraktığı tad adeta damağımı gıdıklıyordu . Bu hissi biraz daha yaşamak için bir kaç yudum daha aldım ve gözlerimi kapatıp biraz gülümsedim. Bu kıssa tebessüm sırasında adını hatırlayamadığım antrenör yardımcısı kusursuz sesiyle " Sana gülümsemek çok yakışıyor " dedi . Bu sesle hemen irkildim ve gülümsememi yarıda kestim . Gözlerimi gözlerine kilitledim ve onun sesine oranla kusurlu sesimle " Düşüncelerini kendine saklasan iyi edersin . " Bu cümleden sonra ayağa kalktım ve mavi gözlerimi kısarak. " Ben, düzüştüğün pasörlere benzemem
" Gülümsemesine devam ederek pişkin ve bir o kadar yakışıklı suratıyla sakız çiğnerken " Bir gün benim olmak istiyiceksin bebeğim " . Gözlerimi devirdim ve antremana devam ettim . Nihayet antreman bitti ve duş almak için içeriye doğru yöneldim . Odaya girdiğimde kapıyı sıkıca kapattım ve terli kıyafetlerimi çıkarıverdim . Temiz kıyafetlerimi duş alacağım yerin önüne fırlattım ve sonunda bedenimi su ve sabunla buluşturmak üzere duşakabine sıvıştım . Su ve sabunun eşsiz birlikteliği sonrası vücuduma orkide aromalı duş jelini sürdüm ve son bir kez su altına girip durulandım . Havluyu alıp dışarı çıktım . Kilodumu ve sütyenime tam uzanırken bir elin belimi kavradığını fark ettim ve duşakabinin kapısına yaslandım . Bir elimle çıplak bedenimi örten havluyu tutarken bi elimle belimi kavrayan eli tırmıklıyordum . Tırmıklanan el birden ağzımın üzerine örtülmüştü ve kulağıma doğru uzanan dudaklardan aynen şu kelimeler çıkmıştı " Bebeğim ". Paniklemiştim ne yapıcağımı düşünürken gözüme bir makas ilişmişti . Kullağıma uzanan dudaklar tekrar nefesini aldı ve konuşmaya başladı "Beni istiyorsun değil mi ?" Gözlerim aşağıdaki makasa kilitlenmişti , sözcükleri duyunca yavaşça gözlerimi kaldırdım. Kaldırırken çırılçıplak olduğunu fark ettim . Nihayet gözlerimi gözlerine diktim ve 'evet' dermişçesine başımı salladım . Birden dudaklarını dudaklarımda bulmuştum .Eli, havluyu tutan elime uzandı ve yavaş hareketlerle elimi gevşetti sonunda havlu ayaklarıma değmişti . Paniklemiştim ... ayağımla yerdeki makasa uzandım . Ancak ayaklarıma düşen havlu beni engelliyordu . Paniğim devam ediyordu .. nefesim hızlanmıştı

MetamorfozHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin