Aime-moi

kamelya'm

Şaşkınca telefona bakarken kapısının çalınmasıyla bakışlarını kapıya yöneltti küçük olan 'ne yani ciddi miydi' diye düşünmeden edemedi, heyecanla kapının önüne gelip kapıyı açmasıyla bakışları direk Taehyung'un ellerinde ismini bilmediği eşsiz güzellikte olan çiçeklere kaydı,şaşkınlıkla bakışlarını Taehyung'a çıkarmıştı.

Taehyung küçüğünün bu tatlı haline gülüp konuştu "kamelya çiçeği" karşısındaki beden tekrar bakışlarını çiçeklere indirdiğinde güzelliğine imrenmeden edemedi Taehyung fazla güzeldi ve kalbini ezip geçiyordu küçüğü Taehyung'un.

Taehyung elindeki kamelya buket'ini küçüğüne uzatırken konuştu "anlamı ise kaderim sizin elinizde demek" Jungkook kamelya çiçeklerini aldı ve kokladı ama garip olan şey çiçeklerin kokmamasıydı "k-kokmuyorlar" dedi kekeleyerek küçük, Taehyung ise az önce çiçeklerle kaderim senin elinde dediği küçüğüne bi gülüş bahşedip "kokmayan bir çiçek türüdür o yüzden güzel kokunu çiçeğe ver ki bu muhteşem güzellikteki çiçek kokun ile tamamlansın"

Küçüğü bu duyduğu güzel şeyler ile bakışlarını Taehyung'a çıkardı Taehyung ona öyle güzel bakıyordu ki Jungkook gülümsemişti beklemiyordu işte Taehyung'un amacının sadece onu yatağa atmak olduğunu düşünmüştü son zamanlarda ama amacı bu olan biri bu kadar güzel bakamazdı bir insana.

Taehyung düşüncelere dalan küçüğünün yanağına ellerini koymuş ve baş parmaklarıyla okşamaya başlamıştı mesajlarda arsız olan Taehyung küçüğüne dokunmaya bile kıyamıyordu öylesine seviyordu ki onu "jungkook-" sözünü bölen Jungkook'un ani ve masum olan sorusuydu "kaderin....benim elimde mi?" Taehyung öyle içten öyle güzel gülmüştü ki küçüğüne küçüğü o gülüşten öpmek istemişti o gülüş için neler feda edebiliceğini bile düşünmüştü, kendini o gülüş için adamaya ant içmişti.

Taehyung küçüğünün anlından öpüp konuştu "kaderim seni ilk gördüğüm o andan itibaren senin elinde kamelya'm" Jungkook kendine hakim olamamıştı dolu dolu gözleriyle ne ara bu denli sevdiğini anlayamadığı Taehyung'una bakmıştı herşeyiyle mükemmeldi sevdiği adam, mavi hafif dağınık saçları, yüzüne tanrı tarafından özenle kondurulmuş benleri ve gözleri...baktıkça içine sürükleyen kaybolmak isteyeceğiniz derin bi cennet'ti sevdiği adamın gözleri,Jungkook ise o cennette hapsolmak isteyen bir genç'ti.

Taehyung ise karşısında dolu gözlerle kendisine bakan küçüğünü incelemişti güzeldi. Bi meleği bi tanrıçayı kıskandıracak derecede güzeldi dudak altındaki benine çarptı gözleri ve gülümsedi hafifçe, ben işini biliyordu. Gözleri geçenlerde okulda öptüğü yara izine kaydı büyüğün, açıkçası merak ediyordu nasıl olduğunu ama sorgulamamıştı kötü bi anısı ise açıp hatırlatmasından korkmuştu.

Taehyung ve Jungkook beraber kamelya'larını vazoya koyup sulamışlar ve salona geçmişlerdi Taehyung oturan küçüğünün yanağına ufak bi öpücük kondurup yanına oturmuştu Jungkook ise kızaran yanaklarıyla azarlamaya başlamıştı " ya aniden öpmesene şöyle"

"Neden etkilenir mi yoksa küçük beyler"

"Hiçte bile "

"Hmm öyle mi"

Dedi jungkook'un bacaklarından tutup kucağına oturturken. Jungkook gözlerini kocaman açarak bakıyordu Taehyung'a ve yumruk yaptığı küçük elleriyle bağrına vurarak

"Oğlum bak sen dayak istiyorsun"

"Döv o zaman güzelim"

İkisi de gülümsemiş ve birbirlerine bakmışlardı Taehyung elini jungkook'un yanağındaki yara izine koyup okşayarak sormak istediği o soruyu sordu "nasıl oldu" Jungkook acı bi gülümseme ile anlatmaya başladı "size demiştim zaten zorbalık görüyordum diye biri yüzüme...biri yüzüme vurmaktan tatmin olmamıştı sanırım" sustu Jungkook aklına gelen görüntüler canını yakmıştı yutkundu içindeki ateşi söndürmek istercesine ve konuştu " öyle ki cebinden çakısını çıkarıp yanağımı çizmişti"

Taehyung duyduğu şeylerle şaşırmış ve gözleri dolmuştu nasıl olurdu? Nasıl bu kadar zorba olabilirlerdi? Nasıl yaparlardı ? Herkesi kıskandıran güzelliğine ne amaçla kıyarlardı anlamıyordu beyninde sorular yankılanıyor ağlamamak için zor duruyordu.

Jungkook göz yaşlarını tutamamış kendini sevdiği adamın göğsüne yaslamıştı. Kucağında olabilirdi ama rahatsız değildi. Aksine güvenli yeri olarak görmeye başlamıştı onu sarılarak teselli bulmaya çalıştı sevdiği adamdan. Taehyung ellerini jungkook'un saç tutamlarına daldırıp sevmeye başladı ince ince hassas dokunuşlar arasında mayışmıştı küçük beden, sevdiği adam onu her an kırılıcakmış gibi okşuyordu.

Taehyung kamelya'sının saçlarını hem seviyor hem öpüyordu ve herşeyin geçtiğini artık onun yanında olduğunu söyleyerek jungkook'u sakinleştiriyordu Jungkook kafasını kaldırıp sevdiği adama bakmıştı ve yanağına ufak bir öpücük kondurmuştu.

Taehyung bu ani gelen öpücük karşısında afallamıştı asla beklemiyordu ve kalbi...kalbi öylesine deli gibi atıyordu ki bir an kalp krizi geçiriyor bile sanmıştı vücudu karıncalanıyor herşey soyutlaşıyordu adeta.

Jungkook kıkırdayıp konuştu "bir öpücükle kendinden geçtin Taehyung" Taehyung kafasını sallayarak kendine geldi ve güldü " öpücüğün ile sarsılmamak elde değil kamelya" Jungkook tekrar gülümsemişti ve aklına gelen şey ile bi anlık duraksamıştı. "Ne oldu kamelya'm" diye sormuştu Taehyung, Jungkook ise Taehyung'un öpücüğü yüzünden kendini çektiği zamanın görüntülerini aklından çıkarıp başını sallamış ve gülümsemişti "hiiç sadece acaba bana ne zaman çıkma teklifi edersin diye düşünüyorum " demişti Jungkook konu çevirerek.

Taehyung gülerek kamelyaların olduğu vazoyu gösterip " kokumla seni tamamlamama izin verir misin kamelya?" Demişti Taehyung, Jungkook ise şaşırmıştı dalga geçmişti az önce dediği şeyle ciddiye alıp çıkma teklifi mi etmişti gerçekten? Karşısındaki beden meraklı gözlerle ona bakarken Jungkook "kokun hep beni tamamlasın Taehyung" demiş ve kabul etmişti teklifini.

Taehyung kucağında olan küçüğünün belini bi hışımla kavrayıp sarılmıştı Jungkook ise karşılık vermişti çok huzurlu, çok özel ve çok güzel hissediyordu her ikisi de.

_________________________________

Ay bunlar öpüşse mi artık ya oy verirseniz öpüştürürüm.

Birde şimdiden 15 bölüm oldu ama 20 de falan bitirsem mi diye düşünüyorum sizce?

Kamelya'ların güzelliği 🙆🏻‍♀️

Kucak kucak ve daha çok kucak..