"Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın.Nasıl hissediyorsun?İyi misin?"Adam kapıyı yavaşça kapatıp yanımdaki koltuğa oturdu.Koyu kahve saçları birbirine girmişti.Otururken boyunu tam anlamasam da yan yana dursak herhalde benden birkaç cm uzun olurdu.Gözleeini bana dikmiş merakla bakıyordu.Gözlerinde bir ışıltı vardı.Göz altlarıysa hafif morarmıştı.
"Evet?"dediğinde gözlerim gözlerini buldu.
"Pardon dalmışım.Sorduğunuz için sağolun.Vücudum biraz ağrılı ama onun dışında pek bir şey yok."Gülmeye çalıştım ama yanağım acıyınca vazgeçtim.Farketmiş olacak ki "Kendini zorlama.Sana bir şey sormak için burdayım.Rahat ol."dedi.
Ne soracağını merak ediyordum.Muhtemelen niye yaptığımı sorardı.Bu kararı nasıl aldığımı.Ama ona rüyalar gördüğümü ve bunların gerçekleştiğini anlatamazdım.
BİRKAÇ YIL ÖNCE
Yetimhanede diğer çocuklardan farklı olduğum ilk bakışta belli oluyordu.Çoğu arkadaşım çoktan aile bulmuştu ama beni kimse istemiyordu.Yine her zamanki gibi yatağımda başım dizlerimin arasında annemden bana ölümünden sonra bıraktığı birkaç şeyden biri olan kırmızı çiçekli bronşa bakıyordum.Hiç resmi yoktu ama bu bronşta onun varlığını hissediyor ve yanımda olduğunu biliyordum.
Bronşla oynarken daha önce fark etmediğim küçük bir kapak açıldı.Küçük bir boşlukta kızıl renk sıvıyla dolu bir şişe vardı.Şişeyi elimde evirdim çevirdim.Sonra da çocukluk aklımla meral edip içtim.Ve heryer karardı.
Gözlerimi açtığımda çiçeklerle dolu bir bahçede kendimi yatarken buldum.Yanımdan bir nehir geçiyordu.Burnuma dolan çiçek kokuları beni mayıştırıyordu.Kulağıma hoş bir ark sesi doldu.Ayağa kalktım ve sesi takip etmeye başladım.İleride kırmızı çiçekler arasında ark çalan bir kadın vardı.Bir meleğe benziyordu.Saçları o kadar uzundu ki nehirle yarışırdı.Yavaşça yaklaştım ama sonra tanıdım.Kokusundan tanıdım onu.Broşumu sarmış olan kokusundan.
"Anne!Sen misin?"Gözlerim dolmaya başlamıştı.Burmum sızlıyordu.
Ark sesi kesildi ve kadın kafasını kaldırdı.Arkasını dönerken yüzüne bir tebessüm kondurmuştu.
"Ne zamandır seni bekliyordum KIZIM" dedi.Koşarak yanına gitmek istedim ama ne kadar koşarsam koşayım yaklaşamamıştım bile.
"İstesende yetişemezsin bana yavrum.Burası ile dünya arasında keskin bir çizgi var.Onu geçemezsin maalesef."
"Ama sana sarılmak istiyorum anne.Kokunu doya doya içime çekmek istiyorum."
"Bende yavrum ama yapamayız."dedi.Sonra baştan aşağı beni süzdü."Ne kadar da büyümüşsün.Hiç yanında olamadım.Üzgünüm"
"Bende çok üzgünüm.Neden anne neden beni bıraktın?Senden başka kimsem yok görmüyor musun?Tek sen vardın srn de gittin."
"Böyle olmalıydı yavrum.Elimde değildi ama sen yaşamalıydın.Srn hepimizi kurtarabilirsin."
"Neyin kurtarması anne bu.Her şeyi anlat bana."
"Yavrum az zamanımız kaldı.Öncelikle bu dünyada insanların haricinde özel kişiler var.Bu kişilerden biri de kahinlerdir ve geleceği öngörebilirler ama değiştiremezler.Yani biz öyle biliyorduk.Ben de onlardan biriydim yavrum.
Uzun yıllar önce bir kahin geleceği gördü.Kıyameti gördü.Öngörüsüne göre bir ebeveyni kahin diğeri büyücü olan bebek omzunda işaretiyle doğacaktı.
Ama bu bebek diğerlerinden farklı olacaktı.O çok güçlüydü.Ve geleceği tek bu bebek değiştirebilirdi.Tabi bunun için içindeki gücün açığa çıkması gerekliydi.Kahine göre bu bebeğin gücünü isteyen düşmanları olacaktı.Büyücüler bebeğin içindeki güç için savaşacaklardı.Bebek onu bekleyen yoldaşı bulduğunda onun kıyameti başlayacaktı.Bebek ise bu kıyameti başlamadan önlemeliydi.
Bu öngörüyle ebeveyinleri farklı olan bir sürü bebek doğmaya başladı.Hiçbiri o değildi.Yıllar sonra bir büyücüyle tanıştım.Ona çok aşık olmuştum.Sonra hamile olduğumu öğrendim ama o adam yani baban çoktan gitmişti.Sen içimde büyürken bir şeylerin farklı olduğunu biliyordum.Bu yüzden sana o broşu ne olur ne olmaz diye bıraktım.Aynı ona benziyorsun"dedi mavi gözleri dolu dolu.
Sonra bana omzumu açmamı söyledi."O bebeğin ben olduğumu mu düşünüyorsun"dedim.
Kafasını salladı.Omzumu açtığımda aynı broştaki çiçeğe benzer bir iz vardı.Yani ben o muydum?Yıllarca bu doğum lekesi tesadüf sanmıştım.Ama şimdi annem çıkıp kıyameti durduracak kişi olduğumu söylüyordu.Bir seyi merka etmiştim.
" Peki anne kıyamet neden başlayacak?"dedim.
Uzaklara dalmıştı birden."Güç için kızım.Ölümsüzlük isteyen o kadar kişi var ki.Ben de kimin başlatacağını bilmiyorum.Ama yakında başlamış olacak.Kahinlerle büyücüler dostça yaşarken biri çıkıp güç için bunu bozmaya hazır olacak.Her şeyi unutacak.Geçmişini geleceğini her şey onun için bir hiç olacak."
Annemin yüzündeki bu ifade ne içindi bilmiyordum.
"Babam anne" dedim ve sustum.Onun lafı geçtiğinde daha da üzülüyordu.Hala aşıktı belli ki."Sana bıraktığım sandığın gizli bir bölmesi var altta.Orada babanın resmi var yavrum.Bizi terk etsede atmaya kıyamamıştım."
"Buradaki zamanımız doldu yavrum."
"Hayır anne."
"Hep mutlu ol.Herkese güvenip kendini açma.Kahin olduğunu kimseye söyleme.Sen normal bir insansın.Tamam mı?""Buraya gelmek için acele de etme.Görüşürüz."
"Anne beni bırakma.Burada kalmak istiyorum.ANNEEE!"
Sonra uyanmıştım.Bir çocuk yanımda elimi tutmuş oturuyordu.Sonra bana sordu:
"İyi misin?"
GÜNÜMÜZ
Bir elin önümde sallanışıyla kendime geldim.
"Neden sürekli dalıyorsun?"
"Yok bir şey boşver onu.Sen ne sorucaktın?"
"Biraz garip olucak ama bunu nasıl başardın?Yani geleceği değiştirmeyi."
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahinin Kızı(+18)
FantasyO gün annesini kaybetmiş küçük bebeğe ebe Hayat ismini koydu. O sırada bir kahin cam küreden olup biteni izliyordu.Kadının ani ölümü onu şaşırtmıştı ama önemi yoktu.Önemli olan bebekti.Az bir zamanı kalmıştı.Eğer tahminleri doğruysa bu bebek sayes...