love untold - hyunin ✓

18

vıttırı vızzık minhos

jeongin:
HYUNSJIN
GELİYOE YARIDM EDİN

lino:
LAN
KIM KIMI DOVUYOR
HYUNJINI SIKERIM

jeongin:
MASA MASS İÇİB GELECEK

lix:
SEN ONUNLA MI KONUSUYODUN DAKIKALARDIR
YEEYYY😳🥳🥳

jeongin:
OFFF IKI DK
GELSWNİZE
DIŞARO

lino:
Tamam

lix:
Okkie

•••

"Hyunjin gelecek diyorum!"

"Nereye?"

"Prizli masada beraber oturacağız Minho!"

"Tamam bağırma," diyerek eliyle sesimi alçatmam için birkaç harekette bulundu. "Biz niye bahçeye çıktık o zaman?"

Bu sırada heyecandan yerimde titreyen bana, Felix yandan sarılmış ikimizi de sağa sola sallandırmaya başlamıştı. Benim kadar sevinmiş olması hoşuma gitmişti.

"Mesaj yazamıyorum ellerim titriyor," dedim nefesimi verirken. "Bir de onu gördüğümde bayılırım sandım."

"Ha yani Hyunjin geldiğinde seni bulamasın ama beraber çalışmış olacaksınız," diye söylendi Felix.

"Off ya her şeyi batırırsam?"

Felix bizi sallamayı bırakıp kollarını çözdüğünde Minho da öncekinden daha ciddi bir ifade takınmıştı.

"Sadece yan yana oturup ders çalışacaksınız Jeongin'im," diye konuştu kumral saçlarını geriye attıktan sonra. "Kötü hissettiğin anda mesaj at tamam mı, öyle olmasa bile gözümü üstünde tutarım ben-"

"Abartma ya, sanki Hyunjin bir şey yapacak Jeongin'e."

"Bilemeyiz iti var kopuğu var."

"Off, ben gidiyorum," deyip ilerledim. Sonra giriş kapısında durup arkamdaki iki çocuğa döndüm. "Ya da gitmesem mi, gelmiş midir?"

Felix ve Minho -bu kez ikisi de aynı fikirde olacak ki- beni girişten geçirip zorla kütüphaneye soktuğunda başka seçeneğim olmadığını anlayıp birbirine vuran dizlerimi durdurmaya çalışarak odaya girdim.

Sonra onu gördüm, o da beni. Gülümsedi. Çenesindeki minik gamzeleri belirmişti. O an zaman durdu sandım ama durmamış, Felix içeri geçebilmek için beni ittirmişti. Hint dizileri gibi bakışma sahnesi olmamıştı yani saliselik bir şeydi ama bana ve benim minik kalbime fazlasıyla fazla gelmişti bu.

"Hadi Jeongin iyi dersler," diye fısıldadı Minho da beni hafifçe dürttüğünde. Bu şekilde yerimde dikilmeyi bırakmamı söylemiş oluyordu. O da orta masalardan birine ilerlerken bize bakan bir çift göz görmüştüm.

Benden nefret mi ediyorsun Seungmin?

"Sağ tarafa koydum sandalyemi," diyerek fısıldadı yanına vardığımda. Hala ayaktaydı. "Solaksan yer değişebiliriz ama."