''Çınar da geldi''
Neria'nın konuşmasıyla Çınar kapıyı kapatıp bize yaklaştı. Biz de ayağı kalktık. Neria'ya ufak bir gülümseme atıp bana sarıldı.
''Uzun zamandır gelmeni bekliyordum kuzen bu yüzden koşarak yukarı çıktım. İş üstünde olduğunu bilseydim dalmazdım odaya.''
Geriye çekilip sırıttığında istemeden bende sırıttım.
''İş başında değildim''
Suçsuz çocuk bakışı atarken 'tabi canım' dercesine bakıp gülümsedi. Bir süre oturup sohbet ettik. Çınar iyi bir savaşçı olmak için yetiştiriliyormuş ve bu yıllık eğitim sürecini bitirip tatile girmiş.
''Çınar halam nasıl oluyor da zihin okuyabiliyor?''
En çok merak ettiğim şeylerden biri de buydu. Amcamın nasıl beynime bilgi aktardığını da merak ediyordum ama halamın gücü kadar değil. Sürekli düşüncelerin okunması hoş değil sonuçta, bu halan bile olsa..
''Anıl biliyorsun bazı insanların hisleri kuvvetlidir. Halamın hisleri de çok kuvvetli ve bu dünyadayken zihin okumaya ve kontrolüne kadar gidebiliyor çoğu zaman. ''
''Bu dünyadayken derken? Burası başka bir dünya mı yani?''
Derince bir nefes aldı. Suratıma bakıp gülümsedi ve tekrar konuşmaya başladı.
''Evet. Burası iyilik kazanı. Buraya her insan giremez. Tünel, zihninde kötülük olan kişileri girişini açmayı bilseler bile içeri almıyor. O yüzden burada hep güvendeyiz.''
''Vay canına bu gerçekten iyi. Hala kendimi fantastik bir filme fırlamış gibi hissediyorum.''
Çınar içten bir kahkaha atarken Neria sadece gülümsemekle yetindi.
''Alışacaksın kuzen merak etme. Ben her zaman yanındayım. Gerçi ben her zaman yanında olamasam da Neria her zaman olacak gibi.''
Pis pis sırıtıp göz kırpan çınara hafifçe omuz attım ve sonrasında uyarıcı bakışlar yolladım. Elini ağzına götürüp ağzını kapattı. Bu onun 'tamam sustum' deme şekliydi sanırım. Biraz daha şakalaşıp iyice kaynaştıktan sonra halam kapıyı baskın yapar gibi açtı. Bu evde normal bir şekilde kapı çalarak içeri giren kimse yok mu ya?
''Yok Anıl'cım biz de böyleyiz naparsın'' deyip göz kırptı. Çınar ve Neria anlamamış gözlerle bize bakıyordu. Çınar kaşlarını çatıp bana döndü ve hızlıca konuştu.
''Yine aklından ne geçti lan?''
''Bu evde normal şekilde kapı çalarak odaya girenler yok mu diye isyan etti Anıl beyimiz'' dedi halam ve güldü. Birkaç adım atıp yanımıza geldi ve bir eliyle benim burnumu bir eliyle Çınar'ın burnunu tutup sıktı.
''Hadi aşağı küçük yaramazlar.''
Önden Çınar odadan çıktı sonra da Neria. Kendimi hâlâ rüyada gibi hissediyordum bu kadar iyi insana sahip olmak benim için bir ödüldü. Karanlıkta hıçkıra hıçkıra ağladığım günler çok yakın geçmişimdeydi. O kadar mutluyum ki şuan umarım bu büyü bozulmaz ve umarım hep yeni kavuştuğum ailemle birlikte olurum. Ben bunları düşünürken ayaklanmıştım. Halama baktığımda gözleri dolmuştu. Anlamıştım zihnimi okumuştu ve sanırım düşüncelerim onu üzmüştü.
''Özür dilerim hala amacım seni üzmek değildi.''
Halam yavaşça yanıma geldi ve bir anda sarıldı bana.
''Seni keşke daha önce alabilseydik ama öyle bir şansımız yoktu tatlım. 18 olmanı beklemek zorundaydık. Ama artık o iğrenç insanlar yok hayatında. Artık yalnız değilsin. Artık seni ağlatan her şeyi kırıp dökeceğiz. Artık mutlu olma zamanı Anıl. Söz veriyorum her şey çok güzel olacak.''
Bu sözlerden sonra bana bakıp kıkırdadı ve sözlerine devam etti.
''Zaten Neria yanındayken mutsuz olacağa benzemiyorsun değil mi?''
Kontrolsüz bir gülümseme belirdi dudaklarımda. İçim kıpır kıpırdı. Aslında neden böyle olduğumu merak ediyordum. Daha bugün tanıdığım bir kız beni nasıl kendine aşık edebilir ki? Bu aşk mı?
''Hala bir şey soracağım.''
''Ne soracağını biliyorum. Anıl, Neria masum bir melek. Melekler eğer düşerse onlarında kaderleri olur. Neria uzun zamandır burada ve etrafında onu elde etmek için uğraşan bir sürü erkek var''
Bir sürü erkek. Nedense kalbimde bir sızı belirdi. Sinirlendim. Neria'ya yanaşmaya çalışanları bulup dövmek istedim.
''Ama Neria bu zamana kadar kimseye yani ona farklı gözle bakan hiçbir erkeğe yaklaşmadı. Umut vermedi hep uzak durdu. Ama bugün..''
Ne olmuştu bugün? Fazlasıyla meraklanmıştım.
''Ne bugün birisine yüz mü verdi hala? O da birine aşık mı oldu yoksa lütfen açık konuş.'' içim acımıştı. Ya birisine aşık olduysa. Kötü hissediyorum. Düşüncesi bile kötü hissettiriyor.
''Evet. Kendisine farklı bir şekilde bakan bir erkekle konuştu bugün.''
Kalbime fil sürüsü oturmuş gibi hissediyordum. Daha kazanamadan kaybettim onu. Belki biraz erken gelseydim o kişiye yüz vermezdi. Hepsi benim suçum korkup yavaş hareket etmek yerine amcama güvenseydim buraya daha erken gelecektim. Aptalın tekiyim. Neria beni sevse ne olurdu ki sanki? Düşünce yetimi kaybetmiş gibiyim. Saçma saçma şeyler düşünüyorum. Şimdi ne yapacağım aşk acısı mı çekeceğim?
''Salak salak konuşma Anıl.'' deyip kahkaha attı halam. Anlamsız gözlerle onun gülüşünü izlemeye devam ettim. Bir süre sonra sakinleşti ve gülümseyerek konuşmaya devam etti.''Aptal çocuk. Sen Neria'yı gördüğün andan itibaren ona farklı bakıyorsun değil mi?''
Bu sorusuna başımı sallamakla yetindim. Sonra halamın gözlerine baktım. Halam kıkırdayıp bana bakmaya devam ederken birden gözlerim yuvalarından çıkacakmış gibi açıldı. Soğuk havada başımdan soğuk sular dökülmüş gibi hissettim ve ayağa zıpladım. Halam yine kahkaha atmaya başladı. Bendim inanamıyorum.
''Yani o kişi benim. Neria bana farklı baktı yani. Benim ona baktığım gibi bana baktı. Onunla yakınlaşmama karışmadı. Hala konuşsana lütfen kafayı yiyeceğim. Bu doğru mu? Neria benden gerçekten hoşlandı mı?''
''Sadece hoşlanmadı Anıl. Büyük ihtimalle sana aşık oldu. Bir melek bir insan gibi görünse de duygu ayrımını çok çabuk yapabilir. Bizim bir insana aşık olmamız için onu tanımamız gerekir bu da zaman alır. Ama melekler insanların gözlerinin içine bakarak bile onları tanır.''
İçimden çığlık atıp dans etmek geliyordu. İyice manyaklaşmıştım sanırım. Bu sözler beni kendimden geçirmişti. Mutluluğu hissediyordum. Halam beni gülümseyerek izliyordu. Bende ona tüm dişlerimi göstererek karşılı veriyordum. Şuan dışarıdan mal gibi gözüktüğümüz kesindi. Biz bu şekilde birbirimize gülerken yengemin sesi geldi. Bizi aşağı çağırıyordu.
''Hadi aşağı inelim deli ''
''Tamam inelim ayrıca halacım sensin deli''
Bir kez daha güldük ve beraber merdivenlerden inmeye başladık. Son basamaktan da indikten sonra halam omzumu tutup kulağıma eğildi ve beni mutluluğun nirvanasına ulaştıracak o güzel sözleri söyledi.''Anıl, Neria annenin babana baktığı gibi bakıyor sana. Nasıl biliyor musun? Aşkla.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enjektör
Ficțiune științifico-fantasticăAile olarak bildiği insanların yanında hiç sevgisiz, bir köle gibi yaşadığı seneler sonrasında, on sekiz olduğu gece hayatı fazla hızlı bir şekilde değişen bir genç. Yaşayan bir enjektör görevi gördüğünü ve daha önce keşfetmediği birçok özelliğinin...