~~~
~~ Changbin hızlıca yerinden kalkarak bulunduğu yerden kaçma için hızlıca koşmaya başlamıştı bir yere..
~~ Masalın Devamı ~~
Changbin ulaştığı yere geldiğinde derin şekilde iç çekip koşmayı bırakmış ve ağır adımlarla oraya doğru ilerlemeye başlamıştı. Attığı her adımda biraz daha fazla daralmaya başlıyor ve avuç içleri terliyordu.
Onun yanına gelmiş ve tam onun karşısına geçmişti. Onu görünce dizlerinin bağı çözülmüştü.. Chris'in yanına gelmişti
Ama tek sorun orada Chris yoktu, Chris'in mezarı vardı..
Changbin, mezara biraz daha yaklaşmış ve mezarın yanındaki toprağın üzerine oturup hıçkırıklar içinde ağlayıp hıçkırıklarının arasında konuşmaya çalışarak sevdiği adamın artık geri gelmesini istiyordu... Ama nafile.
Onu kimse duymayacaktı özelikle Chris..
Chris'in ölümü çok kötüydü.. En çokta Changbin'i yaralamıştı ..
Changbin kendini asla toparlayamamıştı. Onlarca kez intihara kalkışmış ama Tanrı Changbin'in ölmesine izin vermiyormuş.Changbin kızarıp buğulanan gözlerini silip burukça tebessüm ederek mezara bakıyordu.. Chris'in ölüm yıldönümüydü bugün 22/01/23
~~~
Changbin, o gün Chris'e ona olan aşkını itiraf etmek için onu Gökyüzüne Bakma Durağına çağırmıştı..
Changbin o an orada Chris'i beklerken etrafta dört tur atıyordu hep.
Ve Chris gelmişti.. Ama bir sorun vardı Chris'in morali bozuk gibiydi fakat gülümsemesi eksilmiyordu.
Changbin gülümseyerek Chris'e " Ah, o güzel gülüşün beni darmadağın ediyor Chris.. " demişti.
Chris, Changbin'in yanına gelerek gülümsemeye devam ediyordu..
Changbin, Chris'e " Böyle gülümsemeye devam edersen ben dayanamam ki" demişti.
Chris ellerini Changbin'in yanaklarına koyup dudaklarını aralamış ve şunları demişti:
Ben gülmeyi bıraksam sen sakın bırakma Binnie'm olur mu? Ben dünyadan gitsem bile aklına gülüşüm yer etsin üzülme sakın
Changbin afallayıp Chris'e bakıyordu ve Chris'in neden veda eder gibi konuştuğunu anlamıyordu ..
Changbin'in içinde kötü hisler uyanmaya başlayıp güzel olanları yavaş yavaş eziyordu..
Chris hafifçe gülümseyip şaşkın görünen suretin dudaklarına sıcak bi' öpücük ikram etmisti..
Changbin o an dünyalar onunmuş gibi hissediyordu.. çok güzeldi herşey ama içindeki o kötü his asla gitmiyordu sanki inat etmişte gittikçe yayılıyordu zehir gibi..
Ama ona inat Changbin sevdiği adamı doya doya öpüyordu.. Son öpüşü olacağını bilmeyerek..
Yavasca dudaklarını ayırdıklarında sıcak nefesi ve gülüşleri birbirine karışmıştır iki sevdiğin..
~~
Ve Chris güneşin batışını izlemek için uçuruma yaklaşmıştı sevdiği adamın yanından uzaklaşarak..
Changbin gülerek sevdiğine bakarken
" Chris buraya gel düşeceksin, Güneşin batışını buradan izleyelim" demişti.Chris, güneşi daha yakından seyretmek istediğini söyleyip güneşi seyretmeye devam etmişti, aynı şekilde Changbin'de Chris'i izliyordu..
Güneşin batışına az kalınca Chris gülen gözlerle changbine bakmıştı ve,
Seni seviyorum changbin kendine iyi bakmanı ve üzmeni istemiyorum, sakın ama sakın benim peşimden gelme benim için bu dünyada kal ve hayatını yaşa.. Benim yüzümde üzgün olma, ben sadece güneşe doyamadım çok daha yakından bakmak istiyorum sevdiğim.. deyip aniden uçurumdan aşağı kendini bırakmıştı.Changbin korku ve şaşkınlıkla Chris diyerek peşinden koşsada Chris'e yetişememişti..
Chris'in bedeni kayalara çarpıyordu.. Changbin sevdiğinin canına zarar veren taşları görünce dolan gözlerini serbest bırakıp yere oturup dizlerini kendine çekerek sabaha kadar hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı..
sevdiğinin neden böyle yaptığını bilmiyordu.
Chris, Changbin'in güneşinin kendisi olduğunu bilmiyordu.. Ve o gün Changbin için güneş sönmüş ve patlamıştı..~~
Changbin için artık günler berbat ve korkunçtu. Chrissiz günlerini geçiremiyordu her gün kendine zarar veriyordu çünkü tek dileği chrisin, güneşinin, sevdiği adamın, meleğinin yanına gitmekti.. ama tanrı izin vermiyordu buna..
Changbin her geçen gün zayıflıyordu, Chris'in tuttuğu o şirin yanaklar yoktu artık..
~~~~
Changbin bu olanları zihninde tekrar düşünmüştü. Ellerini mezar taşına vurarak kanatıyordu.. bu ellerin bu bedenin yok olmasını, kırılmasını istiyordu.. sevdiğini tutup çekecek olan elleri o korkuyla kenetlenmişti çünkü.. Changbin titreyen kanlı ellerini görünce sevinçle gülümsemişti.. ve chrisin mezar taşına bakarak şöyle demişti:
Az kaldı sevdiğim bugün yanına geleceğim ölüm yıldönümünde yanında olacağım söz, demişti .
Ve Changbin ellerindeki acıyı umursamdan yerinden kalkmış Gökyüzüne Bakma Durağına geri gelmişti. Chris'in kendini attığı uçurumun önüne gelip onun olduğu yere geçmişti..
Changbin, güneşi batmakta olan gökyüzüne bakarak şunları demişti:
sönen güneşimi tekrar aydınlatmaya geliyorum sevdiğim.. güzel chrisim bekle beni, güneşim diyerek gözlerini kapatmış ve uçurumdan kendini bırakarak sevdiğinin Chris'in yanına gitmişti...
~~~ Masal bitti ~~~
Kuruyan damağımı ıslatmak için komidindeki suyu içip dizimde uyuyan bedenine bakarak göz yaşımı silmiştim. Saçlarına küçük bir öpücük bırakıp gülümsemiştim
♡
Seni çok seviyorum Chris.. Sen benim güneşimsin, yıldızımsın, meleğimsin, Papatyamsın.. herşeyimsin sen benim Chris. Sensiz ne yapacağımı inan bilmiyorum.. beni bırakma güneşimizi söndürme olur mu sevdiğim..?
Dudaklarımı birbirine bastırıp ağlamamaya çalışırım ve derin nefes alıp seni yavaşça yataga yatırdım. Üzerini sıkıca örtüp yanına uzanarak sana sıkıca sarılırım*
İyi geceler güneşim..
{{{ İlk defa angst yazdim.. bazı yazım yanlışları olabilir kusura bakmayın ve fici okurken aglamayin.}}}
ŞİMDİ OKUDUĞUN
where is my sun? { binchan}
Cerita PendekChangbin sevgilisi chrise anlattığı acıklı bir masal.. Masal denilebilirse tabii.