Esmer çocuk elindeki içi para dolu koca valizi attı Ceyhan'ın önüne.
''Ne bu?''
''Ne olacak, istediğin para.''
Kumral sınıf arkadaşı önce bavula sonra da tam önünde dikilen Oktay'a baktı.''Vay canına.Bir günde bir milyonu toplayabildiğine göre, çok zengin olmalısın.''
''Boş yapma, istediğini aldın işte.Hadi gidelim.'' deyip Ceyhan'ın alçıda olmayan kolundan tuttu.Tek kaşını kaldırıp kolunu uzun boylu çocuktan kurtardı Ceyhan.''Nereye pardon?''
''Nereye olacak, karakola.Şikayetini geri çekeceksin ya.''
Ceyhan, Oktay'ı şoka sokacak bir biçimde çıkmaz sokağın ortasında kahkaha atmaya başladı.''Sen ona cidden inandın mı?''Oktay'ın kaşları çatılırken Ceyhan birden gülmeyi kesti ve yüzüne buz gibi bir ifade oturdu.''Ben senden 5 kuruş bile almam.Seninle alay etmiştim.İnanacağını nereden bileyim?"
Oktay bir adım daha atıp Ceyhan'ın dibine girdi ve öfkeden deliye dönmüş gözlerle ondan sadece biraz kısa olan çocuğun gözlerinin içine baktı.Korkutucu bir sessizlikle konuştu.''Sen benimle taşak mı geçiyorsun lan.''
Ceyhan benzer bir tınlamayla cevap verdi.''Yoo, çok ciddiyim.''Ceyhan'ın ona böyle diklenmesi öfke kontrol probleminin sınırlarında dolaşmasına sebep oluyordu.''Beni çileden çıkarma yoksa sağlam olan koluna da kırarım.''
''İstersen kafamı kır, bir şey değişmez.Beni böyle kabadayılıkla korkutamazsın.''
Oktay sinirle burnundan soludu ve geriye doğru bir adım atıp arkasını döndü, yürümeye başladı.O sırada da kendi kendine söyleniyordu.''Sikerler böyle işi, bırakıyorum okulu anasını satayım.''
O çok uzaklaşmadan Ceyhan'ın sesi onu durdurdu.''Cidden böyle bir sebepten dolayı bırakacak mısın okulu?''
Oktay yönünü tekrar nefret ettiği çocuğa döndü.''Benim elimde sanki.Sana dün de söyledim, şikayetini geri çekmezsen babam açığa alacak beni.''Bu cümle üzerine Ceyhan'ın yüzüne düşünceli bir ifade oturmuştu.''Ne o çok mu üzüldün?''
''Yemek yapmayı biliyor musun?'' diye sordu Ceyhan birden alakasız bir şekilde.
Oktay sıkıntılı bir nefes verdi ve içinden sabır diledi.''Pek değil.Niye?''
''Dominant olarak kullandığım kolumu kırdığın için, gündelik pek çok işimi yapamıyorum.Buna yemek hazırlamak da dahil.Yalnız yaşıyorum, bana bakacak kimse yok.Böyle giderse açlıktan ölebilirim.''Onun cümlelerindeki hafif alaycı tonu umursamadan yerdeki bavulu işaret etti Oktay.
''Oradan istediğin kadar alıp, dışarıdan istediğin mekandan yemek söyleyebilirsin.Alçın çıkana kadar seni hayatta tutar.''
''Sana söylüyorum, senin paranı istemiyorum.Ama hizmetin olabilir.''
''Ne?''
''Bana yemek pişir ve tek elimle yapmakta zorlandığım işlerde yardım et.Tabi sadece alçım çıkana kadar.O zaman şikayetimi geri alırım.''
Oktay çarpık bir ifade ve inanamaz gözlerle baktı Ceyhan'a.''Sen deli misin?''
''Sırf sevgilim benden ayrılıyor diye, olayla alakası bile olmayan masum birini hastanelik edinceye kadar dövmedim.Bilmem, deli miyim?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ LEKE(GAY)
General FictionKalbimin ortasındaki leke olduğunu sanıyordum.Kalbimin ta kendisi olduğunu çok sonradan anladım.