Beauxbatons Ve Durmstrang

115 11 3
                                    

Aviva diğer öğrencilerden bir şekilde ayrılıyordu. Herkes toplu kalırken o yalnız kalıyordu. Babası da bunun onun derslerine iyi etki edeceğini düşünüp yapmıştı. Aviva odasına vardığında ilk yaptığı sandığını ve çantasını bir kenara atıp kendini yatağa bırakmak oldu. Bir süre tavanı izledi ve yolda neler olduğunu düşündü. Yeni profesör gerçekten manyak gibiydi. Aviva'yı gerçekten zorlamıştı. Şimdi biraz düşünmeliydi. Acaba on yedi yaşında olsa turnuvaya katılır mıydı? Babası izin verir miydi? Şuan ondan yeterince şüphe ediyor gibiydi. Olanları anlatmalı mıydı? Ancak korkuyordu. Profesörün onu yerde kıvrandırması aklına geldikçe yeniden acı duyuyordu. Ya aynısını yaparsa? Ya da cevap alamazsa aynısını yaparsa? Aviva yan dönüp yattı. Uyumalı mıydı? Akşam yemeği ve yeni öğrencilerin gelişine 2 saat vardı. Biraz uyuyabilirdi belki. Ya da kitap okuyabilir. Doğrulup oturdu. Odaya göz gezdirdi. Kapının çalması ile irkildi.
- Gir!
Kapı aralandı ve bir kız göründü.
- Draco seni arıyor.
- Sonunda aklına geldim ha?
Aviva ayağa kalktı.
- Gidebilirsin.
Kız kapıyı kapattı. Aviva hızla üstüne gömleğini, slytherin süveterini giydi, slytherin kravatını takıp parmağına birkaç yüzük taktı. Bel çantasını alıp içine bir kitap, kalem, not defteri, birkaç iksir aldı. Odadan çıkıp Slytherin ortak salonuna gitti. Draco ve diğerleri koltuklarda oturuyordu. Aviva onlara yaklaştı. Herhangi bir şey demeden koltuğa kendini attı ve bacak bacak üstüne atıp kitabını çıkardı. Normal bir şekilde okumaya başladı.
- Birileri bana kızdı mı?
Aviva, Draco'ya dönüp bakmadı bile.
- Gerçekten üzgünüm. Seni unuttum. Pansy sürekli konuştu, aklımdan çıkmışsın bir anda.
- Bende insanlarla çok konuşurum ama ben senin varlığını veya verdiğim sözleri unutmam.
- Uzatma Aviva.
- Sen hiç karışma Pansy. Yoksa işler kızışır.
Aviva hem cevap verip hem kitap okuması, sakinliği ile onları hep korkutuyordu.
- Affet beni...
- O kadar kolay değil Draco Lucius Malfoy.
Draco yavaşça Aviva'nın omzuna sürtündü. Aviva yine tepki vermedi.
- Boş versene şunu Draco. Bak sana ilgi vermiyor, gidelim!
- Hayır olmaz. Az sonra verecek. Ben yine dizine yatacağım ve o kitap okuyacak.
- Çok istiyorsan sen dizime yat ben de kitap okurum?
- Aviva kadar iyi bir okuyucu değilsin. Bi sefer denedik, hem sen başaramadın. Hep bana baktın. Kitaba değil. Ve sonu hiç iyi bitmedi.
- Doğru. Apsis yine atağa kalkmıştı.
- Biraz daha gürültü yaparsanız aynısı yine olacak.
- Sonunda Apsis'i kabul ettin ha?
- Hayır etmedim.
- Ya?
- Sana sesini kısman için son şans.
Hepsi sustu. Draco yavaşça başını Aviva'nın dizine koydu. Aviva dokunmadı. Tepki vermedi. Kitap okumaya devam etti. Pansy ise onları kıskançlık içinde izledi.

- Sıkıldım.
- Biraz daha sıkmamı ister misin?
- Kitap mı okuyorsun, laf mı sokuyorsun?
- O kadar yetenekliyim ki ikisini de yapıyorum.
Pansy dilini çıkardı. Aviva görmedi. Bir anda herkes ayağa kalktı ve dik durdu. Draco da hızla toparlandı. Aviva seslere göre çevreye göz attı. Babası gelmişti. O da hızla ayağa kalkıp kitabı çantasına kaldırdı.
- Slytherin öğrencileri, yeni bir yıla giriş yapacağız. Bu sene eğlenceli şeyler olacak ancak sizden isteğim bu şeylere kapılıp bina yarışını unutmamanız. Son 3 yıldır hayal kırıklığına uğruyorum. Daha iyisi olabiliriz.
Herkes başını salladı. Aviva ciddiyetle durdu.
- Şimdi, birkaç kişiye uyarım var. Bayan Parkinson, Bayan Snape'ten uzak durun. Onu kışkırtmayın, Bay Malfoy eminim onu engelleyecektir.  Bay Crabbe, Goyle bu sene sizlerden mutfak şikayeti duymak istemiyorum. Son olarak Bayan Snape yemekten sonra odama geliniz.
Snape bunları dedikten sonra ayrıldı. Herkes bir gürültü çıkardı ama ardından işine döndü. Aviva yeniden koltuğa oturdu ve kitabını okudu. Bu sefer biraz daha yayılarak oturdu ve Draco yine dizine uzandı. Pansy kollarını bağladı ve ikisini seyretti.

Yemeğe yarım saat kala Aviva, Pansy ve Draco yemek salonuna indi. Masada güzel bir yer bulup oturdular. Yol boyunca yapılamayan sohbeti Draco ve Aviva burada yaptı. Yaz tatilinden, derslerden ve günlük hayattan konuştular. Draco bazen Aviva'nın elini tutuyordu. Yan yana otururken Draco bazen heyecandan bunu yapıyordu. Aviva ise hem Draco ile iyi bir ilişki içinde yürüdüğünden hem onu mutlu etmek hem Pansy'i kıskandırmak için elini tutuyordu. Sohbetlerini McGonnagal'ın birinci sınıflar ile içeri girmesi böldü. McGonnagal her sene olduğu gibi ne olacağını anlattı ve teker teker isimleri saydı. Öğrenciler binalara dağıldı. Dumbledore giriş konuşmasına başladı.
- Evet değerli çocuklar, yeni bir Hogwarts senesine hoş geldiniz. Bu sene oldukça güzel bir etkinlik olduğunu çoğunuz duymuşsunuzdur. Eğer duymadıysanız hazır olun. Bu sene büyü dünyasının en büyük etkinliklerinden olan üç büyücü turnuvasına okulumuz ev sahipliği yapacak!
Salondan bir alkış koptu. Aviva o an neden on yedi yaş gerektiğini anladı. Üç büyücü turnuvası; üç büyücü, üç tehlikeli oyun, bir kazanan demekti.
- Üç büyücü turnuvasına gelecek olan iki okul var. Beauxbatons ve Durmstrang! Biraz sonra ilk olarak Beauxbatons ardından Durmstrang okulu, okulumuza varacak ve küçük birer giriş gösterisi yapacaklar!
O an kapı açıldı ve içeri maviler içinde kızlar ile Hagrid gibi uzun bir boya sahip olan kadın girdi. Kızlar masaların arasından kıvırıp yumuşak dans hareketleri ile geçtiler. Hogwarts erkekleri etkilenmiş gibiydi. Ancak Draco daha çok kapıya bakıyordu. Durmstrang'i merak ediyordu anlaşılan. Aviva gösteriyi izledi. Gösterinin sona ermesi ile büyük kadın ile Dumbledore ve kadının yanındaki kız kısa süreli konuştu. Daha sonra Dumbledore yeniden kalabalığa döndü.
- Şimdi ise çok değerli Bayan Maxime küçük bir konuşma yapacak!
Kadın kalabalığa göz attı ve konuştu.
- Burada olmaktan büyük mutluluk duyduğumu baştan belirtmeliyim. Beauxbatons öğrencilerim ve ben Hogwarts'a gelmekten ve sizlerle tanışmaktan büyük memnuniyet duymaktadır.
Kalabalıktan büyük bir alkış koptu. Kapı daha büyük bir gürültü ile açıldı ve içeri erkek öğrenciler ateş ile dans ederek girdi. Draco ayağa kalktı ve gelenlere baktı. Ortadan gelen müdür ve öğrencinin Dumbledore ve Maxime'ye ulaşması ile gösteri sonlandı. Nedense bu müdür konuşma yapmadı. Onun yerine misafir öğrenciler masalara yerleşti. Draco ayağa fırladı ve müdürün yanındaki oğlanı alıp geldi. Oğlanı gösterip konuştu.
- Aviva, Pansy bu Victor Krum. Zaten kim olduğunu tahmin etmişsinizdir.
Krum centilmence eğildi. Pansy'e kısa süre Aviva'ya uzun süre baktı.
- İstediğin yere geçebilirsin.
Krum sırıttı. Yavaşça Aviva'nın yanına geçti.
- Burada oturabilir miyim hanımefendi?
- Bana sorun değil. Draco sen nereye geçeceksin?
Draco da sakince Krum'ın diğer yanına geçti. Ona çok fazla soru sordu. Krum ağzı yemek dolu ona cevaplar verdi. Draco soru sormasa Krum hemen Aviva'ya dönüyordu. Yemek bitti ve tatlıya geçildi. Aviva bir yandan çikolatalı pudingini yerken diğer yandan kitap okuyordu.
- Draco merak ediyorum. Aviva neden hiç konuşmuyor?
- O öyledir. Hep kitap okur.
- Zeki bir kıza benziyor. Tam adınız nedir acaba?
Pansy gittikçe şişiyordu.
- Aviva Patricia Snape.
- Lakabıyla APSİS!
Apsis'i Pansy sesli söylemişti ve bir kısım onlara baktı. Özellikle Aviva'ya. Ardından gülüştüler. Arada Apsis kelimeleri duyuldu. Apsis Aviva'nın ilk sene önce adını kısaltması ile ortaya çıkmıştı. A.P.S (is Aviva) şeklinde. Aviva biraz utanarak durdu. Kitabını kaldırdı ve  Pansy'e döndü.
- Kaç kere uyarmam gerek Pansy?...

Severus Snape'in Kızı <<Ateş Kadehi>>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin