1

489 56 31
                                    

Oturduğu yerde biraz daha kıvrandı Jeongguk. Patronu maaşını vermediğinden, evde yiyebilecek bir şeyi de yoktu ve karnı gurulduyordu. Ayrıca gittikçe yükselen ateşi de dün geceki soğuk havanın yüzünden hasta olduğunu da kanıtlar nitelikteydi.

Daha fazla dayanamayacak raddeye geldi, ateşi gittikçe artıyordu, titremeye başlıyordu ve bütün kemikleri ağrıyordu. Üstüne üstlük bu havada her gece cenin pozisyonunda uyuduğundan her yeri de tutulmaya başlamıştı. Bu kış çok ağır geçeceğe benziyordu.

O sırada kantinden karnını doyurup sınıfa gelen Jimin güler yüzle sırasına oturduğu anda yanındaki çocuğun garip hallerini fark etti, titriyordu. Elini arkadaşının anlına koyduğu anda "Aman tanrım, yanıyorsun." dedi.

"Kalk aşağı inelim, birini ara da gelip seni alsın." dedi ardından da. "Olmaz, annem şehir dışında, babam da şirketten gelemez şimdi. Toplantısı vardı." dedi Jeongguk. Burslu öğrencilerden herkes nefret ederdi. O ise tatlı ama yakışıklı yüzü, nazik halleri ile herkesin arkadaş olmak isteyebileceği bir çocuktu. Herkes onunla konuşup muhabbet ederken, kimsesiz ve burslu olduğu öğrenilirse kimsesi kalmazdı.

Konuştuğu kişiler olsa dahi arkadaşı olduğu da söylenemezdi zaten, çünkü bir arkadaşı dışarı çıkıp gezmek istese ona 'maaşım bana zor yetiyor, bir de çıkıp gezemem, param yok.' diyemezdi.

"Babanın arkadaşını, amcanı falan ara kocaman çevreniz vardır Jeongguk. Hadi aşağı inelim." dedi ve zorla kendisini aşağı indirdi.

Müdür "Üzgünüm Jeongguk, tek başına çıkamazsın okuldan. Birini araman gerekiyor, kutudan telefonunu al ve babanı ya da bir ebeveynini ara." dedi ve sınıf telefon kutularının olduğu cam kapaklı dolabı işaret etti.

Jeongguk "Tamam o zaman." dedi ve dolabın kapağını açıp kutudan üstlerde olan telefonunu aldı. Yapacak başka bir şeyi yoktu, rast gele birini arayacaktı, gelmesini ummaktan başka da çaresi yoktu. Umarız karşı taraf pot kırmazdı.

'Sesinden ayırt eder, ona göre hyung ya da ajussi derim.' diye içinden geçirdi çocuk, ve numarayı tuşladı. Arkadaşı da başında aramasını bekliyor, onu daha da strese soktuğunu bilmeden sakin hissetmesini sağlamaya çalışıyordu.

"Alo?" diye bir ses geldi telefonun karşı tarafından, kalın ama genç bir sesti bu. "Alo, Hyung? Benim Jeongguk, hastalandım da okuldan tek başıma çıkamıyorum. Daehan Koleji'ndeyim zaten biliyorsun. Gelebilir misin acaba?" dedi. Titriyordu da stresten ve gelecek cevaptan ötürüydü bu titreme.

"Jeongguk?" dedi sen kimsin diye sorgularcasına karşı hattaki ses. Kısa bir süre sessizliğin ardından "Tamam, yirmi dakika kadar sonra orada olurum, çantanı toparlayıp bekle beni." dedi ve telefonu kapattı.

Jeongguk şükürler yağdırırken "Hyung'um gelecek efendim, çantanı toparlayıp aşağıda bekle yirmi dakikaya gelirim, dedi." dedi müdür yardımcısına.

"Ben çantanı toparlayıp gelirim, sen bekle burada." dedi ve oradan ayrıldı Jimin. Müdür yardımcısı Bay Jung da bir işi olduğunu söyleyerek odadan ayrılmıştı.

Çok geçmeden Jimin geldi ve Jeongguk gidebileceğini söylese dahi yanında kalmak için diretti. Daha fazla dayanamayan Jeongguk "Jimin, neden bu kadar yardım etmeye çalışıyorsun? Doğru düzgün sohbetimiz de dönmüyor oysa." dedi nazikçe. Karşı tarafı kırmak istememişti ancak merak da etmişti.

Doğrusu kimseyle bir arkadaşlığı yoktu, herkes ondan not ister, kızlar onunla flört etmek için gelir ve babasının şirketinin adını bile sormadan şirketi olduğunu sandıkları için arkadaşlık kurmaya çalışırlardı. Yetimhanede çok eziklenmiş olan Jeongguk ise burslu öğrencilere yapılan zorbalık yüzünden burslu olduğunu, kimsesiz olduğunu kimseye söyleyememişti.

"Seninle konuşmaya hep çabaladım ama sen hep kısa cevaplar verdin aslında, ama ben iyi arkadaşlar olabileceğimize inanıyorum nedense." dedi Jimin cevap olarak. Jeongguk bu iyimserliğe alışkın değildi, içten gelmişti ve buna alışkın değildi ama ona burada gerçeklerden bahsedemezdi çünkü karşısındaki genci o kadar iyi tanımıyordu ve tanımadığı birine kim sırlarını söyler ki?

Yaklaşık 20 dakika kadar sonra 180 boylarında, yanık tenli, koyu saçlı, şık bir adam geldi, müdür odasına tüm ihtişamı ile girdi ve "Jeongguk?" diye sordu.

"Hyung?"

-

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

random number | taegguk ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin