Bölüm 8
*Zincire Vurulmuş Bir Ruh*
“Hadi bakalım aç ağzını...” Savaş resmen küçük bir bebeğe bakıyormuş gibi tam karşıma oturmuş elindeki kaşıkla yüzüme doğru yaklaşıyordu. Çorbayı tek başıma içebileceğimi görmezden gelmesi konusunda konuşmama da izin vermiyordu.
“Uçak geliyor da de tam olsun.” dedim kaşığa doğru, gözlerimi memnuniyetsiz bir şekilde yüzüne dikip, uzanırken.
“Olmaz canım, koskoca lidere uçak mı geliyor deyim?” Kaşığı elime vermeyip dudaklarıma doğru biraz daha yaklaştırdı. Özge salondaydı ama yemek masasında elindeki kitap ile uğraşıyordu. Fatih ise ıslak tişörtünü değiştirmeye gitmişti. Bende bu deliyle baş başa kalmıştım. “...ama uçak geliyor da diyebilirim şimdi.” dedi kaşığı bir kez daha kâseye daldırırken. “Nihayetinde karşında yüce bir pilot var.” Yüce?
“Ben kaşığı alayım mı?” dedim kaşıya uzanırken.
“Cık.” diyerek kaşığı ağzıma yaklaştırdı. “Gökalp’e söz verdim. Beni o manyakla papaz etme, gözünü seveyim.” Gökalp’in istediği zaman ne kadar çekilmez olabileceğini çok iyi biliyordum. Ağzımda hissettiğim iğrenç ötesi bir tat olduğundan çorbanın güzel olduğunu bilsem de tadı hoşuma gitmiyordu fakat başka bir şeye daha itiraz edersem Savaş’ın bu sefer sakin olmayacağını düşünerek susuyordum. Yemek kaşığını ağzımın ortasına yemek istemiyordum.
“Telefonun çalıyor.” Fatih elinde sessizde olduğu için sadece ekranında bir isim yazan telefonla Savaş’ın başına dikilince bende refleks olarak telefonun ekranına bakmıştım. “Pamir arıyor” yazıyordu. Savaş’ın bu boyutta olduğu bir şekilde ortaya çıkarsa biterdik. Nihayetinde onun neden izinsiz bir şekilde burada olduğuna dair bir soruşturma açılırdı ve bana yardım ettiği ortaya çıkardı. Nerede saklandığımı buldukları an işler benim için içinden çıkılamaz bir hal almış olurdu.
“Sen devam et.” dedi kaşığı içine bıraktığı kâseyi bana uzatırken telefonu alıp kalkarak. Kâseyi avuçlarımın arasına alıp bağdaş kurduğum bacaklarımın ortasına yerleştirdim.
“Neden arıyor?” Pamir’in sorgulayıcı bir kimliği yoktu. Kendi halinde takılan birisiydi ama konu yakın bir arkadaşı olduğunda tıpkı bir zamanlar Fatih’e karşı nasıl davrandığını gördüğüm gibi dehşet saçacak derecede koruyucu olabilirdi.
“Herhangi bir nedenden dolayı arıyordur. Bir şeyler duyduğunu sanmıyorum.” Sesi rahatlamamı ister şekilde yatıştırıcıydı. Az önce Savaş’ın kalktığı yere oturdu. Önüme doğru uzanıp çorba dolu kâseyi aldı. Ne yapacağını anlamamıştım. Herhalde o da bana çorba içirmeyecekti. Fatih Erez böyle bir insan değildi. Birilerine yardım edecek... Ancak günlerdir bana yardım ediyordu. Kafamda oluşturduğum Fatih Erez ile gerçekteki arasında farklar olabilir miydi? Belki kendini gizliyordu. İyi bir oyuncu olduğunu biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elemental
ActionOlduğunuz kişiden emin misiniz? Asla emin olmayın. Burası Elemental, dengeler boyutu... Bir zamanlar böyleydi. Artık dengeler yeniden kurulacak ve bu beraberinde önce bir yıkım getirecek. Altor Levin bu sefer hepsinden daha güçlü. O tüm kozlarını b...