שלוש

113 12 11
                                    

yer ve gök bütün ögeleriyle tamamlanmıştı. yedinci güne gelindiğinde, tanrı, yapmakta olduğu işi bıraktı. o günü kutsadı. çünkü tanrı, yedinci gün yarattığı bütün işi tamamlayıp dinlendi.

tanrı yüce divanında dinlenirken eva ve lilith sevişti.

yedinci gün bitmek üzere güneşine kibarca veda ediyordu. yattıkları yerde birbirlerine sarılı vaziyette nefeslerini düzenlerken, lilith, eva'nın altın saçlarında parmaklarını gezdirdi. nazikçe teninin kokusunu içine çekti.

eva hala üzerinden büyüyü atmamıştı.

"sen nesin?" dedi, efsun ses tonuna bulaşmıştı. "insan olamazsın sen... nesin?"

minik bir kıkırtı bıraktı lilith. bu konuyu konuşmak istemese de, eva'ya bir açıklama borçlu olduğunun farkındaydı.

"yehova'nın yarattığı ilk kadın benim." dedi, sesindeki gülümseme konuya geçtiği anla beraber yok olmuştu. her şeye rağmen, eva tanrısının adını yalın duyduğu için yeniden huzursuz oldu. yerinden kıpırdanmak istese de, lilith kollarından kendine sarıp omuzlarını ovuşturdu.

"adam'a eş olarak onunla aynı topraktan yarattı beni. ona itaat etmemi istedi, karısı olmamı, onunla sevişip nesil oluşturmamı söyledi."

şu an yüreğine düşen hissi daha önce tatmış olsaydı az öncekine huzursuzluk demezdi. lilith'in sıkı sıkıya sarılmış kolları bile bu sefer yerinden doğrulmasına engel olamadı. kaşları çatılmış vaziyette göğsünden kalktığı kadına bakıyordu, anlatmaya devam etmesini isteyerek.

"merak etme, birlikte olmadık." lilith'in sakinleştirici ses tonu eva'nın kalbine yol alırken içindeki sıkıntının biraz olsun gittiğini hissetti.

lilith hangi amaçla açıklama yapmıştı bilmiyordu. ama eva, adam'ı değil, lilith'i kıskanmıştı.

"adam birlikte olmak istedi, izin vermedim. zorladı. yehova'nın yasak adını söyleyip cennetten kaçtım."

kollarını yeniden eva'ya sarıp tekrar yanına çekti. şakaklarına küçük birer öpücük kondururken rahatlatmaya çalıştı.

"sonra seni yarattı tanrı, bu sefer adam'a eş toprağı değil kaburga kemiğini kullandı. bu sayede daha itaatkar bir kadın yaratabileceğine inandı."

eva'nın tedirginliği geçmemişti. onun bu hali, lilith'i de endişelendiriyordu.

"neyse ki seni buldum..."

eva da hala bir değişim olmadığı için lilith'in endişesi de artıyordu. saç diplerine birer buse daha bağışladı.

"seninle birlikte olmak için seni mi zorladı?"

sesi kısık ve korkakça çıktığında, lilith, eva'nın aklında dönen tilkilere nihayet anlam vermişti. zarar görme ihtimalini düşünmesi karşısında buruk bir tebessüm yüzünü kapladı.

"evet." başını aşağı yukarı sallayarak onayladı. "ama başarmasına izin vermedim, kimse benim istemediğim bir şeyi bana yaptıramaz."

eva'ya da aynı gücü vermek ister gibi bir kez daha öptü saçını.

"lilith..." dedi, uzun bi süredir aklında olan bir şeyi sormak ister gibi. kadının boğazından dinlediğine dair bir mırıltı döküldüğünde devam etti. "bu kadar şeyi sen nasıl öğrendin?"

"iyiyi ve kötüyü bilme meyvesi..."

eva duyduğu bitkinin ismiyle lilith'in yüzüne baktı şok içerisinde bir ifadeyle.

aşk eski bir yalan (g×g) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin