''Hasta biri ile de ancak onu düzeltebileceğine inandığın zaman birlikte olursun.''
(Sevda'nın Anlatımıyla)
Görüşmeyeli uzun zaman olmuştu. Nasılsınız? Beni soracak olursanız ben çok iyiyim. İyi olmamın sebebi birkaç arkadaş bulmam ve planıma ortak olan dostumu yanıma davet etmemdi. Neyse şimdi size birkaç şey söyleyeceğim ve sonrasında gideceğim. İlkiyle başlıyorum; Egina'nın olduğu eve giden ve Aral dışında Aral'ın arkadaşlarını vuran kişiler; Mete, Ayça ve Selim üçlüsüydü. Şimdi size söylediğim üç isimden kısaca bahsedeyim.
Mete: Gerek kendi için gerekse çevresindeki insanlar için her şeyi yapar ve bu süreçte de Mete çok fazla şey yapacakmış gibi görünüyor. Kendisi 19 yaşında, Egina ile aynı okulda yer alıyor ve üzülerek söylüyorum ki Mete hasta, yani öyle deli anlamında değil. Bir rahatsızlığı var.
Ayça: Kendisi her ne kadar şirin gibi gözükse de arada şeytanlaşabiliyor. Ayrıca Ayça da hepsiyle aynı okulda yer alıyor. İki yıldır da Selim'i seviyor fakat bir türlü sevdiği adam ile kavuşamıyor.
Selim: Sonunda Selim'e gelebildik. Selim'in upuzun bir hikâyesi var fakat ben hikâyesini anlatıp sizi sıkmayacağım. Sadece ufak tefek şeyler söyleyeceğim, kim bilir geri kalanını onun ağzından duyarız. Her neyse, söyleyeyim; Selim, babasından şiddet görüyor bu yüzden intihara meyilli bir çocuk ve de sürekli olarak yaptığı bir hata sonrasında kendini tekrar ediyor.
İşte Ayça'nın da sevdiği adama kavuşamamasının başlıca sebeplerinden biri de Selim'in kendini tekrar etmesi fakat Ayça belki de Selim'i yakışıklı olduğu için seviyordur, ha?
Evet, benden şimdilik bu kadar, sizi dostlarım ile baş başa bırakıyorum. Yakında tekrar görüşelim.
(Mete'nin Anlatımıyla)
2 gün önce
Başımı sert bir cisme çarptıktan sonra uyandım ve elim ile başımı tutarak doğrulmaya çalıştım. Bir yandan da kısık gözlerim ile etrafa bakıyordum ve birden önümde bir kız belirdi, irkilerek geri çekildim ve gözlerimi açtım.
''Sonunda uyanabildiniz.''
Anlamsız bakışlar ile kıza ve kapının önündeki çocuğa baktım.
''Ayça, ben.''
Sıkmam için elini uzatmıştı. Ayça'nın hem yüzüne hem de uzattığı eline birkaç saniye baktıktan sonra elimi uzattım ve sıktım.
''Mete, ben de.''
Hafif bir şekilde gülümsedi ve sonrasında kapıda duran çocuğu işaret etti ve kulağıma hafif eğilerek konuştu.
''Onun adı da Selim.''
Neden kulağıma eğilerek söylediğini anlamamıştım ve Ayça da bakışlarımdan bunu fark etmiş olacak ki konuşmasına devam etti.
''Şey, o biraz sinirli şuan. Sen uyanmadan önce kavga ediyorduk da.''
Kaşlarımı kaldırdım ve bize doğru bakan Selim'e doğru baktım.
''Uyandığına göre buradan gidelim artık.''
Selim'in konuşmasıyla Ayça, kulağımın yanından çekildi ve başını sallayarak karşı koltukta duran çantasını aldı. Ben de ayağa kalktım ve üstümü başımı düzelttim. Nerede olduğumu sormak için dudaklarımı araladığım sırada ise Selim bunu görmüş olacak ki ''Dışarı çıktığımızda konuşuruz.'' Demişti.
Ayça'nın yaptığı gibi ben de başımı salladım ve önümdeki iki insanı takip etmeye başladım.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EGİNA ve 152 (2.KİTAP)
Science FictionEgina yepyeni maceralara atılıyor, bu macera da da yalnız değiller. Sizce bu sefer başlarına neler gelecek? (açıklamayı daha sonra düzenleyeceğim)