twenty

10.9K 1.2K 370
                                    

jeongguk okula giden yolda delta ile taehyung'un bir arada olduğunu düşündükçe sinirleniyor ve bu sinirini ayaklarını sert bir şekilde vurarak yerden çıkarıyordu. 

"of!"

en başında taehyung'a konuşmayalım yazarken bile içten içe samimi değildi sözlerinde. başta sadece kafasının karıştığını düşünmüştü omega. taehyung'un sözleri, davranışları, kendisi... kafa karıştırıcıydı ve jeongguk onunla birlikte yanlış yola sürüklendiğini hissetmişti.

ama şimdi anlıyordu ki, yanlış yol yoktu. herkesin doğrusu ve yanlışı farklıydı. ve jeongguk, çoğunluğun doğruları uğruna taehyung'u kaybetmek istemiyordu.

öğleden sonraki dersler için gelen jeongguk, bahçeye adımını atar atmaz kaşlarını çatmış ve yere sert adımlarla basarak gözleriyle yüzyılın deltasını aramaya başlamıştı.

çünkü ona edecek bir çift lafı vardı.

dersin başlamasına yaklaşık on dakikanın kalması sebebiyle çoğu öğrenci sınıflara dağılmışken duyulan sesler arka bahçede birilerinin olduğunu, hatta bağırma seslerinden anlaşılacağı üzere popüler birilerinin arka bahçede olduğunu gösteriyordu.

ayrıca bahçeye yayılmış baskın aura da kendini oldukça belli ediyor, deltanın yerini ele veriyordu.

gözlerindeki büyük kararlılıkla ayağının tozunu attırarak arka bahçeye gitti jeongguk. sahanın başına gelip durduğunda basketbol sahasındaki tüm alfaların bakışları ona çevrilmişti. omeganın ise baktığı tek bir kişi vardı.

"delta." sert bir kişiliğe büründüğünü düşünerek topla ilgilenen deltanın ilgisini çekti omega. "konuşalım."

oldukça 'sert' göründüğü yüz ifadesi ile deltaya bakarken, wonwoo top sektirmeyi bırakmış ve omegaya bakmıştı. iyi bir yüzü, hoş bir kokusu vardı. ve deltanın teklifi kabul etmesi için bunlar yeterliydi.

omega havalı bir şekilde kahkullerine üfleyerek onları ittirmiş ve deltaya küçümseyici bir bakış atarak arkasını dönmüştü.

"bu okuldaki omegalar harbi çok ilginç." delta kendi kendine mırıldanarak omegayı takip etmeye başladı. "ama bunu sevdim..."

arkasından geldiğini bildiği delta ile pek kalabalık olmayan bahçeyi aşarak okula giren jeongguk sola saparak merdivenlere yöneldi ve bodrum kata inip yüzüne korkunç bir ifade ekleyerek sırtını duvara yasladı.

arkasından yavaş yavaş gelmekte olan delta ise merdivenlerden iner inmez karşılaştığı çatık kaşlar ve göğsünde bağlı eller ile bunun bir 'senden hoşlanıyorum' konuşması olmadığını anlamıştı.

ama sorun şuydu, delta, omegalar ile bu konudan başka hiçbir konu hakkında konuşmamıştı.

omeganın önüne gelerek ellerini cebine soktu delta. "beni bıçaklayacak gibi görünüyorsun."

"omegamdan uzak dur." diyerek konuya girdi jeongguk. wonwoo ise bu cümle karşısında şaşırmıştı.

"omegan?" kaşlarını kaldırarak sordu delta.

"omegam, kim taehyung." şeklinde belirtti jeongguk. ardından yüzüne bilmiş bir ifade ekleyerek devam etti. "görmüşsündür belki... taehyung'un mühür bölgesindeki iz, bana ait. o yüzden ondan uzak durmanı tavsiye ederim."

deltanın şaşkınlıktan havalanan kaşları önce düz bir hal aldı, ardından büyük bir kahkaha attı. hayatında ilk defa bir omega, başka bir omega için kendisini tehdit ediyordu.

"sen ciddi misin?"

"hem de hiç olmadığım kadar." tekrar kaşlarını çattı omega. dediklerine gülünmesi sinirlerini bozmuştu. o komik bir şey söylememişti. tam tersine, korkunçlu şeyler söylemişti ama galiba delta, omegayı anlayacak zekaya sahip değildi. böyle düşündü omega olan.

tomboy ➳ taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin