eleven

12.6K 1.3K 222
                                    

öğle arasında öğrenciler hızla sınıflarını terk edip yemekhaneye akın ederken, iki güzel kokulu omega arka bahçede çimlere oturmuş bir şekilde jeongguk'un evde kendi elleriyle yaptığı kurabiyeyi yiyorlardı.

taehyung bacaklarını uzatıp tavşan şeklindeki kurabiyeleri yiyip yanaklarını doldururken sevimli bir şekilde bağdaş kurmuş omegaya döndü.

"mmh, bunların tadı enfes. bu kadar iyi yemek yapabildiğini düşünmemiştim."

jeongguk duyduklarıyla hem gururlanmış hem de sevimli bir şekilde kaşlarını çatmıştı. "neden düşünmemiştin ki?"

"küçücüksün çünkü."

kurabiyeleri yapan omega çocuk gururla gülümsedi. "annem omegaların güzel yemek yapması gerektiğini söyledi. bu yüzden bana her şeyi öğretiyor."

jeongguk'un kurduğu cümleyle taehyung'un bakışları değişti. bu düşüncelerden nefret ediyordu.

"ben beceremem yemek yapmasını."

"olsun." diyerek omuz silkti jeongguk. "zamanla öğrenirsin."

"öğrenmek istemiyorum. yapmak isteyen yapar, istemeyen yapmaz. omegaların böyle bir zorunluluğu yok."

jeongguk, arkadaşının bu düşüncelerine alışık olduğundan kafasını salladı ve kurabiye yemeye devam etti. genellikle farklı düşünüyorlardı ve düşüncelerini belirterek birbirlerinin kalbini kırıyorlardı. bunun tekrardan yaşanmasını istemedi jeongguk.

kim bilir, belki de sadece yavaş yavaş taehyung'un düşüncelerine katılmaya başlıyordu...

veli olduğu her halinden belli olan biri, çimenlerde oturmuş olan ikilinin önünden geçerken onlara -daha çok taehyung'a- kınayan bakışlar atarak geçtiğinde taehyung göz devirdi.

jeongguk hafifçe kaşlarını çatarak kendilerine dik dik bakan kadının arkasından konuştu. "neden bize öyle baktı?"

"bize değil." diye cevapladı taehyung. "bana baktı. veliler arasında baya popülerim de."

"nasıl yani?"

"yani..." yüzüne bir sırıtış yerleştirdi parlak sarı saçlara sahip omega. "velilerin hepsi beni tanır ve çocuklarını benden uzaklaştırır. çünkü omega gibi davranmadığım için onları kötü etkileyeceğimi düşünüyorlar."

jeongguk duyduklarıyla kaşlarını çattı. "hiç de bile! annem seni tanıyor ve seviyor. hatta, hatta bu kurabiyeleri senin için yaptığımı da biliyor!"

taehyung omuz silkti. "sevmese de umurumda olmazdı zaten."

bunun üzerine jeongguk'tan kötü bakışlar kazanmıştı. "kaba."

jeongguk'u sinirlendirmeyi başaran taehyung omegaya dil çıkararak güldü. onu sinirlendirmeyi seviyordu çünkü- çünküsü yoktu. seviyordu işte...

"hey, jeongguk!"

jeongguk, kendisine seslenen kişiye döndüğünde çatık kaşları düzeldi ve ona karşı gülümsedi. "oh, jian!"

bir alfa olan jian, emin adımlarla piknik yapan omegaların yanına geldiğinde taehyung'un delici gözlerinin üzerinde olduğunun farkında değildi.

"nasılsın?"

"iyiyim, sen?"

"ben de öyle. şey diyecektim aslında, çıkışta işin yoksa... bir şeyler mi yapsak?"

"şey, olabilir..."

"tamam, güzel. haberleşiriz o zaman. seni beklerim çıkışta."

"uhm, olur."

"ben... gideyim o zaman? size iyi piknikler, yani şey, iyi öğlenler. görüşürüz."

"görüşürüz."

taehyung şahit olduğu konuşmayı neredeyse kusacakmış gibi dinlerken alfaya gülümseyerek el sallayan jeongguk'un kolunu indirdi hırsla.

"sen böyle gördüğün her alfaya güvenmeye devam edecek misin?"

jeongguk, taehyung'un verdiği ani tepkiye bozulurken mırıldandı. "her alfa değil ki o."

"kim o halde?"

"arkadaşı o alfanın benden hoşlandığını söyledi. eğer öyleyse iyi biridir."

taehyung şaşkınlıkla gözlerini açtı. "inanamıyorum. sırf o senden hoşlanıyor diye sen de ondan mı hoşlanıyorsun?"

"hayır! yani... henüz değil. ama bana karşı iyi biri!"

"sen salak mısın? sana her iyi davrananla randevuya mı çıkıyorsun?"

jeongguk duyduklarıyla kaşlarını çattı. "hiç de bile! salak değilim ben! ayrıca istediğimi de yaparım! gıcıklık yapma." ardından tabağa koyduğu kurabiyelerini kutuya geri koyarak kaldırmaya başladı. taehyung artık bu kurabiyeleri hak etmiyordu.

o sırada bir kurabiyeyi ağzına atmakta olan taehyung onu da elinden almasın diye hızla ağzına tıktı ve dolu ağzıyla konuştu. "zaton hoç gozol değoldu."

''güzel değilse yeme o zaman!'' sinirle oturduğu yerden kalktı mor saçlı omega. onunla daha fazla konuşmak istemiyordu çünkü bu sarı saçlı oğlan her seferinde kendisini sinirlendirmeyi başarıyordu.

''yemem, hah!''

taehyung da mor saçlı omeganın hemen ardından ayağa kalktı ve ağzındaki lokmayı bitirmeye çalışırken ona kötü bakışlar attı. 

''gıcık!'' diye söylendi mor saçlı olan.

''aptal!'' diyerek karşılık verdi sarı saçlı olan.

ardından ikisi de birbirine arkasını dönerek tam tersi yönde yürümeye başladılar. o an ikisinin de düşündüğü tek şey birbirlerine ne kadar gıcık olduğuydu ve merak ediyorlardı, birbirlerine daha ne kadar gıcık olabileceklerini oldukça merak ediyorlardı...

tomboy ➳ taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin