Conspirator |Taekook

4

Şuan ciddi anlamda tıkandım, nasıl devam ettirmem gerektiği konusunda baya kararsızım. Her neyse umarım beğeneceğiniz şekilde yazabiliyorumdur.

Bu arada fark etmediyseniz bir şeyi belli etmek istiyorum, Taehyung ciddi anlamda duygusuz gibi çoğunlukla yakınlaşma gibi şeylerde heyecan falan hissetmiyor.

Okuyan ve destek olan herkese tekrardan çok teşekkür ederimm <3

İyi okumalarr...

•••••

Jeon Jeongguk...

Arkasında duran korumalarla birlikte bana doğru silah tutarken tek yapabildiğim olduğum yerde hareket etmeden durmaktı.

Ölümden korkmuyordum zaten korksam bu işi yapmazdım ama şuan içimde anlam veremediğim bir his vardı.

Daha fazla beklemek istemediğim için elimi belime attım. "Elini kaldır! Tek yanlışın da seni öldürmekten beter ederim." Bilmişliğine karşı ağzımdan bir "Hah" nidası kaçarken başımı sallayarak olma doğru iki adım attım.

"Şuan belimde ki silahı çıkartıp kafama sıkarsam ne yapabilirsin ki." Kısasa kısas giderek korkmadığımı belli etmeye çalıştım. Düz ifadesini bozup dişlerini göstererek güldüğün de, anlamsızca ona baktım.

"Ah tabiki yapabilirsin. Ama bilmem gereken bir şey var. Eğer öyle bir şey yaparsan tek ölen sen olamazsın Vantaecik."

"Ne sikim saçmalıyorsun?" Gülümsemesini bozmadan ellerini iki yana açtığında arkasında ki adamlardan biri sağ tarafına, diğeri sol tarafına geçip büyük ekranlı tableti bana doğru tutmuşlardı. Ekran da görünen tek şey karanlık bir ortamdı.

"Korumam yeni biriyle tanışmış partide, baya sevmiş kendisini. Sağolsun ben lavaboya giderken dikkatini dağıtıp, benim peşimden gelmemesini sağlamış. Ama sonradan gitmeye çalıştığında korumam onu çok sevdiği için bırakmak istememiş. E kendisi de zorluk çıkartınca korumama başka çare bırakmamış."

Sol tarafında duran ekranın ışığının artmasıyla oraya baktığımda, yüzü gözü dağılmış, yarı baygın bir şekilde sandalyeye bağlanmış Hoseok'u gördüğümde, ağzım kocaman açılmıştı.

"Ya bide arkadaşım elektrik gidince bak için elektrik dairesine girdiğinde orda minik bir kedi görmüş. Yazık üşür falan diye alıp evinde beslemek istemiş. Ama kedi korktuğu için tırmalayıp duruyormuş, tırmalamaktan vazgeçmeyince arkadaşım da bayıltmaktan başka çare bulamamış."

Sağ tarafta ki tablete baktığımda başı öne düşmüş gözleri kapalı bir şekilde sandalyeye bağlanmış Yoongi'yi gördüm. Hoseok'a göre daha az darbe yemişti.

"Maalesef kameraları kemirenin kim olduğunu bulama-"

"Onlara zarar verirsen seni sikerim!" Lafını tamamlamasına izin vermeden bağırdım. O ise bunu hiç umursamadan gülümsemeye devam etti.

"Ya iki medeni insan gibi konuşuruz şurada bağırmak oldumu yani? Hiç yakıştıramadım sana, pardon yakıştırdım ay hangi karakterinle konuştuğumı şaşırdım." Kıkır kıkır gülüp kendince eğleniyordu piç.

"Ya bak seni sikerim!" Diyip bir adım atarak, sıktığım yumruğumu yüzüne geçirdim. Adamları hareketlendiği gibi elini kaldırıp durmalarını işaret etti. Tableti tutan adamları, hala olduğu gibi dururken soldaki tabletten acı dolu inleme geldi.