8

60 7 25
                                    

Selaaaam

•••••

"Bu evde kalmayacağız, dağ evi daha güvenli olacaktır. Zaten merkeze bir kaç saat uzaklıkta, hizmetçi çağırmayacağız. Çok fazla ajan var ve kimseye güvenemeyiz. Yine de güvenlik amaçlı, bir kaç güvendiğim adamı yanımıza alacağım, onlar evin dışında nöbet tutarlar. Yemek konusuna gelecek olursak... Aranızda Jin dışında kaç kişi yemek yapmayı biliyor?"

Yeji ve Ryujin elini kaldırdığın da bende, yemek çubuğumu bırakmadan elimi kaldırdım. "Pekâlâ, aslında Jimin de biliyor ama yapmak istemediği için zorlamayacağım. Geri kalanlarımız da ortalığı toparlamakla ilgilenir. Genel temizlik için de, haftada bir falan babamın evinde ki hizmetlileri getiririm. Kontrol altında yaparlar temizliği."

"Artık yemeğini ye. Çok konuşuyorsun." Namjoon'un söylediği ile konuşmayı bırakıp, yemeğine döndüğünde rahat bir nefes vermiştim. Bu tür konuşmaları yemek masınsın da yapmak ruhumu boğuyordu. Bu biraz bana şeyi... Geçmişi hatırlatıyordu.

"Peki planımız ne? Ne yapmamız gerekiyor?" Demişti Jimin. "Bizim pek yapabileceğimiz bir şey yok. Sizi tehlikelikeye atamam. Taehyung'un ne yaptığı umrumda değil. Bu bizi bağlamıyor."

"Hyujin ve seni tehlikelikeye atamayacağımdan emin olabilirsin karıcım. Taehyung'a ne olacağı umrumda değil. Sen canını sıkma."

Aklıma gelen anılarla, gözlerim dolarken başımı eğip, yemeğe gömüldüm. "Hey Taehyung, cevap versene." Jimin'in bana seslenmesi ile, boğazımda ki yumruyu yok etmek için yutkunup, ona döndüm. "Hmm? Ne demiştin?"

"Aishh! Planın var mı diyordum?"

"B-ben bilmiyorum. Daha ne ya-yapacağımı düşünmedim." Ne kadar engel olmaya çalışsam da, sesimin titremesine engel olamadan, kekeleyerek konuşmuştum.

Masadaki bazı kişilerek sorgulayıcı, bazı kişiler endişeli bir şekilde bana baktıklarında, başımı öne eğerek "Yemek masasın da bu tür şeyleri konuşmaktan rahatsız oluyorum..." Demiştim.

"Kalk şu masadan!"

"O adamı öldüreceksin. Sonra da kasasını direk bana getirirsin oğlum."

"Sana reddetme hakkı verdiğimi hatırlamıyorum. Yemek yok bu akşam sana, kalk sofradan!"

"Yala! Yala o yerdeki yemekleri yala. Siktir git odana Taehyung! Aç kal bakalım, o zaman görürsün merhamet ne demekmiş!"

"Ben seçim hakkını sadece Hyujin'e verdim ve o da katil olmak istemediğiniz söyledi. Sana seçim hakkı kalmadı o yüzden, şansına küs oğlum."

En başından beri olayı bilen, Yeji dolan gözlerini çaktırmadan silip, ayağa kalkmıştı. "Doydum ben kahve yapıcam kendime, başka isteyen var mı." Kimseden ses çıkmayınca, mutfağa doğru gitmişti.

Bende ayağa kalkarak "Elinize sağlık, ben biraz hava alacağım." Arkada ki verandaya gidip, kenara yerleştirdikleri L koltuğa oturup, kararmaya yüz tutmuş havayı izledim. Sigara içme ihtiyacıyla ceplerimi yolladığım da, sigarımın olmadığını fark ettim. İleride duran korumaları görünce, ayağa kalkıp korkuluklara tutunarak, korumlara seslendim.

"Hey!" Sesimi duyan korumlar bana dönüp, sorgulayan gözlerle bana bakmıştı. "Sigaranız var mı?" Dediğimde, önce kararsız kalmış gibi birbirilerine bakmışlardı. Aralarından biri başını sallayıp bana doğru yürürken, arkama bakıp durmuştu. Kaşlarımı çatıp, ne yaptığını izlerken, arkasını dönüp gitmişti. Yaptığı hareketle daha da kaşlarım çatılırken, arkamı dönmüştüm.

Conspirator |TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin