6

81 8 7
                                    

Selam uzun zaman oldu bölüm atmayalı umarım herkes iyidir <3

İyi okumalar...

•••••

"Asla olmaz! Sen ne istediğinin farkında mısın lan!" Diye çemkiren Yoongi ile, öne doğru eğdiğim başımı kaldırmadan, kolumu önüne doğru uzatmıştım.

"Yoongi lütfen..." diye fısıldadım. Tek çarem buydu. Güçlüydüm ama elinde ki kozlar, bay Jeon ve... Babam.

"Taehyung... Yapmak zorunda değilsin. Hiçbir sik yapamaz bu piç bize."

"Yoongi... Zorundayım. Lütfen, lütfen uzatmayalım olur mu?" Başımı kaldırıp onay istercesine gözlerinin içine baktım. "Peki. Ama bil ki sana küçücük bir zarar dahi gelirse, gözünün yaşına bakmam bu piçin." Başımı sallayıp onayladım onu.

Jungkook'un oflamasıyla başımı ona çevirdim. "Her neyse, nerde kalmıştım? Heh, babamın emirleri benim için her şeyden önce gelir.Bay Kim yapmaması gereken bir şey yaptı ve bunun cezasını çekmeli. Gönül isterdi ki..." İşaret parmağını bana doğru uzatıp, sırıttı.

"Çok sevgili oğlunu öldürerek, manevi acı çektirelim. Ama elimizde ki oğlu maalesef çok sevgili oğlu değil. Bilirsiniz sevilmeyen eş, istenmeyen çocuklar." Gözlerimin dolduğunu hissettiğim de ağlamamak için gözlerimi yumdum.

Hoşuna gitmiş olacak, nefesini vererek sesli bir şekilde güldü. "Aaa noldu Taehyung? Kırıldın mı yoksa? Ama ne demişler gerçekler acıdır. Bak sevdiği oğlu zarar görmesin diye Amerika'ya gönderdi. Ama sen? Senin bu durumdan haberin bile yoktu. Sana geleceğimizi bile bile, seni uyarmadı bile."

"Yok ben bunun anasını sikecem!" Bir anda ayağa fırlayan Yoongi'yi durdurup, Jungkook'a döndüm. Ona koz veremezdim. Bu yüzden yüzüme pişkin bir gülümseme yerleştirip önüne adımladım. Aramızda santimler kala durup üzerine doğru eğildim.

"Çocukken annesi tarafından terkedilen biri için fazla iddialı sözler bunlar sanki ha?" Her kelimem de daha da kasılan suratıyla, kaçırdığı keyfim yerine gelmişti.

"Sen..." Dedi fısıldayarak. Nerden öğrendiğimi merak ediyor olmalıydı. Kapısını dinlediğimi söylemekten çekinmezdim. "Doğrusu çok güzel bir kadın annen. Yani eğer annen olduğunu bilmeseydim, asla bu kadının 21 yaşında oğlu var demezdim."

"Nerden öğrendin!" Bir anda yükselen sesiyle irkilmiştim. Ama bu daha da mutlu etmişti beni, hoşuma gidiyordu kudurması. Daha fazla kudurması için elimi cebime koyup doğruldum. O da anında ayağa kalkıp önümde dikilmişti.

"Kapını kapatmayı öğrenmelisin Jeon." Sırıtarak söylediğim şeyle, kaşlarını çatarak anlamamış bir şekilde bana baktı. "En azından benim babam beni hiç sevmedi, senin annen gibi yıllar sonra şöhret kazanınca beni seviyormuş gibi yapmadı."

Bir anda yüz hatları yumuşayıp, dolan gözleriyle kırgın bir şekilde suratıma baktı uzun süre. Bu hali içimi biraz burksa bile, bana söylediklerini hatırlayınca az bile yaptığımı düşündüm.

"Aaa ne oldu Jungkook? Kırıldın mı yoksa? Ama ne demişler gerçekler acıdır." Bana söyledikleri ile aynı şekilde, samimiyetsiz bir üzüntüyle konuştum.

"Taehyung yeter." Dedi Namjoon. "Yeter tamam mı anlaşmanızı yapın, ve şu siktiğimin kavgasına son verin."

Umursamaz bir ifade ile Namjoon'a döndüm. "Emredersiniz." Diyip omuz atarak yerime oturdum. O da yerine oturup bir süre yeri izledi. Ardından derin bir nefes verip, gözlerini gözlerime dikti.

"Sen o flaşı bana getireceksin, bende arkadaşlarının canını bağışlayacağım. Anlaştık mı?" Dedi. Aklıma takılan bir şey vardı, mafya olmalarına rağmen polisle işlerini halletmeye çalışıyorlardı.
"Yanlış anlama ama, ne zamandır işinizi polisle hallediyorsunuz? Hani silah, işkence ne bileyin öldürme falan. Mafya ya baban?" Dediğimde kahkaha attı.

"O siktiğimin piçi kendi canı için ailesini bile satmayı teklif etti. Kendini öyle bir koruyor ki, maalesef elimiz kolumuz bağlandı." Kaşlarımı çatıp yerimden ayağa kalktım.

"Ne diyorsun sen be! Ne satması kimi satıyor, ne saçmalıyorsun!" O da ayağa kalkıp ellerini cebine koyarak sırıttı. Tam karşıma geldiği an durup üzerime doğru eğildi. "Kız kardeşin Taehyung, kız kardeşini sabah akşam sikmem için satmaya çalıştı." Gözlerim kocaman açılırken, sinirden titremeye başladım.

Omzumdan ittirdiğim gibi bağırmaya başladım. "Telefonum! Telefonumu ver!"
Hala olduğu yerde durup, pis pis sırıtıyordu. "Şu siktiğimin telefonumu ver dedim sana!"

Tekrar bağırdığımda, kapıya doğru dönüp, dresuara (çekmeceli masa gibi bir şey) doğru yürüdü. Çekmecesini açıp karıştırdıktan sonra, telefonumu alıp geri geldi. "Al." Bana doğru uzattığı telefony hışımla elinden çekip, rehbere girdim.

Yeji'yi arayıp telefonu kulağıma götürdüm. 3 çalıştan sonra açtığı gibi konuşmasına fırsat vermeden lafa atladım. "Nerdesin sen!"

"A-abi be-ben..."

yüksek ve ciddi çıkan sesimle korkmuş olacak ki, sesi titremişti. Ona asla böyle ciddi bir şekilde kızmamıştım, alışık değildi. Ona kızdığımı da bilmiyordum açıkcası, sadece bağırarak sinirimi atmaya çalışıyordum. Derin bir nefes alıp bir nebze sakinleşerek, ses tonumu ayarlayıp tekrar konuştum.

"Bak güzelim, özür dilerim sana bağırdığım için. Ama şimdi eğer babamın evindeysen, hemen oradan çık."

"H-hayır abi orada değilim. R-ryujin'de kaldım dün gece."

O kızın adını duyduğum gibi yüksek olan sinirim daha da yükseldi. Ryujin Yeji'nin eski yakın arkadaşıydı. Ortada hiçbir sebep yokken Yeji ile konuşmayı kesip, kız kardeşimin her gece kollarımda deli gibi ağlamasını sağlamıştı. Yeji olmasaydı iki dakika yaşatmazdım onu. Ama şuan bulunduğumuz durumda bunu konuşmaya vaktim yoktu.

"Tamam, konum at bana seni alıp evime götüreceğim. İtiraz kabul etmiyorum. Ayrıca Ryujin konusunu da sonra konuşacağız hanımefendi."

"Oh... Tamam"

"Kes" Diyerek telefonu suratına kapatmıştım. Alışkanlık edindiğimiz bir huyumuzdu bu, her telefon veya WhatsApp konuşmasında, kes dediğimiz gibi bir daha konuşmasına izin vermiyorduk, biraz da yarış gibi olmuştu doğrusu. Korkudan unutmuş olacak ki fırsat vermeme rağmen, sadece tamam demişti.

"Ben gitmene izin verdiğimi hatırlamıyorum?" Jungkook'un sesiyle keskin bakışlarımı gözlerine çıkartıp üstüne yürüdüm. "Bende izin aldığımı hatırlamıyorum. "

Histerik bir şekilde gülüp, tek kaşını kaldırdı. "Anlaşma?"

"Anlaşman kabul edildi bil Jeon Jeongguk, flaşı eline ulaştıracağım. Ama bir şartım olacak..."

"Ölüm veya yakınlara zarar verme dışında, ne istersen Kim Taehyung."

"Merak etme, çok zevk alacağın bir şey Jeongguk. Ne istersem onu yapacaksın."

•••••

SON

İçime pek sinmedi sanki ama, uzun zamandır bölüm atmadığım için acele ile yazdımmm, umarım beğenmişsinizdir. Tekrardan herkese geçmiş olsun <3









Conspirator |TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin