Beyaz Kanatlı Kelebek

95 11 11
                                    

İyi okumalar ;)


Gece fazla endişelenmiş olmalıyım ki sanki kâbus görmüşüm gibi gözlerimi aniden açtım. Sabah olmuştu bile telefonumu elime alıp saate bakmadan direkt yan odaya gittim ve onu orda hala uyuduğunu görünce derin bir nefes aldım. Fakat neden bu kadar endişe içinde olduğumu anlayamadım bunu sorgulamadan lavaboya elimi yüzümü yıkamaya gittim.

Ardından odama gidip telefona baktım ama saat daha erkendi neyse ki geç uyanmadım mutfağa gidip kahvaltı hazırlamam gerekiyor ama hala uykuluydum bu çok da önemli değildi. Mutfağa girer girmez hemen hazırlamaya koyuldum çünkü küçük hanım uyanır uyanmaz yemekten başka bir şey düşünmez aslında kendisi benden daha iyi yemek yapar bende ondan öğrenmiştim ve onun sayesinde artık yemek yapma becerilerim gelişmişti.

Ama sabahları kahvaltıyı genelde ben hazırlarım bunu kendi isteğimle karar verdim çünkü küçük hanımın yorulmasını istemiyorum sabah uyandığında karşısında hazır bir sofra görmesi onu mutlu ediyordu bu sayede bende onun mutlulukla bakan gözlerini saatlerce izleyebiliyordum.

Bugün pazar günü olduğu için rahat rahat uyuyordu o yüzden uyandırmak için çok erken bi saatti. Yarın okulun açılmasıyla dünden canı sıkkındı geçen seneki okulu daha kötüydü bu yüzden başka bi okula baktık bu okulun daha iyi geleceğini düşünuyorum. En sonunda kahvaltıyı hazırladım biraz daha sakince hazırlamaya çalışıyorum diğer insanlara göre yoksa mutfağı birbirine katabilirim.

Her neyse saat 11'e geliyor bu yüzden kelebeğimi uyandırmam gerekiyor. Üst kata çıkıp odasına doğru yöneldim tam elimi kapının koluna koydum kapı açıldı ama kapıyı ben açmadım içerden açılmıştı. Kapı açılır açılmaz göz göze geldik şaşkın gözlerle birbirimize baktık ve sonra uykulu haliyle mırıldanmaya başladı ne dediğini anlamamıştım anlamadığımı fark etmesini bekliyordum ki

" Ne yaptığını sorabilir miyim?"

"Ne?.. aa şey seni kahvaltıya çağırıcaktım da"

"Her neyse" diyerek omzuma çarparak lavaboya doğru ilerledi.

Çok gergin görünüyor gerçi bu hallerine alışığım ama sanki okulun açılmasıyla daha da yoruyordu onu beni de yoruyordu aslında ne zaman ters bir şeyler olsa onun arkasında ben vardım hep de olacağım zaten bu hiç değişmeyecek.

Tam boş boş bakınırken dalıcakken kendime geldim ve burdan ona seslendim

"Acele etsen iyi olur kahvaltı soğuyor"

İçerden çıt bile çıkmadı ama onu sürekli düşünüyordum ne yapabilirdim ki ona sahip çıkmam gerekiyordu yavaş yavaş merdivenlerden inip mutfağa gittim sofrayı tekrar gözden geçirdim herşey hazırdı tek eksik oydu beklemeye başladım. Yukardan takır tukur sesler geliyordu en sonunda da merdivenlerden indiğini görünce ayaklandım. Sanki endişeli olan bakışlarımı anlamış gibi yanıma geldi.

"Ne o? niye ayaklandın"?

Sanki anlamamış gibi bakıyor..

"Çok gergin görünüyorsun"

"Bende insanım Yusuf! Gergin olamaz mıyım?!" diyerek sofraya oturup yemeğini yemeye başladı anlamamı bekler gibi.

Susup kalmıştım onun bu kısa kesip konuşmaları beni üzüyordu alışıktım ama üzüyordu yinede. Ama yinede beni sevdiğini biliyordum o beni hep sever bende sofraya oturup yemeğe koyuldum. Sofrada çıtımız çıkmamıştı çok sessizdi bende bir konu açmak istedim. Okul konusunu açmak bile istemiyordum okul konusu için bile tartışıyorduk ama eninde sonunda konuşulup kapanmasını istiyordum

Kelebeklerin AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin