Kanatsız bir hiç

48 4 8
                                    

İyi okumalar :)

Çok uzun sürmeden matematik hocası isimleri alırken tüm sınıf sessizce oturdu ben telefonumu çıkarıp tekrar Ayşegül'ün mesajına bakmak istedim ama hocanın görmesini istemedim. Sanırım bu okulda da her okulda olduğu gibi ders esnasında telefon kullanmak yasaktı. Tabikide acil bir durum olmadığı sürece.

Özel bir okul olmasına rağmen çok da katı kuralları yoktu neyseki. Matematik hocası son öğrencilerin de isimlerini aldığına göre tahtaya geçip söze başladı.

"Evet çocuklar. Hepinizle tanıştığıma çok memnun oldum hepinize başarılı bir yıl dilerim. Çok iyi anlaşacağımızı umuyorum."

Bu sefer sınıfta orta sıradaki serseri tipli çocuklar söze atladı.

"Evet hocam biz de umuyoruz" haha..."

Aynı zamanda sinsi gülüşlerini ortaya atıyorlardı şimdiden onlardan nefret etmeye başladım daha okulun ilk gününden kendilerini belli ediyorlar ama olay çıkmadan bunu mutlaka idareye bildireceğim. Hoca devam etti.

"Ayrıca matematikte temeli zayıf olan varsa lütfen bana yarın bildirsin özel ders verebilirim. Hiç birinizin eksiği olmadığından emin olmak istiyorum."

"Bu sene çok sıkı çalışmalısınız anlaştık mı?"

Hepimiz "evet" diyerek hocayı onayladık.

Bu sırada zil çalmıştı sanki bu ders daha hızlı geçmişti ya da bana öyle geldi neyseki fazla sürmedi. Kendimi daralmış hissediyorum nedense.

"O halde yarın ilk dersimizde görüşmek üzere çocuklar."

Bizde hocayı tekrar onaylayarak sınıftan çıkmıştı. Tenefüse çıkmam gerekiyor hemen yan tarafıma döndüm.

"Ben iki dakika lavaboya gidip gelicem"

"Neden ne oldu?"

"Bunun nedeni mi olur lavaboya neden gidilir sence?"

"Tuvaletini yapmak için gidilir."

"Aaa nasıl bildin?" Ben şok oldum kanka."

"Bunu herkes bilir ya." Telefonuna bakarak güldüğünü fark ettim.

Bildiğin dalga geçiyor benle salak çocuk. Bende ardından güldüm. Fazla vakit kaybetmemek için lavaboya doğru koştum. Zil sadece 5 dakika sürüyordu keşke bu kadar az yapmasalar. Bu okulu ezbere bilmiyordum ama genelde lavabolar köşelerde, kenarlarda olurdu her zaman ki gibi.

Nihayet bulmuştum içeri girer girmez cebimden telefonumu çıkarıp mesaj kısmına bastım.

"Ayşegül kişisinden bir mesaj"

Ah sonunda yazmış hemen baktım.

"Evet merak etme sınıftayım telefonu kullanamıyorum çıkışta görüşürüz bay."

Umarım sınıf ortamına da alışa bilmiştir bende "tamam görüşürüz" diyerek mesajına yanıt verdim. Bu sırada yine zil çalmıştı üçüncü zildi bu. Hemen elimi yüzümü yıkayıp lavabodan çıktım. Doğruca sınıfın yolunu tuttum sonunda ulaştım.

Sınıfa girdiğimde henüz hiç bir hoca gelmemişti yetişebildiğime sevindim. Ders programına baktım İngilizce yazıyodu. Evett ingilizce dersi gün yüzüne çıkmıştı nihayet. İngilizce dersini çok seviyorum bu yüzden yüzümde hafif bir gülüş ortaya çıktı.

Sırama geçtim ama Aydın yoktu. Nereye gitmişti ki? Hemde bensiz yine bir şeyler karıştıyor kesin bu sefer elimden kurtulamayacak. Kendi kendime mırıldanırken kapıdan içeri poşetlerle gelen bir çocuk vardı yüzünü poşetlerle gizleyen birisi varsa o da oydu. Yine elinde iki tane poşetle gelmişti. Hemen yanıma yanaştı.

Kelebeklerin AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin