ATTACK ON TİTAN ONE SHOTS (SMUT!)

🍑Pieck X Yn🍑

(smut)

Dudaklarıma gelen ıslaklıkla gözlerimi açtığımda hava daha karanlıktı ama dudaklarımı meşgul edenin kim olduğunu bulmak elbette zor değildi...

Ama gözlerim kapalı mı açık mı, bu bir rüya mı değil mi anlamıyordum o kadar karanlıktı ki oda. Sağ olsun Pieck'in pencerelere taktırdığı siyah perde, ışık varsa da geçirmiyordu içeriye. E uyku sersemliği de var tabi.

Önce ne yaptığını anlamaya çalıştım karanlığın içinde. Çok kısa süre sonra da hiç konuşmadan ağzımın çevresinde gezinen dudaklarına karşılık vermeye başladım...

Ufak dokunuşlarına aynı şekilde cevap verdiğim o dudaklar, artık yavaş yavaş belirginliğini arttırmaya başladı ve bu benim kasıklarımın da yanmasına sebep oldu... Dili, dilimle buluştuğu an bedenimden çıkan sese engel olmadım. Bana hiç dokunmadan sadece dudaklarımla uzun süre ilgilenen Pieck, bedenimin çoktan alev almasına sebep olmuştu bile... Nefes alışverişlerimin bile ritmi bozulmaya başladı...

Çenemden tutarak başımı yönlendirmeye başladığında, boynuma kadar santim santim öperek ilerledi. Dudaklarının yumuşaklığı, tenime her dokunuşunda daha çok yükselmeme sebep oluyordu. Boynuma ulaştığında sesinde şehvet dolu olduğunu fazlasıyla belli eden bir fısıltıyla "Seni istiyorum.", dedi.

Ağzından çıkan nefes, boynuma vurduğunda, tahrik olup inledim... "Ahh... Siktir... Seni çok özledim!", diyebildim sadece ve başından tutarak boynuma daha çok bastırdım Pieck'i.

Beni duyar duymaz hareketlendiğinde, üzerime çıkmasına izin vererek altına kaydırdım kendimi. Kollarıyla iki yanımdan köprü yaparak burnuma bir öpücük kondurdu... Sonra çeneme... Ve sonra yine dudaklarımın üzerindeydi... "Bana yaşattığın hisse bayılıyorum.", dedi sesi dudaklarıma çarparken. "Senin tenine dayanamıyorum."

Pieck'in boynuna kollarımı dolayarak alt dudağını hafifçe ısırıp çektiğimde, bu kez inleme sesi ondan geldi. Öpmeye başladığımda ise her ikimiz de nefes nefese kalmaya başladık... Gözüm karanlığa iyice alışmıştı artık...

Her dokunuşu inlememe sebep olurken, "Seni daha çok duymak istiyorum." dediğinde sıcak nefesi dudaklarıma çarptı yeniden...

Pieck, ellerini göğüslerime yönlendirdi. Pijamamın içinden ustalıkla onlara ulaştı... Avuçlarının sahipleniciliğine teslim olmuştum bile. Pieck'in ellerinin göğüslerimdeki hissiyatı, belimin yay gibi kıvrılmasına sebep oldu. Benim ellerim ise kalçalarından tutup onu daha çok kendime bastırmaya çalışıyordu.

Pieck bir yandan göğüslerimin ucunu parmaklarıyla ezerken diğer yandan dudakları ve dişleriyle boynumda gezindi. Kulağımın dibine kadar geldiğinde, nefesini boynuma vurarak konuştu, "Teninine bayılıyorum biliyor musun?"

Çok lezzetli bir yemeği yemişte beğenmiş gibi bir "mmm" sesi çıktı ağzından... Kalbim, sanki yer değiştirmiş gibi kulağımda atıyordu o an...

Şortunun içinden kalçalarına ulaştığımda, ikimizin ağzından da aynı anda odaya karıştı seslerimiz...

Boynumda fazlasıyla oyalandıktan sonra, "Hadi şu üstündekinden seni bi kurtaralım, artık aramızda bir şey olsun istemiyorum.", derken beni kaldırıp oturmamı sağladı. Böylece Pieck de, kucağıma oturur hale gelmişti... Kendimi tutamayıp kalçasına hafif bir şekilde vurduğumda, avuçlarıma oturan o muhteşem şeyleri sıkma isteğime engel olmadım.

Bir yandan Pieck'in öpüşlerine karşılık verirken ve ellerim hâlâ poposunun üzerindeyken, dudaklarına doğru "Kalçalarını ellerimde hissetmek bile beni çok tahrik ediyor.", dedim. Bunun üzerine Pieck kalçalarıyla daireler çizmeye başladı kucağımda... Yaptıkları öylesine etkiliyor ve baştan çıkarıyordu ki dokunuşlarına inlemeden edemiyordum...