Aşkı Okumakla Başlar Hayat..

212 13 14
                                    

*Mert'ten*

    Mazinin sisli puslu anıları bazen bir yanardağ gibi canlanıverir keder demlerinin taştığı bir gecede. Anılar dehlizlerden çıkar da yüzleşir seninle ve haykırır: "Ne de sevmiştim onu!" diye. Sonra sen o ıssız geceyi kendine yorgan edinip atlarsın anılar sahnesine ve işte onu tam da karşında bulursun ilk günkü tazeliği ve sıcaklığıyla. Aşkın en latif, en leziz, en tatlı hisleriyle mayışıverirsin bir anda. Sevgilinin güzelliği sana itiraf ettirir: "Evet çok sevmiştim. Hem de ölesiye!"
 

    Lakin o acı ayrılığın üzerinden geçen ve su gibi akıp giden günler, o acıları bie yorgan gibi örterek, pansuman edilmiş ve kabuk bağlamaya başlamış birer yaraya dönüşmeye başlamışdır.

    Sevgili sorar: "Unuttun mu beni?"
   
    Sen: "Evet unuttum, kalbime gömdüm seni; bir daha çıkarmamak üzere..."

    Sonra o belirsiz gölge belirginleşiverir ve sen sevgiliyi kanlı canlı karşında buluverirsin. Gözlerinden çıkan aşk hüzmeleri kalbini eritir, dudaklarından dışarı çıkan o aşk dolu güzel kelimeler seni ona çeker. Yüzünü yüzüne yaklaştırdığında anlarsın ki onu hiçbir zaman unutmamışsın ve kalbine gömmemişsin, kalbinin en nadide köşesindeki tahta yerleştirmişsin onu. Gündüzleri uyanık vaziyetteyken inkâr etsen bile, geceleri onunla kalpten kalbe sohbet etmişsin, rüyalarında ellerini ona uzatıp, "Gel artık be sevgili!" diye haykırmışsın. Sabahları uyandığında yastığındaki rutubet, işte o haykırışn gözyaşlarının belirtisi... Onu bile inkâr edip gün içi dünyayla ilgili faaliyetlerinde amaçsızca sürüklenirken, rüyada bile olsa sevgiliyle o gece buluşmalarını, sesini, gözlerini özler durur kalbin; sen inkâr etsen de, yok saysan da...

Kaan'ın odasından çıkar çıkmaz hemen odama gidip kendimi yatağa attım ve düşünmeye başladım.

Şimdi Kaan'la biz.. az önce.. hayır hayır olamaz Kaan beni öpmüş olamaz biz çok yakın arkadaşız ve bana o gözle bakmaz..

Mert bir süre böyle düşünür

Peki ben?.. ben Kaan'a o gözle bakabilir miyim?

Bu düşüncelerden kurtulmak için Hürkan'larin odasina gittim.  Onlarla biraz konusup rahatlamak istiyorum.

Hürkanlarin odasına gittiğimde sadece Ali ve Hürkan vardı. Emre de muhtemelen Kaan'ı sakinleştirmek için gitmişti.

A: Abi noldu sana zombi gibisin

H: Ağladın mı lan sen? Geç şuraya otur ben kahve yapıp geliyorum. İçersin dimi?

Onaylarcasına hafifçe kafamı salladım.

A: Aşk olsun bana neden sormuyosun

H: İcerim diyeceğini bildiğim için sana sorma gereksiminde bile bulunmuyorum Ali'ciğim.

Gülüp yavasca koltuğa oturdum. Hürkan da kahve yapmak için mutfağa gitti.

A: E anlatsana oğlum ne olduğunu?

H: BENSIZ DEDIKODUYA BAŞLAMAYIN LAN

A: TAMAM HADI HIZLI OL BIRAZ

H: SUYA SÖYLE DE HIZLI ISINSIN AMK

A: YA BI SUS MERT'IN YETERI KADAR DERDI VAR ZATEN BI DE BIZI ÇEKİYO ÇOCUK

M: Yok yok sorun degil alıştım ben size

Hürkan da kahveleri alip gelince en başından anlatmaya başladım. Her şeyi anlattım çünkü onlar benin tek gerçekten güvendiğim insanlar ve beni yargılayacaklarını düşünmüyorum.

A: Kanka kötü olmuş..

H: Mert hiç fark etmemişti bunu Ali biliyo musun.

M: Ya bi kavga etmeyin

*bir süre konuşurlar*

A: Abi bak hatırlasana; ne büyük heyecanlar duyardın onu göreceğin saatlerde... Onun konuşmalarını, küçük fısıldaşmalarını, belki de dakikalarla sınırlı sohbetlerini, gönlüne bıraktığı izleri unutman mümkün mü?

H: Onu her gün, her saat, her dakika düşünüp de ölüp ölüp dirilmedin mi? Yapma be dostum, doğruyu söyle! Onu aklından çıkaramadın çünkü o senin için bambaşka bir şeydi, kimseye benzemezdi. Belki de kendine sürekli sövdün "Neden aşık oldum!" diye. Belki de her gece dua ettin "Onu bu gece de rüyamda göreyim." diye. Belki yıldızlara baktın hüzün ve özlem dolu gecelerde; "O da beni düşünüp aynı yıldızlara bakıyor mu?" diye düşündün, kim bilir? Her telefon çalışında, "O arıyordur.." diye kalbin yerinden oynamadı mı hiç?

H: Hangimiz sevmedik be oglum? Sevmek, geçmişte olup bitecek bir şey de değil hani. Her an sevebilirsin; şimdi bile.. Ve unutma ki dostum; sevmenin yaşı, zamanı, mevsimi yoktur. Aşkı okumakla başlar hayat...

A: Sen Emre'den biliyosun tabii

Hürkan sertçe Ali'nin koluna vurdu

M: Aslında hepimiz birbirimizin katiliyiz aynı zamanda. Belki yoksul, belki zengin, belki çaresiz; kimimiz belki zindanda suçsuz bir şekilde ömür çürüterek, kimimiz belki bir yanlış anlaşılmanın faili olarak, sorgusuz sualsiz infaz ederek gizlice katlediyoruz. Hayat boyu bir duruşma salonundayım sanki. Hayat kötü bir yargıç. Neyin yaşandığına bile bakmadan, başkasının çektiği sızıya ve derdine aldırmadan, hayattan ne istediğini bilmeden, gerçek duygarını içine bastırarak ve gerçek duygularımızı hep geciktirerek, "Seni çok seviyorum" larla, "Bir gün elbet karşılaşırız" larla gizlice katlediyoruz birbirimizi...

A: ...

H: ...

A: Ya çok edebiyat yaptık hadi kalkın dışarıya çıkıp gezelim biraz yoksa Mert iyice ev biti olucak.

H: Valla ya hadi moralimiz düzelsin biraz

M: Nereye gidicez ki?

H: Takılırız kafamıza göre ya. Plansız yapılan şeyler her zaman daha güzeldir..

*Bunlar yaşanırken Kaan ve Emre, Kaan'ın odasında;*

.
.
.
.
.
.

Merhabalar. Burada kesiyorum ;)). Nadılsınz? Umarım iyisinizdir. 2 aya yakındır bölüm atmıyordum. Atmama nedenimi biliyorsunuz ülkemizi, evimizi, vatanımzı etkileyen bir deprem oldu ve takdir edersiniz ki iyice geçene kadar bölüm atmadım. Normalde bölümün devamın da yazıcaktım ama sizi daha fazla bekletmek istemedim.

Kafam yoğun olduğu için yazıda tek tük hatalar olabilir kusuruma bakmayın.

   Tekrardan hepimize geçmiş olsun, iyi okumalar.. k3 🎗🎗

Saniyeflix- •Kulaklık•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin