1. | Kolye'nin Hikâyesi |

184 23 18
                                    

Merhaba herkese, öncelikle bu benim ilk kitabım. Pek bi deneyimim yok. Bu yüzden yanlış yazarsam, hata yaparsam, cümleleri anlayamazsanız veya size saçma gelirse şimdiden üzgünüm.

- Kitap Sope shipi üzerine bir kitap, ilk bölümden dolayı kafanız karışmasın, Yoonkook değil. Ama konu bulursam Yoonkook için ayrı kitap yazarım. Baştan uyarayım dedim.

İyi okumalarrr. 🤍🤍

•••

'Yoongi'den'

"Anne, kolyemi gördün mü? Bulamıyorum."
-
Taşınacaktık, kolyem kaybolmuştu ve onu almadan gidemezdim. Aslında boynumdan hiç çıkartmıyordum fakat eşyaları toparlamakla uğraşırken düşürmüştüm.

Hava kararmıştı, nedeni kolyeydi.
"Oğlum kolye odanda masana bıraktım, banyoda düşürmüşsün." Teşekkür edip odama koştum ve kolyeyi hemen boynuma taktım. Hava düzelmişti. Bu kolye bana hediye gelmişti, yani sayılır herhalde.

Bu kolyeyi bana küçükken, evimizin karşısında ki parkta oyun oynadığım sıra; garip giyinmiş, sanki biri onu kovalıyormuş gibi davranan, gizemli ama güler yüzlü bir kadın yanıma eğilip boynuma takmıştı korkutmamaya çalışarak.

"Bunu sakın çıkartma ufaklık, nedenini büyüdüğün zaman anlayacaksın." demişti gülümseyerek. "Neden? Ne ki bu?" diye sorduğumda "Hediye." diye geçiştirip göz kırpmış ve hızla oradan ayrılmıştı.

Çocuk aklımla kolyeyi kabul etmiş, dediği gibi asla çıkartmamıştım. Güzel bir kolyeydi. Mor, fazla büyük değil ve asil görünümlüydü. Liseye geçene dek çıkartmamıştım. Ta ki, o güne kadar.

Geçmiş (Lise Zamanı)

"Pişt! Morlu, gel buraya!"

Okulun popüler çocuğu ve çetesini bilirsiniz, sürü gibi dolaşıp insanlara saldırır güç gösterisi yaparlar. Onlardan bizim okulda da var. Kurban olarak hep beni seçiyorlar. Sebebi ise kolyemin onlara göre kız kolyesine benzemesi ve saçımın pembe olması.

Sıramda oturmuş Taehyung ile konuşuyordum, okulda ki tek dostumdu. Ailesi ve ailem arkadaşlardı, neyse ki.

"Pişt! Kime diyorum lan ben!"

Jungkook bizim oturduğumuz sıraya bakarak bana seslenmeye devam ediyordu.

"Yoongi bırak işte halledeyim şu piçi." Hafif gülümsemiş ve Tae'nin saçlarına pat pat yapmıştım. "Sen otur yerine, bende o." demiş ve Jungkook'un yanına gitmiştim göz devirip.

Jungkook geldiğimi görünce ayağa kalkmış ve göz işaretleri ile çetesini yanına çağırmıştı.

"Oo, trafik yoğundu herhalde ha sürtük."
Gülüştüler. Taehyung'a baktım omzumun üzerinden, derin derin nefes alıyordu. Jungkook'a geri döndüm, " Bana diyene bak, daha geçen gün soyunma odasında Yujin ile yiyişmiyor muydun?" dedim ellerim cebimde sırıtarak.

Yujin'in sevgilisi Sehun birden ayağa kalkmış ve bağırmıştı. "Doğru mu bu Yujin!" Yujin korkuyla bir bana, bir Jungkook'a bakmıştı. Ayağa kalktı ve Jungkook'un arkasına geçti, Sehun şok şekilde Jungkook'a yaklaşıp kafa attı.

Kahkaha atmıştım. Onlar kavgaya tutuşmuşken çantamı aldım ve Taehyung'la birlikte okuldan kaçtık. Siktiğimin okulunda rahat huzur yoktu zaten, atılmak için gün sayıyordum.

Annem tonla soru soracaktı fakat umrumda değildi, Tae ile vedalaşıp eve gitmiştim. Direkt duş alıp uyumuştum biraz sessizlik ve huzurla, yarın olacakları bilmeden.

Ertesi gün okula gittiğimiz de ilk ders Beden dersiydi. Öğretmen kendi halimize bırakmıştı her zaman ki gibi. Jungkook ve çetesinin olduğu yöne bakmıştım, bana bakıyorlardı. Fazla sinirli gözüküyordu, burnundan duman falan çıkacaktı resmen. Biraz tırsmış olsam da dün hıncımı aldığım için mutluydum bu yüzden alay eder gibi gülümsemiştim.

Protector - {Sope}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin