-1.-

89 4 4
                                    

Sonraki günün sabahı okula erken gelmiştim.Joel ve Justin çoktan gelmişti. Sınıfa girip çantamı koyduktan sonra sırama oturup fotoğraf çekinmeye başladım. Birinin bakışlarını üzerimde hissediyordum. Kafamı kaldırdım ve etrafıma bakındım. Joel sınıfın duvarına yaslanmıştı. Kafasıyla okulun bahçesini işaret etti ve yürümeye başladı. Telefonumu kitledim ve arkasından yürümeye başladım. Sınıftan çıkarken Justin beni kolumdan tuttu ve kendine çekti.
"Dikkat et. Yani Joel çekici ama bi o kadar da tehlikeli.Bence.." Dedi devam ediyordu ki işaret parmağımı dudağına koyarak sözünü kestim.
"Endişelenme benim için tatlı çocuk."
Dudağında olan parmağımı sinirle tuttup çekti.
"Ne halin varsa gör."
Bahçeye çıktığımda Joel arka banklardan birine oturmuştu. Gidip yanına oturdum. Cebinden sigara çıkardı ve uzattı.
"İster misin?"
"Olabilir" dedim ve yakıp içmeye başladım.
Sigarası bitince konuştu.
"Bu dersi eksek?"
"İstersen tüm günü ekebiliriz."
Güldü.
Güldüm.
Ayağa kalktı ve
"İstersen önce kafeye gidelim"
"Olur" dedim ve önden yürümeye başladı. Önden yürümek huydu heralde.
____________
Geldiğimiz kafe sıradan ve eskiydi.Fazla sevmemiştim karanlık ve garipti.
İki tane kahve söyledi ve en köşedeki masaya oturdu.
Soğukça "Anlat"dedi
-Neyi?
-Kendini.
-Çok zor yerden sordun.
Sırıttı.Hâlâ anlatmamı bekliyordu.
-Ben Deniz. Türkiyeliyim.
Güldü.
-Şaka yapıyor olmalısın.
-Gayet ciddiyim.
Birden ciddileşti ve "Devam et" dedi.
-Siyahı severim.
-Çok kişiyle çıkmış olmalısın ünün yayılmış okula.
Gözlerimi devirdim
-Sıra sende.
-Bu kadar mıydı yani?
-Evet yeterli bu kadarı.Senin sıran.
-Ben Joel.Los Angeles'ta doğdum.İşte bildiğin gibi öğrenci değişim programıyla buradayım .
-Peki Justin?
İfadesizce yüzüme baktı.
-Bana onu anlat.
-Hm. O garip biri. Benim zıttım aslında. Kızlara aşık olur. Hep güler ama birden sinirlenebilir. Sebepsizce. Fazla kızla çıkmadı. İyi bişey aslında. Çıksada uzun süre çıkar ve aldatmaz. Zıttım işte. Renkli giyinmeyi çok sever. Ama çok seviyorum onu. Tek gerçek dostum. Müzikle arası bayağı iyi. Kardeşim o benim.
-Kendinden çok onu anlattın.
-Kendimden çok seviyorum çünkü onu.
-Bana da sempatik geldi.
Tek kaşını kaldırıp gülümseyerek bana baktı.
-Aaaaa...Şeyy..
Yüzüm kızarmıştı.
-Bak unut bu dediğimi.
-Hoşlanma belirtisi mi seziyorum ne ?
-Kes sesini.
Derken Joel'un telefonu çaldı.
"Nerdesin?"
Arayan Justin'di.
"Deniz'le kafedeyiz. "
"Oğlum sen bela mı arıyosun ilk günden?"
"Gel istersen kız güzel." Dedi ve birden içtiğim kahve boğazımda kaldı.
"Kıza bir şey yapma diye geliyorum." Deyip kapattı.
Okula yakın bi kafede olduğumuz için Justin hemen geldi. Yan masadan bir sandalye çekip oturdu ve büyüleyici sesiyle konuşmaya başladı.
"Merhaba gençler."
Joel'la beraber başımızla selam verdik.
Birden sessizlik oldu.
-Evet Justin,Deniz'e soracağın önemli soruyu sorabilirsin.
Kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu.
Çıkma teklifi etsi diye dualar ediyordum.
-Deniz?
-Evet?
Git gide heyecanlanıyordum.
-Yanında Rüya oturuyor değil mi?
Bu muydu?Soracağı soru bu muydu yani??
-Evet.
-Rüya iyi birine benziyo. Immm... Sevgilisi falan var mı?
Lanet olsun
Lanet.
Lanet.
"Kendisine sorsana."
Joel gülüyordu.
Gerizekalı.
Duygusuz.
Ama.
Ben yani.
Justin'e aşık değildim.
Değil mi?
Saf bi çocuğa aşık olamazdım.
İmkansızdı.
O beyazdı.
Ben siyah.

BLACK PEARLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin