Aslında onu ilk gördüğümde hoşlanmıştım zaten ama sadece bir hoşlantıydı. Büyütmemiştim yani. Sonra her gün görür oldum, her gördüğümde biraz daha ilgimi çekiyordu. Tuhaftı ve bana benziyordu.
Sonra tanıştık işte. Çok sıkı fıkı olmasak bile aramız iyiydi, bir sorunumuz yoktu. Nasıl yapıyordu bilmiyorum ama mutluydum onunla. Yavaş yavaş bağlanıyordum, kendimden habersiz.
Benziyorduk da zaten. Herkesten farklıyız, sadece birbirimize benziyoruz hala. Ama o bunu bilmiyor. Nasıl bilsin zaten, söyleyemiyorum.
Öyle bir giriyor ki görüş alanıma intihar ediyor gözlerim, bakamıyorum. Dilim taş kesiliyor, konuşamıyorum. Önceden böyle değildim, ondan sonra oldu bunların hepsi. Hayatıma girdiğinden beri böyle. Zaten ne zaman dilim taş kesildi, gözlerim kaçar oldu bakışlarından anlayamadım. Tek bildiğim şey ; çok masum olan ilgimin parmak uçlarında aşka doğru yol almasıydı. Nasıl oldu ben de anlayamadım.
Bilenler bilir, bir kitap yazıyordum. 'Yazar.' Farklı konularda düşüncelerimi yazardım ama son zamanlarda sadece onu anlatır olmuştum. Kalemim bile yoldan sapmıştı yani aşktan sonra. Her bir hücrem ona yöneliyordu zaten, kalemim de buna dahil olmuş oldu işte. Ve ben hala onun için yazıyorum.
Her şarkı onun için çalıyor, kulaklığım onun için benimle geliyor her yere. Unutmayayım diye uğraşıyorlar belki de. Onun için kahve içiyorum, çünkü içime çekemediğim o kokusu bana kahve gibi geliyor. Minik adımlarla içime işliyor, ısıtıyor sevdam bedenimi. Kalbim teklemeye başlıyor.
Seni yazdım her yere, aşk diye. Kimse bilmez, kimse duyamaz. Bir kuş uçar kalbimden kalbine. Kimse görmez, kimse durduramaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilmeni isterdim. ✔
SpiritualBen bunları kimseye anlatmadım, dillendirmedim. Belki kırıldım, belki de sevindim. Ama hiç kızamadım sana. İnsan sevdiğine nasıl kızar ki zaten ? Beni hep sevdiğini düşündüler, ben de buna inandım. Ama hiçbir zaman bilemedim beni sevip sevmediğini...