Yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalarr. Umarım beğenirsinizz.
Birbirlerini gördükleri anda buluşan gözlerinin hissettirdiği duygu çok farkıydı. Hakan pişmanlık duygusunun etkisiyle kendi içinde savaş verirken Mine ise nefretin üstünlük kurduğu aşkın direnişinin yüreğinde yankılanmasını durdurmaya çalışıyordu.
Hakan ne yapacağını bilmiyordu, Mine'ye sımsıkı sarılmak geliyordu içinden. Saçlarını okşamak, kokusunu içine çekmek istiyordu yeniden. Sahi Mine saçlarını kestirmişti, Hakan ilk bakışta bunu fark etmişti. Hakan Mine'nin saçlarını çok severdi. Mine sapsarı saçlarını kestirmek istese bile Kemal izin vermezdi. Kemal'i sildiğinin bir işaretiydi bu.
Mine'nin nefreti gözlerinden okunuyordu. Hala içinde aşk direnmeye çalışıyordu. Susturuyordu onu. Susturması gerekiyordu. Aşk ne zaman olaya dahil olsa kazanırdı. Çünkü Mine Kemal'e kıyamazdı. Çok seviyordu onu. Şu an Kemal'den ne kadar nefret ederse etsin sevmeyi bırakamıyordu. Aşk işte. Hiçbir şey tanımıyor. Bütün duyguları esir alıyor sanki. Mine de bunun farkında. Nefretiyle bastırmaya çalışıyor aşkını. Zorlanıyor, savaş veriyor içinde. Bebeğini kaybettiğini öğrendiği an geliyor aklına. Nefret iyice artıyor. İçindeki yangın daha fazla yanmaya başlıyor. Tutamıyor içinde. Haykırmak istiyor. Dayanamıyor. Karşısındaki adama bağırıyor sertçe.
"Neden gittin?"
Hakan'ın en istemediği şey gelmişti başına. Neden gittin sorusu. Gitmeyi hiç istemezdi oysaki. Hayatlarına bir kabus gibi çökmüştü Yalçın. Ama Yalçın Mine için geçerli bir sebep olamazdı. O yüzden bir şey diyemiyordu Hakan. Konuşamıyordu, sözcükler boğazında bir düğüm olmuştu sanki.
"Mine"
sessizce adını zikretti kadının. Birkaç adım ilerledi, Mine'ye yaklaştı. Aralarında biraz mesafe vardı. Fiziksel olarak az bir mesafe. Kalpleri arasında öyle bir duvar vardı ki. Mine'nin aşkına dur demesi bu duvarı örmüştü. Gözlerinden belliydi zaten. Hakan da bunu fark etmişti. Mine Kemal'den cevap bekliyordu. Sert bir sesle konuştu yeniden.
"Konuşsana, tabi söyleyecek hiçbir sözün yok değil mi? Ben o gün ne yaşadım senin haberin var mı? Yok. Senin hiçbir şeyden haberin yok. Mine iyi mi diye hiç mi merak etmedin? Ben evde yalnız başıma ağlarken sen neredeydin? Yoktun yok. Yalnızdım ben. Yaslanacak bir omuz aradım. Seni de tanımış oldum. İlk zorlukta çekip gittin. İyi ki evlenmedim seninle. Bundan sonra aramızda hiçbir şey olamaz. Bizim hikayemiz yarım kalmadı, bitti."
Mine son sözlerini söyledikten sonra gözyaşları birikmiş, gözleri dolmuştu. Hakan'ın gözünden akan bir damla yaş yanağına süzülürken titreyen sesiyle konuştu.
"Saçların, saçlarını kestirmişsin."
"O kadar şey söyledim ve senin söyleyeceğin tek şey bu mu? Anlayamıyorum seni gerçekten anlayamıyorum."
Mine hızlı adımlarla oradan uzaklaşırken kısa saçlarına bağladığı bandana yere düşmüştü ama farkında olmamıştı. Hakan Mine giderken arkasından onu izledi. Beyninde yankılanıyordu Mine'nin söyledikleri.
"Bizim hikayemiz yarım kalmadı, bitti."
Hakan'ın kalbinde kapanmayacak bir yarayı açan cümle buydu. Yere eğilip kadının saçından düşen bandanayı aldı. Yavaşça kendine doğru yaklaştırıp kokusunu içine çekti. Mine'nin kokusunu bile özlemişti. Ona bir daha dokunamayacak, belki de gözlerinin içine bakamayacak olmak Hakan'ı çok üzüyordu. Kalbinin sıkışmasına, nefes alamamasına yol açıyordu.
Hakan o gün hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını anladı. Hayatının anlamını, gözlerine bakmaya kıyamadığı Mine'sini kaybetmişti. Kalbindeki yara asla kapanmayacak, gittikçe açılmaya devam edecekti.
Umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınız benim için çok değerli.