-2-

205 23 351
                                    

Neredeyse öğle arasına gireceklerdi ama hallen ders denen şeyden eser yoktu.. Sanırsam toplantı tarzı bir şeyden dolayı bugün boş geçecekmiş, Ranpo ve poe bahçenin ucunda demirliklerin orada kalan ağacın altında otururken Ranpo abur cubur yiyip bir şeyler anlatıyordu,  Poe bir yandan Ranpo'nun anlattığı herşeyi kafasına kazırken bir yandan da öğle arası ne yapacağını düşünüyordu yemek yemek ilgisini çeken bir şey değildi..  Belki kitaplarına sığınmayı deneyebilirdi.. ama garip bir şekilde ranpo-kun ile konuşmayı sevmişti sanki oda onun gibi insan değildi.. İnsanlıktan bir parçaydı özel ve güzeldi..

Ranpo yanındaki mor saçlı soluk tenli bakışlardan kaçmak için kat ve kat giyinen çocuğun bir yerlere daldığını fark etmişti.. "POE-KUN, Dünya üzerinden sesleniyorum duyuyor musun??" 

Poe yanındaki siyah saçlı açık ten renkli sesini duyunca irkildi yerinden zıplamış gibi olmuştu.. Dikkati fazla hızlı dağılıyordu..

"Üzgünüm ranpo-kun dalmışım.." diyerek açıklama yapmaya çalıştı poe,

"Nereye daldığını söylersen affederim" Dedi ranpo çocuksu sesi ile birlikte poe'ye döndü ağzındaki lelipopu eline aldı ve poe'nin açıklamasını duymayı bekledi.

"O-Oh önemli bir şey değildi ranpo-kun sadece öğlen arasında hangi kitabıma devam edeceğimi planlamaya çalışıyordum.." 

Poe kendi içinden düşündü.. Kim ona ne düşündüğü hakkında bir şey sormuştu.. En son ne zamandı.. 

hatırlıyorum sanırım.. Ah şu eski bitişin anısı.. soluk yüzlerin cevapları duymayı beklemesi.. "Kimi seçiyorsun.. Kim burada suçlu çocuk. Söyle bana.. Sana kim yaptı bunu." 

O gün.. Siren seslerinin gürültüsü tüm dünyayı kaplamıştı sanki Beyaz kumaşlar kırmızıya dönüyordu.. O zaman kaç yaşındaydı.. Sanırım.. 5 idi.. hayır o gün doğum günüsüydü.. o gün kış günüydü 19 ocak.. tarihi hatırlamıyordu ama yaşananları asla unutamazdı.. 

Poe omzunda bir el hissedince gerildi düşüncelerinden tamamen çıkarak karşısında onun omzuna dokunan meraklı gözlerle ona bakan kişiye baktı "Poe-kun yine daldın.." Demişti ranpo. "Aha- şey özür dilerim ranpo-kun sadece-" cümlesi tamamlanamadan bir ses yankılandı.

"RANPO-KUNN LÜTFEN YARDIM ETT-!!" Poe ve ranpo'nun yanına koşan beyaz asimetrik saçlara sahip birisi gelmişti.. çok hızlı koşuyordu uzaktan kaplana benziyordu. 

Beyaz saçlı albino çocuk nefesini düzenlemeye başarınca konuştu.. "Da-Dazaii-kun gene yapacağını yapmış bu sefer ki kavga öncekiler gibi değil- Gerçekte-" 

"Atsushi sakinleş ve olayı anlat bana dazai ne halt yedi ve benden neden yardım istiyorsun?? Tane tane konuş." 

Beyaz saçlı albino çocuk derin bir nefes vererek konuşmaya başladı. "Dazai senpai okulun diğer tarafında chuuya senpai ile takılıyorlarken 2 hafta önce ki fare senpai diye bahsettiğimiz ve konuştuğumuz rus gelmiş sanırım chuuya senpai hakkında onu kızdırmak amacıyla özel hayatı hakkında birkaç şey bilmiş chuuya senpai kendini tutamayınca kavga oluşmuş dazai senpai'de olay varsa durmaz bunun için rus'un yanında ki beyaz saçlı çift renkli gözlere sahip senpai'ye girişmiş bana sigma-kun anlattı Yosano sensei, Mori sensei, Kōyō sensei, Kunikida sensei ve Fukuzawa sensei  bu sefer atacaklar sanırım dazai senpai'yi "  Beyaz yamuk saçlı çocuk hepsini tek nefeste söylediği için kendisi ile gurur duyması gerektiğini düşündü, 

Ranpo-kun bir kaç saniye yere baktıktan sonra gözlüklerini düzelti ve başını kaldırdı "Anlıyorum.." dedi..

Poe bu kadar olayın nasıl bir kaç saate yaşandığını sorgularken ranpo-kun'u izledi..

-𝓡𝓪𝓷𝓹𝓸𝓮- 𝓢𝓸𝓵𝓰𝓾𝓷 𝓨𝓪𝓹𝓻𝓪𝓴𝓵𝓪𝓻*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin