YUKARI BAK 2

264 12 3
                                    

Ayaklarımda gezinen parmakların varlıklarını hissetmemle başımı yastığa gömdüm. Ayaklarımı aşağı yukarı sallarken 'Lütfen.' diye mırıldandım. Pes etmeyen parmaklar ilk önce üzerimde ki battaniyeyi benden aldı ardından da yastığımı... Boş bir çaba içerisinde elimle tüm yatağı taradım.

Kısa bir zaman sonra da sarsılmaya başladığımda doğrulup yarı açık gözlerimle 'Ne var be!?! Bi uyutmadınız.' dedim. Işığa yeni yeni alışan gözlerim Gözde ile buluşunca elindeki battaniyeyi ve yastığı yatağa bıraktığını gördüm. 'Aman be!! Uyan artık öğle oldu.' 'Off!' 'Bir sürahi su geliyor.' 'Tamam, kalktım.' Ayaklarımı yataktan sarkıtırken Gözde'ye de kötü kötü bakmayı da unutmamıştım. Vicdansız arkadaş.

Gözde den aldığım pijama takımını katladıktan sonra komodinde ki kamerayı ona uzattım. İlk önce bana boş boş baksa da kamerayı elimden aldı ve yatağa oturup son kaydedilen videoyu açtı. Gözde videoyu izlerken elimi yüzümü yıkadım, saçlarımı taradım, yatağı topladım. Baktım hala videoyu izliyor. Yanına oturup ne izlediğine baktığımda 'O kuşu çok seviyorum.' kısmını tekrarladığını fark ettim. Gülerek hafifçe kafasına vurdum.

'Semih -Seni seviyorum- dedi. Değil mi? Yanlış duymadım.' ' Yanlış duymadın.' 'Semih?!?' diye bağırdı ve koşarak odadan çıktı. Şimdi peşinden gitmek vardı ama gerçekten çok üşendim. Zaten Semih ona ' Neden koşuyorsun, Gözde? Bebegimizin midesi bulanır !' gibi saçma cümleler de kurmaya başlamıştır.

Mutfağa gidip mısır gevreği yedim, demek isterdim ancak yetmiyor abi bana. Avuç kadar kase de. Hem Semih'i tanıyorsam eğer bu eve gevrek falan sokmazdı. 'Sosyete misiniz?' derdi.

Omlet yapıp yemeye başladım sonra bir tarafım Gözde'ye de bırak deyince vicdanlı bir kız olarak yarısından fazlasını yemedim. Yemin ediyorum annem bu anı görseydi gözler dolardı.

Acaba Sarper beni özlemiş midir? Masanın üzerinde duran telefonuma baktım. Merak etseydi arardı sorardı. Daha yeni fark ediyordur yokluğumu, kahvaltı yapan olmayınca... Gözde ve Semih'in şuan ne yaptıklarını merak etmediğim gibi Sarper'i de merak etmiyordum. Kabul, kuduruyordum meraktan ama aramayacaktım.

Çelik kapının kapanma sesi ile Gözde içeri girdi. Ben ona bakıp sırıtınca azar yemiş ilk okul çocukları gibi başını öne eğdi ve omletten bir parça ağzına attı.

'Dekorasyon sana ait değil mi?' Gözde de odaya girdi ve ardından kapıyı kapattı. 'Aynen.' Çocukları için hazırladığı bebek odasına hayranlıkla bakmaya devam ederken aklıma Sarper geldi. Sizce de çok tuhaf değil mi?(!) Bebek konusunu oturup ciddi bir şekilde konuşmamıştık ancak Sarper'in bir çocuk istediğini biliyordum. Benim için korku dolu bir rüyaydı, çocuklar. İyi bir anne olamamanın, çocuğumu büyütemememin korkusu yanı sıra bebeklerlede aram hiç iyi olamamıştı. Belki de bu yüzden bu konuyu çok açmak istemiyordu. Görüyordum onu yürüyüşe çıktığımızda bebeklere yada çocuklara nasıl baktığını.' Burada bebeğin albümler var. Hazal şu beşiğe bak.' Gözde'nin heyecanla anlattıklarına kulak kabartırken şu dört yılda ilk defa kendime şu soruyu soruyordum. Anne olmak ister miydin, Hazal?

'Banane. Bir daha anlatamam.' 'Özet geç o zaman.' ' Sarper son bir hafta eve çok geç geliyor.' 'Eeee' ' Ve bana hiçbir açıklama yapmıyor. Şüphelenmeden duramıyorum.' 'Anladım canım.' Elimizde ki kahvelerle salona geçtik. 'Bir tavsiyen var mı?' Bir süre sessiz kaldı. 'Yemek. Baş başa bir akşam yemeği.' 'Ne yemeği dedin ?' Gözlerini devirip kahvesini sehpaya bıraktı ve bana döndü. 'Hazırlanıyorsun ve eve gidiyorsun. Sarper için harika bir masa kuruyorsun. Yemeğin arasında da sor ne istiyorsan. Sarper den şüphelenmenin bir hata olduğunu anlarsın hem de bu sizi birleştirme yemeği gibi bir şey olsun.' Başta burun kıvırsam da - Bir erkeğin kalbine giden yol, midesinden geçermiş.- lafı beynimde dönünce kabul ettim. Hem uzun bir aradan sonra yiyeceğim baş başa bir yemekten ne zarar gelirdi ki?

YUKARI BAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin