Bu bölüm Hazal ve Sarper'in yanı sıra diğer karakterleri de yakından tanıyabileceğiniz bir bölüm oldu. Geçmişin birkaç güzel hatırasını kapsayan bu bölüm umarım aklınızı karıştırmaz. Sarper'in bir yandan psikolog ile konuşup bir yandan da yaşanılanları anlatması açıkçası beni yazarken tedirgin etti.
Bir sonraki bölümde de Sarper'in psikolağa anlatacakları var. Sonuçta altı yıllık bir geçmişlerini tek bölüme sığdırmak saçma olurdu. Ara ara geçmişe dair güzel anıları aktaracağım zaten.
Onun dışında bir sorum var. Sizce Hazal gelsin mi artık???
Selen'in ısrarları ve annemlerin yardımı ile bir psikolog bulmuştuk. Ben ne mi yapıyordum? Yaklaşık yarım saattir UZMAN PSİKOLOG YAVUZ KILIÇ yazan tabelayla bakışıyordum. Ayaklarım geri geri gidiyor gibiydi. Selen'in de bu fikri ayakta alkışlanacak cinstendi zaten. Bu psikolog bozuntusunun benim acımı dindirebileceğini nasıl düşünürdü? Derin bir nefes aldım ve bürodan içeri girdim. Adının Yavuz olduğunu tahmin ettiğim adam bana doğru gelmeye başladığında gözlerimi devirerek sabır diledim. Bu kabus elbet bitecekti. İşte o zaman elimden çekeceğin vardı Selen.
***********************
'Sarper Bey, anneniz durumunuz hakkında birkaç bilgi verdi. Gerçekten çok üzgünüm sizin adınıza. Şimdi sizden eşiniz ile geçirdiğiniz günlerden birkaçını anlatmanızı istiyorum. Ayrıca sizi çok yormayacağımın sözünü de verebilirim.'
Uzandığım koltuktan ona ters ters baktım. Babam yaşında olmasan sana birşey derdim psikolog ama neyse!
'Bunun iyi geleceğinden emin misin?'
'Güzel hatıralar insana güç verir Sarper Bey.'
Gözlerimi kapatarak uzandığım yere biraz daha yayıldım. Şuan acayip rahattım. Yanımda sinir bozucu bir psikolog olmasa hemen şimdi bu koltukta rahatça uyuyabilirdim. Uykum gelmeye başlayınca gözlerimi açtım ve dudaklarımı araladım.
***************************
'Senden nasıl kurtulacağım ben?' İsyan eden Hazal'ı umursamadan onun yatağına uzandım. Yastığından gelen o harika koku beni mayıştırırken Hazal'ın beni yatağından atmaya çalıştığını fark ettim. Çalıştığını dedim çünkü bu kaslı bedenimi yerinden oynatması imkansızdı. Hem de o incecik kollarıyla...
Ailecek Hazal'lara misafir olarak gelmiş ve bende soluğu Hazal'ın odasında almıştım. Pardon, ilk önce müstakbel anne ve babamın ellerini öpmüştüm.
'Benden kurtulman imkansız.Boşuna uğraşma.' Pes edip yanıma sırt üstü uzandı.
'Senin yüzünden arkadaşlarımla dışarı bile çıkamıyorum.' Annesi ve babası Hazal'ı bana emanet ettiğinden beri onun dibinden ayrılmadığım ve arkadaşlarıyla görüştürmediğim doğrudur. Banane ama Hazal benim.
'Umrumda değil.' Ayağa kalktığımda yastığını bana fırlattı. Eğilerek yastıktan kurtulduğumda sinirden kızaran Hazal'a tatlı tatlı gülümsedim. Tabii bu gülümsemenin onu yatıştırdığını söyleyemem. Kırmızı görmüş boğa gibi bakıyordu bana. Çalışma masasına yaslanıp kollarımı Hazal'ın yaptığı gibi göğsümde birleştim.
'Okuldaki her erkek beni görünce yollarını değiştiriyor. Ben genç bir kızım ve senin yüzünden erkek arkadaşım bile yok.' Kaşlarımı çatarak ona bakmayı sürdürdüm. Gerçekten bir erkek arkadaşının olmaması bu kadar mı önemliydi? Benimde sevgilim yoktu, bu kadar yakışıklı, karizmatik ve çekici olmama rağmen. Ben sesimi çıkarıyor muydum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YUKARI BAK
ChickLitSarper. Sarper Yüksel... Bana bu 6 yılda en iyi arkadaş , en iyi dost , en iyi sevgili ve en iyi eş olmuştu. 6 yıl bir rüyanın sonu için çok kısa değil miydi ? Daha yapacaklarımız vardı. Hayallerimiz vardı. Yarım bıraktığımız bir evlilik vardı. Onun...