Nilüfer çiçeklerin açıldığı bu mevsimde halk açlıktan birbirine saldırırken
Japonlar ülkemin sınırlarında zavallı askerlerimizi öldürür ken
Ben Wang heiran kral Wang tan in unutulmuş 3cariyesinin ilk kızıydım
Annem basit bir cariyeydi ne soyluydu nede unutulmaz bir güzelliği vardı kralın bile yüzünü unuttuğu bir cariyeydi o konumu hizmetçilerden farklı değildi eğer goryeo handanliğinda basit bir kadın saniz işiniz bitti demektir
Bu sarayda kimse kimseye acımıyor oğullarını öldüren ebeveynler birbirini öldüren kardeşler adeta yer yüzündeki bir cehennem i anımsatıyor gece geç saatlerde göle atılan cesetlerin çığlıklarını bı tek ben duyuyorumKüçüklüğümden beri annemle unutulmuş mavi nilüfer ikamet gahinda yaşıyoruz eski ve küçük bu saray zehirli mavi nilüfer lere ev sahipliği yapan bir göle sahipti çin kralının bile bulamayacaği bu çiceklerden sadece 6 tane kalmıştı yinede göle asalet katıyordu ikametgah ise küçük bir kaç tane odadan ibaretti girişteki sütunlerde ve duvarlarda resmedilmiş büyük mavi nilüfer ler vardı insanı güzelliği ile büyüleyen bu çiçekler dokunduğunuz anda sizi öldürebilecek bir güce sahipti
Annemin hep bana dediği gibi ölümcül güzellik sadece yalandan ibaretti hayat gibi...Bir hizmetçiye bile sahip olmayan annem tek başında bu kanlı sarayda beni yaşatmaya çalışıyor du yaşayamadiği ve yaşayamicak olan o güzel hayatı bana vermeye çalışıyor du bazen diğer cariyeler için ayak işleri yapar bazen ise saray işlerinde yardım ederek benim karnımı doyurmaya çalışıyor du
Çoğu cariye prensler veya prensesler tok karınları ile yatarken annem onların çöpe attığı yemeklerin hayalini kuruyor du
Ben ise annem gibi değildim pek yemek yemek istemezdim onlar gibi olmak istemiyor dum tarihte sadece beceriksiz kralın unutulmuş kızı olmak istemiyor dum
Ben tarihî değiştirmek istiyorum.Günler geçtikçe ülkenin halı dahada kötüye gidiyor artık halk cesetleri bile pişirip yiyor askerler ard arda japon komutanların tarafından öldürülüyor her sabah yüzlerce grnç askerin ceseti ailelerine teslim ediliyor
Soyluların bile altınları tükenmek üzere olduğu bu dönemde hâlâ sarayda ardı ardından kesilmek bilmeyen ziyafetler varSanki kimse durumun farkında değil farkında olanin ise kellesi gider
Konuşan in dili kesilir
Görenin gözü sökülür
Duyanin kulaği kesilirBen ise elinden hiç bir şey gelmeyen unutulmuş bir prensestim o güne kadar
Yazardan
Bir Çarşamba sabahı annesinin bağirişlari ile uyanan genç kız aceleyle annesinin sesini takıp etti gördüğü görüntü ise onu korkuttu annesinin zavallı zayıf kollarını tutan iki saray ağasi ve yeninda ise dul kraliçenin nedimesi bayan Lee annesi hala bağirişlar için de çırpınır Ken baş nedime Lee nin kapıdan onlara bakan zayıf genç prenses ile son buldu annesi panik içinde " kaçmalisin kızım kaç seni götürecekler" genç prenses şoktan hareket bile edemiyor Ken bayan Lee başını eğerek onu selamladıktan sonra sakin bir sesle konuştu" prenses Wang hei ran lütfen önden buyurun dul kraliçe odasında sizi bekliyor" dul kraliçenin unutulmuş bir prenses i çağırmasınin iki nedeni olabilir di ya onu öldürecekti yada onu bu sarayda kendi piyonu haline getirecektir
Kaçması gerektiği halde heiran tam tersi bayan Lee şaşırtan bir şekilde sakin bir şekilde onlara doğru ilerledi ve sakin bir gülümseme ile " dul j kraliçenin emrine karşı gelmem mümkün değildir fakat lütfen önce annemin ellerini serbest bırakın" bayan Lee ise aldığı cevaptan mutlu bir şekilde" tabi prensesim ağalar üçüncü cariyeyi serbest bırakın" hei ran in annesi hemen kızının eteklerine kapanıp onlarla gitmemesi için yalvarır Ken genç kız çoktan kararını vermişti artık unutulmuş bir prenses olmak istemiyor du
ŞİMDİ OKUDUĞUN
死去的皇后( ölü imparatoriçe)
Historical Fictionölümden dönen bir imparatoriçenin yükseliş hikâyesi entrika lar dolu bir aşk hikayesi