Kramp

6 0 0
                                    

Tek içen mi tek ölürdü yoksa herkesin bayıldığı masada tek kalan mı hiçbir zaman bilemeyeceğim çünkü ben ne tek içmeyi bilirdim nede bayılmayacak kadar içmeyi.Her şeyin abartısını severdim , mutsuzluğunda yaşanmışlıklarında eğer bir şeyi düzeltme şansım olsaydı onu bu kadar gözümde abartmamayı dilerdim.




Gecenin bu saati dükkanda ne yapıyor bilmiyordum ama beni daha çok şaşırtan şey bana seslenmesiydi. Herkesle sigara içen bir tip değilim çünkü herkesin kaldırabileceği bir sigara içmiyordum ve bayılanlarla uğraşmak İçin fazla üşengeç biriydim ama içimden bir ses onun zaten benim sigaramdan daha sağlamlarını içtiğini düşünüyordu kısa bir nefes almam gerekti sigaramdan ,gelebilirsin gibisinden kafamı salladım. Kendi dükkanının penceresinden önce bacağını sonrada bedenini çıkartıp 2 küçük adımla bizim çatıya ulaşıp yanıma sanki her gece oturuyormuş gibi büyük bir rahatlıkla oturdu.
Baran: Sigara içicek bir tip yok sende çok şaşırdım.
İşte en rahatsız olduğum konu uyuşturucu içmenin bir tipi olduğunu düşünen biri daha oysaki eski acil servis doktoru olan sevgilim kokainmandı yani bu şeyler inanın ki tiple alakalı değildi içteki katran karası hislerimizle alakalıydı. Elimdeki sigarayı ona uzatıp biramdan bir yudum aldım konuşabilmem için ağzımı ıslatmam gerekti.
Şaara: Her şeyin bir tipi mi olmak zorunda Baran?
Baran: Fazla sert oynuyorsun tavsiye etmem belki seninle arkadaş olmaya çalışıyorumdur.
Benim yeterince arkadaşım vardı zaten sadece bu adam benden uzak dursun istiyordum karnımdaki huzursuzluk hissi devam ediyor sakince baranın elindeki sigarayı aldım dumanladım kendimi yavaştan vuruyor kafama kaşlarımın sonuyla saçımın başladığı o gergin ara gevşiyor hafif bir karıncalanma hissi dalga seslerine karışıyor iki dakikaya yakın oldu Barana cevap vermiyordum cevap vermekte istemiyordum karnım cayır cayır yanıyor şimdi de yüzüne bakıyorum yakından kırık bir burun sakalında çıkmış 3 4 tane beyaz tel kel kafası kulağının hemen arkasında olan ufak yara izi artık onu incelemeyi bırakıp cevap vermem gerekiyor garip duruyorum geçi inanın bu kafayla nasıl durduğumun hiç önemi yoktu benim için. Hiç söylediği şeyi umursamadan konuyu değiştiriyorum.
Şaara: Adımın anlamını nerden biliyorsun? Nerelisin?
Baran: Aslen Ankaralıyım orda Kürt mahallesinde büyüdüm mahalledeki kızlardan birinin adı da Şaaraydı ordan biliyorum.
Ankaralıymış hiç sevmem her yer beton her zaman karanlık kasvetli insanlar hep tek renk çünkü hepsinin işlerinde dresscode var parmak arası terlik ve kot şortla çalışmayacaksam neden çalışıyorum yani çok saçma elimdeki sigarayı ona uzatıyorum.
Şaara: Ankara gibi ciddi bi şehirden seni buraya atan neydi? Her kurumsalda çalışan gibi kendi yerinin hayaliyle minik sahil kasabasına taşınıp minik bir restorant açmak mı.
Evet sigara dilime vurmuştu yüksek ihtimal fazla acımasız konuşup bir daha benimle iletişime geçmeyecek hale getiricektim onu yani öyle umuyordum öyle olmalıydı.Olmadı.
Baran:Hayır Ankaradan 18 yaşımda taşındım Antalya'dan geliyorum ve hayır orda da gece klübüm vardı orayı kapatıp sakinlemeye geldim.
Ön yargım beni bir güzel göt etmişti ve sigaramızda bitmişti kafam dönüyor dalga sesleriyle birlikte sallanıyordum abartmıştım yine her gece olduğu gibi.Baranın omzundan destek alarak doğrulup ayağa kalktım çatının arkasından kıyıya doğru baktığımda güneş hafiften kendini göstermeye başlamıştı ne demem gerektiğini ilk defa bilmiyordum.
Şaara: O zaman hoşgeldin diyebilir miyiz?
Demeyelim sabah ilk uçağa atlayıp geri dönsün durmasın burda hem ilk ben geldim o sonradan geldi o gitmeli.
Baran: Sen hoşgeldin dediysen hoş bulurum Şaara.
Hoş bulma ben bulmadım karnıma bacaklarıma kramp giriyor yürüyebileceğimi sanmıyorum yürümeye zorluyorum kendimi bacağımın birini pencereden içeri sokmuştum bile geriye sadece vücudum ve diğer bacağım kalmıştı onlarıda sokup son kez baktım yukarı ve içimden seslenmek geldi.
Şaara: Günaydın Baran.
Camı kapatıp genelde bayıldığım arka taraftaki küçük odaya girdim koltuğa kendimi löks diye bıraktığımda karnım ve bacaklarımdaki kramp hissine ellerimin zangır zangır titremesi eklenmişti üç saate dükkanı açıp eve geçmem gerekti elime telefonumu alıp alarm kurdum gözlerim kapanıyor.

BERLİN DUVARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin