boyfriend | icardi x dybala

0.2 - "why didn't you reply to my texts?"

«»

"joaquín, çık artık şu soyunma odasından."

kardeşim telefonu suratıma kapatınca ona uzun bir süre küfür ettim.

"yine kim küfür yiyor?"

"canım kardeşim." paulo güldü ve arkasını işaret etti. "benden hemen sonra giyinmişti, gelir şimdi."

"gelmezse kötü olur." diyerek gözlerimi devirmiş ve koridorun sonunda beliren kardeşime öfkeli bakışlarımdan atmıştım.

"seni," dedim ve saatime baktım. "11 dakikadır bekliyorum. gidecektim ama dua et ki gitmedim."

"tamam ablacığım. özür dilerim, söz veriyorum bir daha asla olmayacak." ellerini birleştirdi dua eder gibi, yalandan bana yalvarıp dalga geçince koluna yumruk atmıştım.

"kes sesini, al şunu." arabamın anahtarını ona uzattığımda 32 diş sırıttı. "teşekkür ederim. sen olmasan ne yapardım."

paulo takım arkadaşına onun arabasına ne olduğunu sordu. "tamire vermiştim. o yüzden ablama biraz yük oldum bu aralar."

"biraz mı?" diye takıldım. bana yandan bir bakış attığında kıkırdayıp kardeşimi yanağından öptüm. "ilk buluşman da bol şanslar aşkım."

joaquín de beni öptü ve takım arkadaşı ile vedalaşarak yanımızdan ayrıldı. "demek biriyle buluşacak, ha?"

paulo benimle beraber yürümeye başladığında ona cevap vermek için hazırlanıyordum ki karşıma çıkan kişiyle dudaklarımı tekrar birbirine bastırmıştım.

"senin burada ne işin var?"

"derken?" dedim sorar gibi. mauro kaşlarını çatıp yanımdaki paulo'ya baktı. "seni çağırmadım, niye geldin? oteldesin sanıyordum."

"kardeşimi görmeye geldim, özür dilerim sana sormadığım için."

onunla dalga geçtiğimi anlamış olmalı ki öfkeyle bana bakmaya başladı. mesajlarına neden bakmadığımı sorduğunda ise bir cevap vermeyip yürümeye devam ettim.

"nereye gittiğini sanıyorsun?"

"elini çek." dedim kolumdaki eline bakarken. benimle düzgün bir iletişimi yoktu, ilk konuşmaya başladığımızdaki gibi değildik. 3 ay öncesinde nasıl ilgi veren bir adam olduğunu bilseniz şaşırırdınız. neden mesajlarına bakmadığım sorusunun cevabı ise belliydi; o da daha önce benimkilere bakmamıştı.

"dostum, bırak kızı."

mauro beni paulo'nun onu bileğinden kavramasıyla bıraktı. yine de her zamaki tavrını koyup huysuzca "sen karışma paulo." demişti.

"hayatıma giremiyorsan çık, mauro. benim seninle uğraşacak vaktim yok."

"otelde konuşacağız."

"defol."

gözlerimi devirip ikisini de arkamda bıraktım, mauro ona bir şey demişti sanırım ama tam olarak duyamamıştım.