«»
dışarı çıktığımda taksi bulamayacağımı anlamam uzun sürmedi. her şey sinirimi bozarken bir de taksi bekleyecek olmam daha da öfkelenmeme sebep oldu.
"beklemeyeceksin böyle değil mi?" arkamdan gelen sesle birlikte başımı çevirdim. "işime karışma."
"bin şu arabaya angelina."
bir şey dememeyi tercih ederek gelen taksiye elimi kaldırdım ancak dolu olduğundan durmadı.
"angel... istersen seni bırakabilirim?"
paulo sağ tarafımda belirdi. "olur." dedim gülümseyerek ve kapımı açıp bindikten sonra da kapatmasından dolayı teşekkür ettim. o da sürücü koltuğuna yerleştiğinde ilk yaptığı şey klimayı açmak olmuştu.
mauro dudaklarından okuduğum kadarıyla bir küfür savurarak arabasına yürüdü ve ben de sırıtarak önüme döndüm. hak edene hak ettiği gibi.
emniyet kemerimi takıp önüme dönmeden önce elimdeki çantayı arkaya bıraktım. soğuk hava beni rahatlatınca da kafamı geriye yaslamıştım.
"bana uygulamadan otelin konumunu açar mısın?" otelin konumunu girip onayladım ve sesini de açtım. "sağ ol."
havadan sudan sohbetlerle otelin önüne 10 dakikalık bir süreden sonra vardık. kemerimi çözdüm ve arabadan inmem için kapımı açan paulo'ya -kaçıncı olduğunu bilmiyordum- teşekkür ettim.
"her zaman, hanımefendi."
asansörü çağırdığı sırada duvara bana dönük şekilde yaslandı. "sana hep öyle mi davranıyor?"
"evet. hep böyle yavşağın teki."
"maalesef, mauro güvenilir bir adam değil. onun hayatında olduğum için bunu kolaylıkla söyleyebilirim."
asansör gelince yine önceliği bana vermişti. "umurumda değil. hem de hiç. kimsenin beni umursamamasına katlanamam. her kadın gibi ben de iyi bir ilişkiyi ve erkeği hak ediyorum."
"sen en iyisini hak ediyorsun."
"henüz en iyisi kim bilmiyorum." dediğimde yeniden o bakışlarını gördüm. ilgisini bu kadar belli etmemeliydi.
inerken ona teşekkür edip iyi akşamlar diledim ve birbirimize gülümsedik. "rica ederim, angel."
kapıyı açmak için kullandığım kartı çaprazda duran ayakkabılıktaki yerine bıraktım. çantamı da asmak için elimi attım ancak çantam yoktu.
"siktir..."
arabada kalmış olmalıydı. avuç içimle alnıma vurdum ve homurdandım. "nasıl alacağım şimdi ben onu?"
bende ne paulo'nun telefon numarası, ne de bir şeyi vardı. tam 'ne yapabilirim?' diye kafayı yerken telefonum çaldı. hemen kim olduğuna baktım, paulo'ydu. instagram'dan arıyordu.
odamın numarasını söyledim ve sonra da kapımı açtım. pervaza yaslanıp onu beklerken asansörden inen paulo önce soluna baktı, beni göremeyince de hemen sağa dönmüştü.
"çantanı unutmuşsun."
"teşekkür ederim, paul. seni uğraştırdığım için de özür dilerim." başını iki yana sallayarak önemli olmadığını belirtti.
tam arkasını dönüp gideceği sırada tanıdık biri kapıları açılan asansörde belirdi. siktir.
"mauro?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
boyfriend | icardi x dybala
Fanfictioni can be a better boyfriend than him [love triangle] ≠ mauro emanuel icardi rivero & paulo bruno exequiel dybala fanfiction.