İyi okumalar...
•
Mina çığlık atmaya devam ediyordu, bu gerçekten sinirimi bozmaya başlamıştı. Silahımı çıkarttım ve ona doğrulttum. "Başkalarına zarar verirken onlar da böyle ağlayıp çığlık atıyordu şimdi ne oldu da silahı görüpte ağlamaya başladın? Sus!" Diye bağırdım. İrkildi ama ağlamaya devam etti.
Biraz daha sessizleştiğinde dudaklarımı ayırdım ve konuştum. "Seni buraya neden getirdiğimi biliyor musun?" Sarhoşluğun da etkisiyle boş gözlerle baktı gözlerime. "Jeon Jessica. Hani eğlenmek için canını yaktığın o kız. O kızın abisiyim işte ben ve senin canını ondan daha beter yakacağım. Senin yüzünden öldü kardeşim fakat tek suçlu sen değilsin. Rehberlik, öğretmenler... hepsi suçlu. Ama en çok da sen. Kızgın demirle onun canını yakarken zevk aldın mı? Bakalım ben de seni yakarken alacak mıyım aynı zevki."
Mina kaşlarını çattı ve öfkeyle bana bakmaya başladı. "Sen o orospu kardeşinin ne boklar yediğini biliyor musun ha? Senin o oros-" Güm! Bir el ateş ettim arkasında kalan duvara hemen kulağının dibinden geçecek şekilde.
"Sakın kardeşimin adını o pis ağzına alma, sakın!" Dedim silahı kafasında doğrulturken. Büyük adımlarım ile hızla ona yaklaştım ve sinirle saçına asıldım. "Şimdi sakince, saygılı bir şekilde söyle. Ölüye saygın olsun bari. Neden ona bunları yaptın?" Acıyla ufak bir inleme bıraktı ağzından ve dolu gözlerini gözlerime çıkardı. "Senin o kardeşin benim aşkımı çaldı. İlk ve tek aşkımı. Ölsün istemedim tamam mı? S-sadece belki korkarsa ondan uzaklaşır diye düşündüm." Şok oldum duyduklarımla. Bu birinin canını yakmak için bir sebep olabilir miydi? "ONA BÖYLE SİKİMSONİK BİR SEBEPTEN Mİ ZORBALIK YAPTIN?!"
Geri çekilmeye çalıştı fakat sert tutuşum yüzünden başarılı olamadı. Ağlamaya devam ediyordu, çok sinir bozucuydu.
"Kapa çeneni!" Diye bağırdım ve saçından tutup sürüklemeye başladım. Onu soktuğum bu depoda tam ortada SeokJin'in önceden hazırladığı bir sandalye vardı, bu kaltağı oraya oturttum.
"Eğer hareket edersen seni vururum, inan bana yaparım bunu. Benim neler yapabileceğimi bilmiyorsun ama göreceksin." Dolu gözleriyle uslu uslu başını salladı, ben de ondan gözlerimi ayırmadan çantamdan halatı çıkardım. Ona yaklaştım ve onu hızlıca bağladım.
Çantamdan kameramı ve laptopumu çıkardım, kamerayı laptopa bağladım bir yandan yayın yapacağım programı açarken. Telefonumun tanıdık melodisi depoda çınlarken elim telefonumu buldu ve ismi görüp hemen açtım. "Hazır mı Jin?" Diye sordum. "Hazır." Diye yanıtladı beni ve siyah ekranda yeşil kodlar dans etmeye başladı. O kodlar yerini yayını başlatma ekranına bıraktı ama yayını başlatmadım, sadece kaydı başlattım.
"Söyle bakalım Mina. Ona neler yaptın anlat." Mina bana baktı ve konuşmak için dudaklarını ayırıp titrek sesiyle başladı. "B-ben çok öfkeliydim. O çocuk her şeyimdi ama o gitti Jessica'dan hoşlandı. Kin doldum ona karşı. Ben onu s-sadece korkutmak istedim... Ona zarar verdim eve-" onun sözünü kestim hızlıca. "Ona neler yaptın tek tek anlat. Bilmem gerek bunları." Gözlerimin içine baktı çekinerek de olsa sonra devam etti. "İlk başta sadece ona bağırdım. Uzak dur ondan falan dedim ama dinlemedi, sevgili oldular. O çocuk benimdi ona veremezdim. Bir kaç defa s-saçını çektim sadece. Sonra o da bizi kışkırtmaya başladı. Biraz hırpaladık o kadar." Yalan söylüyordu hala, inanamaz bir şekilde 'hah'ladım. "Bunun sadece bu kadar olmadığını ikimiz de biliyoruz, şimdi lafımı ikiletmeden bana gerçekleri söyle yoksa canını çok yakarım." Her türlü yakacaktım canını ama önce her şeyi anlatmalıydı, bilmeye ihtiyacım vardı. Sözlerime karşı o da devam etti. "Bir gün yine onunla tartışırken bana Kai'nin beni asla sevmediğini, her şeyi benim kurduğumu söyledi. Bu... bu b-beni çok öfkelendirdi ben de ona k-karşı plan kurdum."
"Ne yaptın ona?" Sakince sordum ama aslında sakinden çok uzaktım, belasını sikecektim bu orospunun. "K-kardeşini bodruma k-kapatmıştık." dediği an sinirle sandalyeye tekme attım, sandalye sallandı fakat düşmedi. Saçlarını elime dolayıp "Gerizekalı! Benim kardeşimin kapalı alan korkusu var!" Diye bağırdım fakat bu sinirimi almadı sert bir tekme attım bacağına. Acıyla inledi ve konuşmaya başladı. "B-ben bilmiyordum." Dedi. Ben de bağırarak "Sen ne bok biliyorsun ki böyle davrandın!" dediğim an olduğu yerde titremeye başladı. "Bilseydim kapalı alan korkusu olduğunu yapmazdım. Yemin ederim." her konuştuğunda gittikçe sinirleniyordum."ANLAT ARTIK SABRIM TAŞIYOR ANLAT ARTIK HER ŞEYİ!" Mina çığlık atıp hıçkırarak ağlamaya başladı. "AĞLAMAN VE BAĞIRMAN BENİM SİNİRLERİMİ DAHA ÇOK BOZUYOR MİNA KES AĞLAMAYI ANLAT ARTIK!" Diye bağırdım."Ta-ma-ma-m, kardeşini bodruma kapattık ben ve 3 arkadaşım." Dedi sulu gözleriyle bana bakarken. "BU İŞİN İÇİNDE ÜÇ KİŞİ DAHA MI VAR? KİM ONLAR, SÖYLE ÇABUK!" Artık gerçekten sabrım tükeniyordu. "Şe-yy ben, Jennie, Vernon ve Wendy." "DEVAM ET!" Dedim, titredi ve konuştu. "Ö-önce onu bağladık sandalyeye, yemin ederim ileri gitmek gibi bir amacımız yoktu. Sadece korkutacaktık ama fahişe kardeşin damarıma çok bast-" "SANA KARDEŞİM HAKKINDA DOĞRU DÜZGÜN KONUŞ DEMEDİM Mİİ SENİN DİLİNİ KESERİM BLÖF DEĞİL GERÇEKTEN DE KESERİM!" Elimin tersi ile birden Mina'nın yüzüne vurdum sandalye ile mina yerle bir oldu ve kafası sert betonla buluştu. Ayağımla kafasına basıp kafasını ezdim ve "DEVAM ET!" dedim o acı içinde inlerken. "Kardeşin bana karşı gelip Kai ile ayrılmam diyince ben de Kai'nin onun b-beğendiği vücudunu s-saç maşası ile y-yakmaya karar verdim. Vernon saç maşasını fişe taktı ısınınca önce bacak içini sonra sırtını yaktık. Tuhaf bi şekilde h-hoşumuza gitti onun çığlık sesleri ve yanık kokusu ama yinede Kai'den vazgeçmedi ben de kollarını yaktım. Sonra onu soydu Jennie ve Wendy iç çamaşırı ile kalınca da Vernon onun ç-çıplak bedenin yanında d-durdu, ikisinin fotoğrafını çektik t-tehdit için." Derin bir nefes aldım burnumdan duyduğum her şey sinirimi daha da katlıyordu. "Ne dedin ona ha? Ne dedin orospu?!" İrkildi sesimle, "O-ona ş-şey dedim; polise, ailene ve en önemlisi Kai'ya bundan bahsedersen s-senin bu fotoğrafını i-internete atarım seni okula ve bütün Güney Koreye rezil ederim dedim. O da inandı tabii ama yemin ederim ki bunu yapmayacaktım yemin ederim. Ben de Jessica kadar masumum, benim de annem ve babam yok. Bir tek abim var, kardeşin gibi ben de ölürsem abim tek başına kalır. Lütfen beni bağışla yalvarırım!" Ayağımı kafasının üstünden çektim ve ona doğru eğilip başını şefkatle okşadım tıpkı Jessica nın o yumuşak saçlarını okşarmış gibi. Mina ürkekçe bana baktı, ona merhamet ettigimi sandı salak çocuk. "Zor, dünyanın en zor dersi... Sen de öğrensen iyi edersin Mina. Kötülük pek çok maske giyebilir, hiçbiri iyilik maskesi kadar tehlikeli değildir. Sen Jessica ile kendini bir mi tutuyorsun? Zavallı şey seni, vah vah... Aranızdaki farkı söyleyeyim mi? Sen katilsin Jessica ise MASUM. Abin ile ben de bir değiliz. Neden biliyor musun? Senin abinin yaşamak için bir sebebi var. Benim sorunum ne biliyor musun Mina? Artık kafamı yastığa koyduğumda hayalini kurabileceğim bir şey kalmadı kardeşim ile birlikte hepsi öldü sıra biricik abinin hayallerini YAKMAKTA. Hışşt! Tamam, sakin ol güzelim. Ağlama. Tabii ki sadece senin canını yakmayacağım, tabii ki sadece seni ÖLDÜRMEYECEĞİM! SEN VE BU İŞİN İÇİNDE OLAN HERKESİ ÖLDÜRÜP, HERKESİN CANINI YAKACAĞIM. TIPKI BENİM CANIMI YAKTIĞINIZ GİBİ. YANLIŞ ATI OYNADIN SANA MERHAMET ETMEYECEĞİM. BEN TANRI DEĞİLİM SENİ AFFEDİP SANA CENNETİ SUNAMAM. ÇÜNKÜ BEN CEHENNEMİN TA KENDİSİYİM!"
------------------------------------------------------------
Kim MinaHaşin ErRrkek Jeon Jungkook
🩷🩵Bolca yorum ve beğeni yaparsanız mutlu oluruz 🥺🩵🧚♀️🩷
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wrong Love
ФанфикKore'de ardı arkası kesilmeyen cinayetler... Ölmeden önce kurbanlarına kendi mührünün olduğu mektup gönderen, çeşitli işkencelerle öldürdüğü insanlara kendi mührünü basan, peşine takılan 5 dedektifi de öldüren Seoul Demon lakaplı Jeon Jungkook. Poli...