7.bölüm

51 4 0
                                    

yaklaşık 10 dakika sonra yanımdan kalkarak koltukların aralarında ilerlemeye başladı tahmn ettiğim kadarıyla burası hostes odasıydı merakıma yenik düşerek yerimden kalktım ve ilerlemeye başladım kapı kıvrıktı.

yavaş yavaş kıvrık kapıyı açtım, karşımdaydı işte yine kan içiyordu hostesi kullanıyordu.

hostesin boğazından aşşağı kanlar akıyordu vücüdumda bi gariplik vardı kan istiyordum,başıma aniden giren ağrıyla geri çekildim.

ve koltuğuma doğru ilerleyip oturdum bu nasıl bir istek böyle gözüm döndü tadına bakmak istiyorum! kan istiyorum!

5 dakikadır bu etki devam ediyor çantamdan kulaklığımı çıkardım, şarkı listemin en başındaki şarkıyı açtım başımı ellerimin arasına alıp beklemeye başladım atlatabilirdim bu kadar zor olamaz.

yanımdaki hareketlilikle başımı kaldırıp baktım o gelmiş ti, benim bu acıları çekmemi sağlayan kişi.

yanıma oturup yüzüme baktı ve yol boyunca açmayan ağzını araladı

"kan görünce böyle tepki veren ilk vampirsin" ne yani beni görmüşmüydü
-_-

"daha önce hiç içmedim" dedim onun gibi umursamaz görünmeye çalışarak.

"neden" dedi buz gibi sesiyle

"ailevi meseleler yüzünden, hep enjöktörle aldım."

yeterince açıklayıcı olmuş olmalıki cevap vermedi yaklaşık 1 saat sonra uçak durdu. azda olsa halen kan istiyorum.

valizimi alip uçaktan indim ama bi sorun vardı hala kan istiyorum ve insanların sesleri kafamın içinde yankılanıyor.

biraz acele edip taksi çevirdim, forks büyük bir kasaba değil ama b melezin saklanması için en ideal yer

valizimi bagaja yerleştirdim. taksiciye dönüp konuşmaya başladım

"kiralık bir ev için en ideal yer neresi" diye bi soru yönelttim

"şehir merkezine biraz uzaklıktaki küçük şirin evler bulunur orası sizin için iyi yer gibi duruyor galiba yanlızsınız." dedi

"evet, fazla büyük bir ev olmasına gerek yok, tarif ettiğiniz yere beni götürürseniz harika olur"dedim

taksici şoför koltuğuna geçti bende çok durmadan arkaya bindim , yol boyu dışarıyı izledim ve müzik dinledim, daha sonra aklıma gelen bir fikirle telefonumun kilidini açtım ve haritalar uygulamasına tıkladım bulunduğum yeri mavi bir çubukla gösteriyordu kasabayı biraz daha haritadan inceledim ve yolu izlemeye koyuldum.

sonunda varmıştık taksiciye ücreti ödeyip valizimle beraber önümde duran şirin eve dikkat kesildim camda kiralık yazıyor ve altında ulaşabilecegim bir numara vardı telefonumu cebimden çıkarıp numarayı tuşladım.

2. çalıştan sonra açıldı

" Alo, kiminle görüşüyorum" karşımdaki bir erkekti, sesinden orta yaşlarda olduğu belliydi

"ben laura, eviniz için rahatsız etmiştim." dedim nazik olmaya çalışarak.

"evi kiralamak mı istiyorsunuz" dedi adam

"evet, evinizin önündeyim gelirseniz ayrıntıları burada konuşalım." dedim

"pekala" dedi adam

bu sırada etrafı incelemeye koyuldum biraz ilerde evler vardı burası merkeze göre biraz daha eski gibiydi. ama evlerin dışları güzeldi. umarım içlerinde öyledir.

kafamı başka yöne cevirdiğimde buraya gelen tahminime göre ev sahibim bana doğru yaklaştı ve elini uzattı

beklemeden elini sıktım ve gülümsedim

"meraba laura ben Eric yeni ev sahibin."
dedi eric

"memnun oldum efendim." dedim. Eric önüme geçip anahtarla evin kapısını açtı.
içeriye girerken evin içerisine göz attım
şirin bir ev olmasına rağmen içerisi gayet hoştu.

çiçekli kanepeler üzerinde yeşil renkli kırlentler evin içine farklı bir hava katmıştı mutfağa geçince kırmızı ve siyah ağırlıklı döşenmiş olduğunu fark ettim koridorun sonunda 2 oda vardı biri sağ biri soldaydı ilk olarak sağ tarafa girdim tek kişilik yatak ve mavi duvarları vardı.

sol tarafa geçince çift kişilik yatak vardı odanın rengi çok hoşuma gitti çünkü. turkuazdı maviyide severdim ama turkuaz daha çok hoşuma gidiyor galiba odam burası karar verilmiştir dedim kendi kendime

daha sonra Eric' e dönüp konuştum

"her ayın bu gününde gelin ücreti size öderim" dedim.

"peki bu anahtarın" dedi elindeki anahtarı bana verdi ve arkasını dönüp gitti küçük bir oh çektim ve koridorun sonundaki odama koşar adımlarla gittim.

yatagıma zıpladım ve gülümsemeyle tavanı izledim o sırada aklıma babam geldi ne kadar üzülmüştür benim için ama bunu yapmak zorundaydım geri dönüşü olmayan bir yola girdim... ve bu benim seçimimdi.

yazdığım en uzun bölüm oldu :)

bölüm sözü: "her seçim , bir vazgeçiştir."

SOĞUK VAMPİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin