Bölüm 34

37 1 0
                                    

Yazar'dan.

Aslı duyduğu sesle bir anlık şok geçirmişti. Kendi kendine düşünmeye başlamıştı bile.

"Aslı: a-amca... ben çok mu içtim lan? Böke'nin sesini duyuyorum ben.."

Aslı bunları gözyaşları içinde söylemişti. Aynı zamanda da gülüyordu. Salih onun yanında gülümserken ağzını açtı.

"Salih: çok içip içmediğini bilmem vallahi Aslı'cım. Duyduğun ses gerçek."

Telefondan Böke'nin ve İdris'in gülme sesi gelince Aslı kafasını tutmuştu.

"Aslı: 5 yıl boyunca neredeydi peki? Neden beni sevdiğini söylerken başka birini seçti? Ve ya neden onu severken bana cefa verdi?"

Salih bir anlık afalladı ve elindeki telefonu Aslı'ya uzatarak masanın üzerine 300 TL bıraktı. İçkileri alıp Aslı'nın koluna girdi ve onu arabaya arabaya götürmeye başladı. Yeniden telefonu Aslı'dan alırken, o her şeyden habersiz gözünü ovalıyordu. Anlaşılan ağlaması belli olmasın diye bu yola da baş vurmuştu.

"Arık: Bal'ım ne olur yapma böyle ama.."

Salih telefondan ses geldiğini duyunca varlığını unuttuğu sese döndü.

"Salih: Arık'cım, şimdi ben Aslı ile konuşmaya gidiyorum seni sonra arıycam konuşuruz tamam mı?"

"Arık: peki Salih abi. Görüşürüz."

Salih telefonu kapayınca hâlâ eli ile gözünü tutan yeğenine döndü. Onu bu halde görmek belki de istediği en son şey bile değildi. Salih de uzaklara dalacakken, Aslı'nın titreyen sesi ile kendine geldi.

"Aslı: amca... neler oluyor?"

Salih yeğenine sarılınca Aslı kendini tutmayarak gözyaşlarını serbest bıraktı. Sessiz bir şekilde ağlıyordu. Salih yeğeninin kafasını okşadı ve arabanın yanına koyduğu içkileri aldı.

"Salih: hadi gel ıssız bir yere gidelim. Sana anlatacaklarım var.."

Aslı sadece kafasını sallamakla yetinirken arabaya yürüdü. Hava hafiften soğuk olduğu için amcasının ceketini giydi ve acıyan gözlerini ovuşturdu. Amcası sürücü koltuğuna oturdu ve içkileri arka koltukların üzerine bıraktı. Aslı hemen birini alarak içmeye başladı ve yüzünü buruşturdu. Amcası onun bu haline gülümsedi ve yeğeninin elindeki içkiyi alarak kendisi de içti. Arabayı göl kenarına sürdü ve aynı zamanda yeğenine ne diyeceğini düşündü.

20 dakikalık yolun ardından göl kenarına geldiler. Aslı iyice sarhoştu fakat bilinci hâlâ yerindeydi. İkili arabadan inerken Salih yeğeninin kolundan tuttu ve bir ağacın altına götürdü. İkisi de oturduktan sonra Salih arabadan içkileri almaya gitti. Aslı elindeki içkinin hepsini kafasına dikti ve etrafına baktı.

"Amcaa, geliyon mu?"

Sesi biraz fazla çıkmıştı fakat bu ona engel değildi. Salih elindeki içkilerle gelirken Aslı birini almak istedi fakat amcasının sözü ile hemen durdu.

"İçme, zaten bilincin az-çok yerinde. Sana önemli bir şey anlatmalıyım yeğenim."

"Dinliyorum Vartolu."

Şah ve Mat. || <Çukur>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin