İyi okumalar~🎧🎶Harry Styles- As It Was
.
.
."Hikâyenin isminin Çilek Hikayesi olmasına ne dersin?"
Heyecanla karşımdaki koltuklardan birine geçmiş, vereceğim cevap için beklemişti. Yüzünde nazik bir gülümseme vardı. Gözlüğümü huysuzca çıkarırken, nefesimi bıkkın bir şekilde vermeden edemedim. Önümdeki sürahideki suya uzanırken, aynı zamanda konuştum.
"Bunu konuşmuştuk diye hatırlıyorum."Sessizleşen odayı, bardağa boşalan suyun sesi doldurmuştu. Surat asarak arkasına yaslanırken, mutsuzluğunu belli eden ses tonuyla konuşmuştu.
"Çilek Reçeli ismini reddetmiştin. Çilek Hikayesi, farklı bir isim."
"Sadece Çilek Reçelini değil; Çilek Bahçesi, Çilek Rüyası, Çilekler Diyarı ve diğer isminde Çilek geçen yüzlerce başlığı reddettim. Ama hâlâ pes etmeden önermeye devam ediyorsun. Ne bu çilek aşkı ama!"Günlerin verdiği uykusuzluk üzerime çökmüştü. Cenaze töreni daha dün bitmişti ama ben duygusuz gibi bu masanın başına oturmuş yeni hikayemi tasarlıyordum. İyi hissetmiyordum. Hiçbirimiz iyi değildik ama sanırım en anormal davranan bendim içimizde. Bir damla göz yaşı dökmemiştim arkasından. Ama en çok üzülmesi gereken kişi bendim oysa...
"Hey! Yine uzaklara daldın!" Karşımdaki sallanan ele ve ardından da elini sallayan yüze baktım. Yüzümdeki yorgun ifade onu endişelendiriyordu ama bozuntuya vermeden gülümsedi. Ben söyleyene kadar soru sormaz, darlamazdı beni. Karşısında kim olursa olsun, onun yanında rahat hissederdi. O tip bir insandı o. O benim şansım olmuştu çoğu zaman.
"Kitabın ismi ne olacak ozaman?" Dedi beceriksizce, konuyu değiştirmeye çalışarak. Ensemi sıkıntıyla kaşırken, birkaç saniye düşüncelerimi toparlamaya çalıştım. Sonrasında ise heyecanla cevabımı bekleyen kişiye bakıp, yanıtladım."Hikayemizin ismi Yuanfen."
"Yuanfen." Diye mırıldandı, kafası karışmış bir şekilde. Burun kıvırarak hoşnutsuz bir ifade gösterdi isme. İsmi değiştirmem için, nasıl bir bahane bulması gerektiğini düşünüyordu sanırım. Bir şey dememiş somurtmakla yetinmişti.
Bu şekilde 10 yıl öncesine doğru başladı yolculuğumuz. Hikâye bizimle alakalıydı. Bu bizim arkadaşlığımızın hikayesiydi. Biz bu hikâyenin başrolleriydik. Her şeyi biz yaşamıştık ama farklı gözlerden, farklı işlemişti hikayeler. Ne acılar, ne aşklar, ne ihanetler olmuştu bu hikayede... Ne oyunlar oynamıştık birbirimize. On yıl önce, oyunu kaybedenlerden biri de bendim. Aldığım ceza kötü türkçemle ve vasat yazma becerimle bu hikayeyi yazmaktı. Geç bile kalmıştık yazmaya başlamak için. Belki de beni kendime getiren bu ölümdü. Karşımda kitabın adını sorgulayan dünyanın en efendi adamına baktım. Tanıdığım en iyi dostlardan biriydi. Ayrıca o da bu hikâyenin başrollerinden biriydi.
"Anlatma sırası sende, kardeşim. En baştan başla, hiçbir kısmı atlamadan lütfen. ""Demek sıra bende! Heyecanlanmadan edemiyorum. Birkaç dakika aklımdakileri toparlamama fırsat ver." Derin bir nefes alıp, ensesini ovuşturdu. Sararmış yüzüne ve bitkin haline rağmen, sıcak bir gülümseme sundu bana.
"Neyse, sanırım hazırım. Her şeyin başladığı o gün,..."
*
Normal bir gündü. Gayet normal sayabileceğimiz, hiçbir farklılığı olmayan bir sabah. Yine uykuya dalıp, okul için hazırlanmamıştım. Her sabah olduğu gibi ninem, ponçik evimizin alt katından bana bağırıyordu. Beni uyandırmak için gerçekten sıkı çalışıyordu. Bu saygı duyulası bir görevdi gerçekten. Pek çok zaman gazi olmuş, beni okula gitmeye ikna edememiş, pek çok zaman da beni terliklerle sokağa kovalamıştı. O güçlü bir rakipti, bu inkar edilemeyecek bir gerçekti. Bunu bu uykulu zihnimle bile, açıkça kabul edebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YUANFEN
Teen FictionBu yaşanan şeyler, karşılaşması gereken iki insanı bir araya getiren bir güçten dolayıydı belki de.