Sonra üniversiteden çıktım beratı düşünerek yürümeye başladım. Ben niye beratı düşünüyorum ya. Şimdi allah için yakışıklı çocuk ama ben niye düşünüyorum.
Hemen berat düşüncesini kafamdan silerek nereye gideceğime karar vermeye başladım. Ve ilerde lüx bir cafe gördüm. Aslında lüx yerlerde takılmayı sevmem ne kadar zengin olsamda ama girmek geldi içimden. Kapıdan girdim. Ve sağ tarafa baktım her yer doluydu. Bende tercihimi sol taraftan kullanıp sol tarafa yürümeye başladımki ilerde beratı gördüm. Ben onu gördüğümde oda beni gördü. Elini kaldırdı. Selam verir gibi bende ufak bi tebessüm edip onu görebileceğim bi masaya oturdum. Allahım bana noluyor yaa onu görmek için masaya oturmalar onu düşünmeler falan aman neyse boşver öküzlüğünden dolayı aklımdan çıkmıyodur. Hayatımda böyle öküz görmedim çünkü. Herneyse garson masaya geldi.
X- buyrun efendim ne arzu ederdiniz??
M- taze sıkılmış portakal suyu ve yanında kurabiye lütfen
X-tabi efendim
Telefonumu yanıma alıp telefonla uğraşmaya başladım. İnstagramdaki takip ettiğin sayfanın fotoğraflarına baktım falan o arada whatsapptan mesaj geldi. Eylülden di. Teşekkür ederim diye mesaj göndermiş. Bende önemli değil. Diye yanıt verdim. Ve o arada siparişlerim geldi. Kurabiyeyle birlikte portakal suyumu bitirdikten sonra hesap istedim.
M-pardon hesabı alabilir miyim?
X-hesabınız ödendi hanım efendi
M-ne demek ödendi. Kim ödedi.
X-şurdaki beyfendi ödedi hanım efendi dedi. Beratı göstererek. Bu berat benim niye hesabımı ödüyo yaa beratın yanına gittim ve
M-bende ödeyebilirdim. Param var.sen niye ödüyodun ki.
B-ayağın alışsın diye çünkü burası benim mekanım ve canım ne isterse onu yaparım bilmem anlatabildim mi? Dedi
M-iyi bu seferlik bişey demiyorum. Öyle olsun ama birdahakine asla böyle birşeyi kabul etmem. Bilmem ben anlatabildim mi dedim. Ve piç smile yaptım.
