"Ruhum Hasta"

46 10 5
                                    

*Ruhuma papatyalar dikeceğim...*

Sabah' a kadar Meriç ile konuştuk. Ve bana okulu açıktan okuyacağını söyledi. Ve buna ben sebep oldum. Kendimi o kadar suçlu hissediyorum ki. Sanki onu bütün hayallerinden vazgeçirmiştim. Ama buna izin veremezdim. Onun hayatından çıkıp gitsem keşke. Ama işte nasıl?

Tüm günü beraber geçirdik. Akşam yemeğini birlikte hazırladık. Ve Meriç' in uyumasını bekliyordum. Evime gidecektim. Kanlı, dehşet verici anılarımın olduğu eve. Bir kaç saat sonra Meriç uyuduğunda hemen hazırlanıp hızlıca çıktım. Evime doğru geldiğimde kulağımda hala ambulans sesleri geliyordu. O gün bir daha asla ama asla kafamın içinden çıkmayacaktı...

Eve girdikten sonra annemin o güzel sesini duyuyor gibiydim. "Aden, hadi kızım sofraya, Aden, annesinin ballı lokumu bak sana sürprizim var..." Salona doğru giderken adımlarım yavaşladı. Ve kapıdan içeri girdiğimde yerde kurumuş kan lekelerini gördüğümde o an gözümün önünde canlandı. "Baba ne yaptın anneme!" "Affet beni kızım" *silah sesi* Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Hızlıca banyoya girip bir kovaya su doldurdum. Elime bir bez alıp salona gittim. Yere oturup bezi kovanın içine atıp ıslattım. Islak bezi yere doğru sürttüm. Hıçkırıklarla ağlayarak anne ve babamın yerdeki kanını temizliyordum. O kadar çok ağlıyordum ki sesim dışarıda bile duyuluyordu.

Yeri temizlerken bir el elime dokundu ve bezi almaya çalışırken kafamı kaldırdım. Karşımda annemi gördüm.

"Aden, yapma kızım. Ben temizlerim sen yorulma..."

       Öyle bir çığlık attım ki. Delirdiğimi anlamıştım. Evin her yerini yıkmaya çalıştım. Koltuğu yerle bir yaptım. Sonra ellerim saçıma gitti. Ve saçlarım da yerle bir oldu. Gerçekten yaşamak istemiyordum. Ambulans sesleri kapının önüne geldi ve kapıyı çaldılar. Açtığımda iki tane doktor beni kollarımdan tuttu ve ambulansa götürürken Meriç' in koşarak yanına geldiğini gördüm.

"Meriç ben deli değilim."

*Meriç'in anlatımıyla*

Gece su içmek için kalktığımda Aden'i yatağında bulamadım. Belki lavaboda olduğunu düşündüm. Ama lavaboda değildi. Belki de o eve gitmişti. İnşallah gitmemiştir. Ceketimi üzerime alıp hızlıca ayakkabılarımı giydim. Aden'in evine doğru yürüdüm. Kapıda ambulansı görünce Aden' e bir şey oldu diye aklım yerinden uçup gitti. Hemen evin oraya koştum. Ama bu normal bir ambulans değildi. Komşuların yanından geçip ambulansa tam baktım ve üzerinde "Ruh Sağlığı Ve Hastalıkları Hastanesi" yazıyordu. Bir dakika Aden delirmiş olamazdı.

Doktorlar evden çıktığında Aden' i iki kolundan tutmuş götürüyorlardı. Beni gördü ve "Meriç ben deli değilim." Dedi.  O an için paramparça oldu. Sevdiğim kadını saçları şekilden şekile girmiş, kendini parçalamış bir şekilde görünce dayanamadım. Kim olsaydı dayanamazdı. Ama ben onsuz yaşayamadım. O yüzden ya onu o hastaneden çıkaracaktım. Ya da onunla beraber bende girecektim o hastaneye...

Sonuçta ruh sağlığına deli olanlar değil ruhu hasta olanlar gider. Hepimiz o hastalardan bir tanesi değil miyiz...?

Hikayemiz devam edecektir. Beğenmeyi ve yorumlarınızı atmayı unutmayın hepsini bekliyor olacağım...💜

Antidepresan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin