HATA

48 11 9
                                    

*Ufak bir hatanın cezasını, kıyamete kadar çekersin.* Lev Tolstoy

Bir gün içerisinde hem lunaparka gittik hem de pamuk şeker yedik. O kadar mutluydum ki, Meriç benim ailem olmuştu artık...

"Evet şimdi ne yapalım prenses?" Diye sordu.

"Bara gidelim mi?"

"Yani, çok içmek yok ama"

"Tamam merak etme."

"Hmm o zaman üstümüzü değiştirelim. Öyle gidelim."

"Tamam hadi." Beraber eve doğru yürüdük. Meriç annesinin kıyafetlerinden bir tanesini verdi. Hemen üzerime geçirdim.

Bu elbise çok hoşuma gitmişti. Meriç ise, Düz sade bir siyah atlet gri rengine yakın bir pantolon mavi bir gömlek almıştı ama gidene kadar giymedi gömleği.

Bara doğru gittik. İçerisi inanılmaz kalabalıktı. Hemen kokteyl masasına geçip içeceklerimizi söyledik. Çok ağırdı. İçerken bile başım dönüyordu. Meriç elimden sıkıca kavrayıp dans pistine getirdi. Ve belimden kavrayıp boynumu öpe öpe dans etmeye başladık. Ellerimi boynuna dolaştırmıştım. 2 saat boyunca barda vakit geçirdik. Çok sarhoş olmuştuk, eve bile zor gittik. Ama eve gider gitmez hayatımızın en büyük hatasını yaptık.

"Çok sıcak değil mi Aden?" Mavi gömleğini çıkarmıştı.

"Ahahah Evett çok sıcak yanıyoruumm!" Dalga geçer gibi konuştuğumda ağzım yayılmıştı.

"O zaman rahat takılsana yaa"

"Off başım çok ağrıyor neden bu kadar içtik ki?"

"Bilmiyorum, ama içtikten sonra gözüme daha bir hoş göründün. Yani çok daha aşık oldum sana." Bana yaklaşıyordu ve yanıma geldi alnını alnıma yasladı. "Bu gece birlikte uyuyalım mı?" Diye sordu.

Ne diyeceğimi bilmiyordum ama çok sarhoş olduğum için beynim bedenimi kontrol edemeden kolundan tuttum ve Meriç' in odasına doğru ilerledik. Kendimi yatağına bıraktım ve Meriç üstüme çıkıp beni öylece seyretti. Sonra saçlarımı okşadı, ve yanaklarıma minik öpücükler kondurdu. Daha sonra boynuma sonra burnuma. Dudaklarıma baktı ve gülümsedi.

"Özür dilerim" dedi.

"Neden özür diliyorsun?"

"Çünkü şuan beynim beni yönetmeyi bıraktı ve sana teslim oluyorum..." Diyip dudaklarımdan öptü. Çok narin öpüyordu. Çok hafif. Meriç gerçekten benim hayatımın adamıydı. Bütün kötü anılarım hepsi o anda silindi birden.

"Meriç"

"Hmm?"

"Seni Seviyorum."

"Teşekkür ederim."

"Ne!?"

"Teşekkür ederim."

"İnsan bende seni seviyorum ne teşekkür ederim ne!? Ne demek efendim rica ederim" dedim dalga geçer gibi. Ama o üzerimde kahkahalar atıyordu.

"Bende seni seviyorum Kadınım. Aşığım sana aşık! Ölüyorum, yanıyorum, bitiyorum sana!" Diyip boynumu tekrar öpmeye başladı.

Elimi bir yandan aşağı doğru götürdüm ve siyah atletini yukarı doğru kaldırıp çıkardım. Meriç boynumu öperken bir yandan elbisemin fermuarını açtı. Ve o an bütün bedenimiz birleşti. Sabaha kadar bedenlerimiz birbirine teslim olmuştu.

Sabah olduğunda gözümü zar zor açtım. Başım çok ağrıyordu. Bir anda başımı Meriç' in göğsünde olduğunu farkettim. Kafamı kaldırıp Meriç' e baktım. O kadar güzel uyuyordu ki. Keşke gözlerini açsa da maviş gözlerini izlesem. Sonra aklım yerine geldiğinde Meriç'in üstünde atletinin olmadığını gördüm. Sonra kendime baktım. Olamaz! Hayır! Bende de yoktu. Yorganı omuzlarıma kadar çektim ve yere baktım. Elbiselerim, çoraplarıma kadar her şeyim yerdeydi. İnanamıyorum ya! Sarhoşken nasıl bu hale geldik! Hiç bir şey hatırlamıyorum Allah kahretmesin! Meriç gözlerini yavaş yavaş açtı.

"Offf! Başım çok ağrıyor ya, günaydın güzelim."

"Günaydın" sesim çok ürkek çıkıyordu.

"Bebeğim bir şey mi oldu?"

"Evet yere bak"

Yere baktığında gözleri birden tam açıldı.

" Lann!! B-bu nasıl oldu! Nasıl yani?"

"Dün gece sarhoşken oldu."

"Allah kahretmesin! Offf yaaa Offf!"

"Yorganı kafana kadar çek ben hızlıca banyoya koşuyorum"

"Ta-tamam"

Dediklerimi uyguladı ve hızlıca banyoya koştum üstümü giydim. Yüzümü yıkadım ve aynaya defalarca baktım. Bu hatayı yapmış olamazdık. Lütfen bu bir rüya olsun Lütfen...

Tekrar odaya geldiğimde Meriç hala kafasına yorganı çekmiş bekliyordu.

"Meriç" kafasını hemen yorgandan çıkardı. "Ben aşağı iniyorum. Kahvaltı hazırlayacağım sen de hazırlan"

"Tamam"

Aşağı inip kahvaltı hazırladım. Masaya oturup Meriç' i bekledim. Aşağı indiğinde suratıma bile bakamıyordu.

"Aden ben gerçekten öz- " derken sözünü kestim.

"Tamam olan oldu artık."

" Nasıl yani, ben böyle olmasını istemedim."

"Meriç bende böyle olmasını istemezdim. Ama oldu, aklımız başımızda olmadığı sürece her hatayı yaparız, bizde insanız."

"İyi de Aden, biz evli değiliz. Sevgiliyiz. Bu yaptığımı en büyük hataydı."

"Artık olan oldu ve o gece de kaldı. Tamam mı? Zaten hiç bir şey hatırlamıyoruz. Orada bırakalım gitsin..."


Hikayemiz devam edecektir. Lütfen beğenmeyi ve yorumlarınızı atmayı unutmayın hepsini bekliyor olacağım 💙

Ve sorunlarımızın yanıtlarını da lütfen yorumlara yazınız 🤍

1) Aden Ve Meriç nerde hata yaptı?

2) Siz Aden'in yerinde olsanız Meriç' e ne söylerdiniz?

3) Peki bundan sonra hayatlarında ne değişecek?

Sorularınız cevaplarını yorumlarda bekliyorum şimdilik görüşmek üzere 😚😉🌸

Antidepresan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin