2

732 56 9
                                    

Oy veren o bir tane arkadasa cok tesekkur ederim, seni unutmayacagim LPLFMMSFJDÖGJDÖKG

Siz de oy verin sizi de unutmayayım 🥺💞

**

Üniversite hayatının ilk gününü tamamlamıştı Baha. Aras ile Ulaş'ın dersleri henüz bitmediği için kafeteryada onları bekliyor, bir yandan da telefonu ile uğraşıyordu. Oryantasyona babası yüzünden yetişememiş olmasına karşın çok da yabancılık çekmemişti okuldan. Çabuk uyum sağlayan yapısı bir kez daha şaşırtmamıştı onu. Bir tek insanlara karşı bu kadar ılımlı yaklaşamıyordu; çekiniyordu, korkuyordu hatta. Ama bunu bile kimseye anlatmayıp kendi içinde halletmeye çalışıyordu. Önceden beridir ki kimseye sorunlarından bahsetmezdi, bahsetse de kimse yardım etmezdi ona. Belki de bu sebeple bir süre sonra susmaya başlamıştı.

Telefonuna oldukça dalmış bir şekilde bakarken karşısındaki sandalye çekilince kafasını kaldırdı. Karşısında gördüğü çocuk ile kaşları havaya kalkmıştı, peşisıra ise büyükçe gülümsemişti. Deri ceketini çıkarıp sandalyenin arkasına asan Bertan, çilli çocuğa bakarken sırıtıyordu. Kaç yıl olmuştu görüşmeyeli?

"Bertan, sensin değil mi?"

"Berat benim adım."

Baha'nın gülen yüzü buruşurken pot kırdığını sanmıştı ama siyah saçlı çocuk gülmeye başladığında kendisiyle uğraştığını anladı. Cidden, neden herkes onu sinirlendirmeye çalışıyordu? Bu hiç adil değildi, onca kişiye karşın onun tarafında sadece kendisi vardı.

"Off Bertan ya!" Ellerini masanın üstüne koyarken sitem etmişti tekrar sırıtmaya başlayan çocuğa. "Taşınmıştınız siz. Ne zaman geldin?"

Bertan bir süre düşündü, bir anlığına da hayal kırıklığına uğradı. Ulaş ile Aras ona bahsetmemişti, her ne kadar o ikisiyle arası bozuk olsa da Baha'ya söylemelilerdi geri döndüğünü. Yaklaşık iki yıl önce dönmüştü ve 10 yıla yakındır çilli çocuğu görmemişti. Başkası olsa tanıyamazdı belki 10 yılın üstüne ama Baha gerçekten hiç değişmemişti neredeyse. Bu, biraz tuhaftı açıkçası.

"Oldu bayağı," Tadı kaçmıştı. "Sen ne zaman geldin?"

Baha işittiği ses tonu ile dudağını büzmekten alamamıştı kendisini. Bertan kötü bir şey yaşamıştı belli ki, bu üzülmesine sebep olmuştu. Siyah saçlı çocuk -sadece yakın çevresine karşı olsa da- o kadar enerjik ve pozitif bir insandı ki onun herhangi bir şeye üzülmesi, kendisini on katı kadar daha üzerdi.

"Ben geçen cuma geldim. Ulaşlarda kalacağım." Bertan ağır ağır kafasını sallarken devam etti. "Sen de mi bu üniversitedesin?"

Muzipçe sırıtan çocuk ile içinden kendisine kızdı Baha, bir zahmet bu üniversitede olsundu. Başka ne işi olacaktı ki burada yoksa? Sonra da neden insanların kendisi ile uğraştığı hakkında hayıflanıyordu.

Bertan beklediği tepkiyi verip alaylı çıkan sesiyle konuştu. "Yok geçerken uğrayayım dedim, belki eski bir dostla karşılaşırım falan."

Baha kıkırdarken aynı anda çekilen iki sandalye oturan çocukların oraya bakmasına sebep olmuştu, biraz fevri hareket etmişti sandalyeleri çekenler. Baha bakınca uzun zamandır onu bekleten iki arkadaşı ile karşılaşmıştı, ikisinin de kaşları çatıktı. Bu durum çilli çocuğun biraz ürkmesine sebep olmuşken ikili, çektikleri sandalyelere aynı sertlikle oturdular.

Ulaş, Aras ve Bertan'ın arasındaki soğukluk beş kilometre öteden bile fark edilir cinstendi. Bu sebeple de Baha gerginlikle yutkunmuş, ne demesi gerektiğini düşünmüştü. Fakat o daha ağzını bile açmamışken bir anda masa dolup taşmaya başlamıştı ve bu da olduğu yerde iyice küçülmesine sebep olmuştu. Üçü kız, ikisi erkek beş kişilik bir grup masaya kurulmuşlardı. Baha, tahminice hepsinin kendisinden büyük olduklarını düşünüyordu.

Kızların ikisi siyah, biri platin sarı saçlara sahipti ve siyahlardan biri fena hâlde kıvırcıktı. Aynı zamanda esmer olan bu kıvırcık kızın melez olduğu kanısına varmıştı. Erkekler ise biri oldukça uzun ve sarışın, diğeri ondan kısa fakat kendisinden uzundu. Hiçbirini daha önce görmediğini sanıyordu ama saniyeler sonra kıvırcık olan kızın geçen yaz Aras ile flört olduklarını hatırladı. Aras ona fotoğrafını göstermişti. İkilinin sonunda sevgili olduklarını düşünen Baha, kendi kendine gülümsedi. Yakışıyorlardı.

"Acıktım ben."

"Yar-"

Aras araya girip kısa olan erkeğe cevap veren sarışın çocuğa dirsek atınca sarışının lafı yarım kalmıştı. Ve devamının ne olduğunu anlamayan tek kişi, Baha, kuzeninin kaş göz ile kendisini ifade etmesi sonucu herkesin bakışlarının hedefi olmuştu.

"Ana, bu ne lan?" Platin sarısı saçlarını geriye atıp aralarında Ulaş'ın olmasını umursamadan çilli çocuğa uzanmaya çalıştı kız. "Bebeye bak. Kimin çocuğu?"

Aras gülümserken Bertan gülmüş, bu sefer dikkatleri üstüne çeken o olmuştu. Sadece Aras ile Ulaş değil, gruba sonradan dâhil olan beşli de hazetmiyordu ondan. Bu durum ise siyah saçlı çocuğun zerrece umrunda değildi ki gevşek bir şekilde cevap vermişti ortaya atılan soruya.

"Aras ile Ulaş'ın. Gerçi son bıraktığımda prensesti ama..."

Bu cevabı vermesinde geçmişte oynadıkları oyunlar etkili olmuştu. Ne zaman evcilik oynasalar Ulaş ile Aras evli olurdu, gruplarında hiç kız olmamasının kötü bir yanıydı bu. Baha ikisinin oğlu, Bertan ise kenarda onları izleyip gülen fakat oyuna dâhil olmak istemeyen çocuktu. Tabii üçlü bir süre sonra onu zorla oyuna alıyor, şoför yapıyorlardı. Şoför adı altında da oyunun temeline onu koyuyorlardı. Bertan çok çekingen bir çocuktu, o üçü eğer yanına gelmezse kendisi onlara yaklaşamıyordu. Bu sebeple de uzun bir süre onlardan başka arkadaş edinememişti. Zaten çok da uzun sürmemişti dostlukları, babasının tayini yüzünden Doğu'ya taşınmışlardı ve yolları ayrılmıştı dörtlünün.

Tabii Aras, Ulaş ve Baha böyle sanıyordu fakat Bertan onlardan hiçbir zaman kopmamıştı. Baha da taşındıktan sonra diğer ikili çok çalışıp aynı üniversiteyi tutturmuştu, Bertan da bunu babasından öğrenip aynı diğer sene aynı yeri tutturmayı başarmıştı. O, Aras ile Ulaş'tan bir yaş küçüktü. Baha'dan ise bir yaş büyük. Üniversite 2. Sınıfa gidiyordu.

Bertan'ın verdiği cevap oldukça patavatsız olan Mustafa'yı güldürmüş, geri kalan herkesin ise yüzünü iğrenir gibi buruşturmasına sebep olmuştu. Baha diğerlerinden farklı bir sebeple yapmıştı bunu, yıllar geçmesine rağmen kurtulamadığı lakap yüzünden.

"Hâlâ ne bokuma burada oturuyorsun sen? Siktirip gitsene."

Ulaş kendisinden beklenmeyecek sertlik ile Bertan'ı kovunca istenmeyen çocuk yarım ağız sırıttı.

"Peşimden çok ağlarsın ama bak."

"Lan defol git!"

Yaylana yaylana ayağa kalkıp sandalyeye astığı deri ceketini giydi ve kendisine çatık kaşlarla bakan Baha'ya göz kırptı. Daha sonra ise bir kez bile dönüp bakmadan kafeteryadan çıktı. Ulaş ile Aras eve gidince yaşayacakları sıkıntıyı şimdiden tahmin edebiliyorlardı...

**

Gençler kafa karışıklığı için ufak bir tablo oluşturacağım, bir anda çok kişi girdi olaya ben bile anlamadım

• Ulaş ile Baha kuzen
• Ulaş, Baha, Aras ve Bertan çocukluk arkadaşı. Bertan 10 yıl, Baha da 7 yıl önce taşındı ve yolları ayrıldı.
• Ecrin, platin saçlı kız. Melisa, kıvırcık saçlı esmer kız. Buse, diğer esmer kız.
• İlhan, uzun sarışın. Emir daha kısa olan.

Merak ettiğiniz bir şey varsa sorabilirsiniz...

Doe// GAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin