Kendi düşüncesine göre yine sıkıcı bir dersten çıkmış, başını sıraya gömmüş uyuyordu Minho. Ne de olsa babasının şirketinin başına geçeceği için sallamıyordu dersleri. Bunca yıl sınıfta kalması da bunu doğruluyordu zaten. Kimseyle konuşmaz, ona yaklaşmaya çalışan insanları tersleyip kendinden nefret ettirirdi. Bu umursamaz tavırları insanların dikkatini çektiği için okulda bilinen bir öğrenciydi.
Her zamanki gibi zilin çalmasını çok umursamadan gösteriş olsun diye gerekli malzemeleri çıkardı ve masanın üzerine koydu. Gerçi uzun zamandır boş geçiyordu edebiyat dersleri. Sınıftakilerden duyduğuna göre hoca yoktu bir kaç haftadır. Bunları düşünmeden tekrar başını sıraya koymak üzereydi ki sınıfa kahverengi saçlı, kendinden uzun boylu genç biri girdi. Herkes ona bakıp kendi arasında fısıldamaya başlamıştı bile. Genç gülümsedi ve sınıfa bakarak konuştu.
"Ben Kim Seungmin. Yeni edebiyat öğretmeninizim. Diğer edebiyat öğretmeniniz özel bir nedenden dolayı gelemiyor, bu nedenle artık edebiyat derslerini birlikte işleyeceğiz."
Minho öğretmenine baktı ve fazla güzel diye geçirdi içinden. Konuşması, sesi, yüzü, gözleri, tarzı, neredeyse her şeyiyle Minho'nun dikkatini çekmişti.
Dirseğini sıraya yasladı ve çenesini elinin üzerine yerleştirip öğretmeni dinlemeye başladı. Normalde hiç bir dersi doğru dürüst dinlemeyen Minho, şimdi dikkatle dinliyordu dersi.
,,Yaklaşık 40 dakika sonra ders bittiğinde öğretmenin başına toplanan kızlara göz devirdi Minho. Seungmin, kızlarla gülümseyerek sohbet ediyordu. Ayağa kalktı ve hızlı adımlarla sınıftan çıktı.
Bahçeye geldiğinde banklardan birine oturdu ve etraftaki öğrencileri izlemeye başladı. Okulda hiç arkadaşı yoktu, olmak isteyenleri de soğuk tavırlarıyla resmen kış kışlardı yanından. Hep tek dolaşırdı.
Bahçede etrafı izlerken iki çocuk oturdu yanına. Gülerek konuşuyorlardı. Minho onları görmezden gelmeye çalışıyordu. Daha sonra sesleri kesildiğinde gittiklerini düşünüp oturdukları yere doğru dönecekken dibindeki uzun kahverengi saçlı çocukla irkildi. Çocuk gülümsedi ve neşeli bir ses tonuyla konuştu.
"Merhaba, sen Minho'sun değil mi? Ben Hwang Hyunjin. Arkadaş olmak ister misin diye soracaktım."
Minho gelen teklifle her zamanki gibi göz devirdi.
"Bir arkadaşa ihtiyacım olduğunu sanmıyorum, teşekkür ederim."
Çocuğun diğer herkes gibi çekip gitmesini beklerken daha da dibine girmesiyle kaşlarını çattı.
"Hadi ama, çok iyi arkadaş oluruz bence."
Kaşları hâlâ çatık bir şekilde geri çekildi Minho.
"İstemiyorum dedim ya?"
Çocuk uzun saçlarını eliyle geriye attı ve sırıtarak Minho'ya baktı.
"Kokoreç gömeriz belki"...
Ne yazdım ben aemina
ŞİMDİ OKUDUĞUN
deep thoughts // 2min
Fanfiction"dersime bu kadar ilgili olman güzel Lee Minho." "ilgim derse değil, size Bay Kim." [Askıda!!]