N

19 3 10
                                    



Yeni bir güne uyanmıştı ev halkı. Dışardaki hava evin içerisindeki havayı aratmayacak şekilde kötüydü. Dün akşamdan beri bitmeyen bir yağmur yağıyordu. Sanki gökyüzü ağlıyordu. Jeongin için miydi gözyaşları? Toprak kokuyordu her yer. Jeongin toprak kokusunu severdi. Bir inanışa göre Tanrı yanına sevdiği bir kulunu alınca yağmur yağdırırdı. Yağan bu yağmurlar, ağlayan gökyüzü, mis gibi kokan bu toprak Jeongin için miydi?

Aniden dış kapının açılma sesiyle üç saattir aralıksız dışarıyı izlediği yerden kendine gelerek irkildi Minho. Hyunjin'dir diye düşündü. Sabah Jeongin'in o naif, güzel vücudunu toprağa teslim etmişlerdi. Hyunjin başından bir dakika olsun ayrılmamıştı. O gelmiştir diye düşündü Minho tekrardan. Düşüncesinde haklıydı da. Arkasında birini hissedince arkasını dönme ihtiyacıyla oraya doğru döndü. Hyunjin'di. Hyunjin Minho'nun kendine baktığını görünce göz devirerek mutfaktan ayrıldı.

Jeongin'i çok seviyordu o. Küçüklüğünden beri hep o vardı onun için. Nereye giderse gitsin, ne yaparsa yapsın yanındaydı hep. Birlikte ağlayıp birlikte gülüyorlardı. Sonra Hyunjin'in Jeongin'e karşı hisleri olduğunu fark etmesiyle işler değişmişti. Hyunjin için artık Jeongin daha da özeldi. Sonrasında Jeongin'in de kendisine karşı hisleri olduğunu öğrendi ve herkesi imrendirecek bir ilişkiye başlamışlardı. İlişkileri çok güzeldi. Jeongin temas sevmemesine rağmen Hyunjin'e dokunmak için çıldırıyordu, Hyunjin'de onun yanından hiç ayrılmıyordu. Sürekli küçük olanı öper, onun yanaklarını severdi. Diğeri de şirince gülümser, utandığında büyük olanın hafif belli olan kaslı koluna yavaşça vururdu. Hyunjin acımış gibi yaparak küçüğünü kandırırdı. Ve şimdi bunların hiçbirini yapamayacaktı. Öfkeliydi. Kırgındı. Üzgündü. Bir suçlu arıyordu ve gözlerinin önüne Minho'dan başkası kimse de gelmiyordu. Onu büyüten, her masrafını karşılamaya çalışan, her anlamda yanında olan ve olmaya çalışan Minho.

Minho yüzünü tekrar cama döndü. Gözlerinin dolmasına engel olamamıştı. Biraz daha oturursa ağlayacağını bildiği için oturduğu yerden kalktı ve kafasını dağıtmak için dolabı açıp bir şeyler yemek umuduyla karıştırmaya başladı. Bulduğu iki üç çikolatayla karnını doyurmaya çalıştıktan sonra uyumak için yatağına doğru gitti.

Yorganı kaldırıp soğuk olan yatağa girdi. Kafasını kuş tüğünden yapılmış olan yastığa koyup uyumaya çalışıyordu. Fakat yatağın soğukluğu mu yoksa aklındaki düşünceler mi bir türlü onu uyutmuyordu. Dün içmiş olduğu ilaç geldi aklına. Onu içince çok rahat bir şekilde uyumuştu. Yatağından hemen kalkıp mutfağa gitti. Dün içtiği ilacı arıyordu. En sonunda tezgahın kenarında bir yerde bulduğunda, dolaplardan birinden bir bardak çıkarıp su koydu. Ardından ilacı içip arkasından koymuş olduğu suyunu içti. Tekrar yatağına giderek uyukuya dalmayı bekledi. Ve uyuyabilmişti.







3 Mart 2023
22 Temmuz 2023 Düzenlendi

Dark Clouds And Rainbow (SKZ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin