he won't come back

698 54 14
                                    

14 Eylül

14 eylül... On yedi yaşıma kadar asla sevemediğim o lanet gün.
bana ilk kez o gün hediye almıştın, çok iyi hatırlıyorum nasıl unutabilirim ki zaten.

3 haftadır çıkıyorduk. İkinci günümüzde doğum günümü sormuş, tarihi gelince de bana gümüş, yıldızlı bir kolye almıştın. çok beğenmiştim ve şuan bu satırları yazarken de hâlâ boynumda duruyor. Kolyeyi boynuma taktıktan sonra bana dönüp Gökyüzündeki bütün yıldızlardan daha güzel yıldızlara sahipsin, demiş ve gözümün üstüne buse bırakmıştın.

O an kalbim yerinden çıkacak gibiydi. nasıl bu kadar güzel kalpli birisi beni bulur? demiştim içimden. Tanrıya seni benden asla uzaklaştırmaması için yalvarmıştım o gece.

Yalvarışlarım boşaydı. Sen yoksun, belki bir yerlerde sende beni arıyorsundur diye düşünüyordum ama eğer arasaydın bu zamana kadar çoktan bulmaz mıydın? bulurdun. Ben hiç değişmedim ki Minho. Hâlâ bıraktığın gibiyim. Hâlâ o rengini beğenmediğin ve değiştirmek istediğin duvarlar arasında yaşıyorum, hâlâ ara sıra beraber uyuduğumuz ama sabahına seni yanımda bulamadığım o yatağımdayım. Tek bir eksik var. Sen. Geri gelmiyorsun. ne yapacağım? Geri gelmen için saatlerce dua etmem mi gerek? Bütün gün yatağımdan çıkmayıp ağlamam mı gerek? Ne yapmam gerek? son aylarda artık ağlamayı bile bıraktım çünkü gözümden tek damla yaş bile çıkaramıyorum. Sadece gözlerim doluyor, başka hiçbir şey yapamıyorum.

Başa çıkmaya çalışıyordum ama artık başa çıkma konusunda da direncim kalmadı. Sona yaklaşıyorum derken bunu kastetmiştim. Kendi sonumu getiriyorum. Son dakikalarımdayım ama gelmeni bekliyorum küçük bir ihtimal dahi olsa günün sonuna kadar gelmeni bekleyeceğim ama eğer gelmezsen... üzgünüm, ben artık yoruldum Minho. Gelmeyecek birini beklemekten çok yoruldum.

Çirkinim, beni ilk gördüğünde dediğin gibi. Bunu her zaman biliyordum zaten ama o gün onu senin söylemen çok canımı yakmıştı. Sonradan çıkmaya başladığımız 1 yıl boyunca da bana her güzelim deyişinde bunun aslında gerçek düşüncen olmadığını da biliyordum.

Son olarak benimle vicdanını rahatlatmak için çıktığını da biliyordum ama yine de bazen gerçekten sevdiğine inanıyordum, kısaca iyi rol yapıyordun sanırım.

Yine de her şey için teşekkür ederim. Bana hayatımın en güzel bir yılını yaşattın, sonrasında yaşadıklarım için bir bedeldi belki de bu bir yıl. Sorun değil Minho. Ne de olsa benimle olmanı gerektirecek bir sebep kalmadı, artık zorbalık görmüyorum. Sen belki gittin, belki hâlâ yaşıyorsun. Eğer gittiysen üzülme, yanına biraz sonra geleceğim ve eğer hâlâ yaşıyorsan da umarım bu yazılarımı bir şekilde okursun. Her şey için teşekkür ederim.

Die while living | Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin